Külliye merkezinden hayli uzak bir mesafede konumlanan yapı, Evliya Çelebi’nin kaydettiği ancak günümüze ulaşmayan kitabesine göre 1368-1369 yılında inşa edilmiştir.
Foto: Mustafa Taşkın/DepoPhotos
Mevlevihane, Saruhanoğulları döneminde olduğu gibi Osmanlı döneminde de faaliyetini devam ettirmiştir. Anadolu’da Konya Dergahı’ndan sonra gelen ikinci büyük asitane konumundadır.
Foto: Mustafa Taşkın/DepoPhotos
Manisa’nın sancak merkezi olma geleneği, Mevlevilerce de benimsenmiştir.  Konya’ daki Mevlevi Dergahı’na şeyh olarak atanan ve burada geleceğin muhtemel sultanı olacak şehzadelerle de yakınlık kurmaları sağlanmıştır.
Foto: Mustafa Taşkın/DepoPhotos
XVII. yüzyıla ait sicil kayıtlarından yapının durumu ve fonksiyonları hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür.
Foto: Mustafa Taşkın/DepoPhotos
Bu dönemde mevlevihanede bir mescit, kubbeli orta sofalı ahşap döşemeli, kalem işleriyle süslenmiş bir semahane, bir mutrip yeri, şeyh odası, altı derviş hücresi, güneydoğusunda ocaklı bir mutfak, doğusunda bir kiler ve kiremit örtülü bir terasın varlığından bahsedilmektedir.
Foto: Mustafa Taşkın/DepoPhotos
Mevlevihane, 19. yüzyılda şehir merkezine yeni bir Mevlevihane yapılana kadar önemini korumuştur.  1870’li yıllardan sonra kaderine terk edilmiş ve zamanla tahrip olmuştur.
Foto: Mustafa Taşkın/DepoPhotos
Cumhuriyet döneminde büyük bir kısmı yıkılmış olan bina, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1960 ve 1970’li yılların başında onarılarak tekrar ayağa kaldırılmış ve 1983 yılında Manisa Müzesi İslami Mezar Taşları ve Kitabeler seksiyonu olarak kullanılmıştır.
Foto: Mustafa Taşkın/DepoPhotos
Halen Manisa Celal Bayar Üniversitesi Manisa Yöresi Türk Tarih ve Kültürünü Araştırma ve Uygulama merkezi bünyesinde Mevlevi kültürünün tanıtıldığı bir etnoğrafya müzesi olarak hizmet vermeye devam etmektedir.