Geçmiş yıllarda sadece burs kazanan veya ailesinin maddi imkânı iyi olan öğrenciler yurt dışında eğitim alırken, son dönemde ülkedeki siyasi, ekonomik ve sosyal yapı nedeniyle, her kesimden öğrenci yurt dışı eğitime yönelerek, eğitim sonrasında da orada kalmanın yollarını arıyor. Toplumda hakim olan 'kaygı' duygusu, aileleri maddi imkanlarını sonuna kadar kullanarak, çocuklarını yurt dışında eğitim almaya yöneltirken, gençler “Sınavı kazanabilecek miyim, okulu bitirince iş bulabilecek miyim, diplomam işime yarayacak mı?, iş bulurken tanıdık bulmalı mıyım?” gibi eğitim hayatına yönelik kaygılı soruların yanında, ekonomik belirsizlik, artan işsizlik oranı ve sosyal ayrışmalar nedeniyle umutsuzluğa sürükleniyorlar. Özellikle yurt dışında üniversite okumayı tercih eden öğrenciler, kabul şartları gereği, not ortalaması ve dil seviyesi yüksek olan öğrencilerden seçildiğinden, ne yazık ki başarılı ve kalifiye genç nüfusun beyin göçü gün geçtikçe artıyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız İstanbul Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Edu Vizyon Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Beşiktaş Şubesi'nin sahibi Pelin Sıngın, beyin göçünün ülkemiz adına kaygı ve üzüntü verici boyutta olduğunu söyledi ve sorularımızı yanıtladı. pelin-singin Gençler neden yurt dışında eğitim tercih ediyor! Lisans, yüksek lisans ve dil eğitimi için yurt dışına giden öğrenci sayısı her geçen gün artarken Türkiye’de eğitim sisteminde sürekli değişiklik yaşanması, sınav sisteminin gençlerde oluşturduğu stres, baskı ve belirsiz süreçler, iş bulamama ve gelecek kaygısı, bugün lise eğitimi için dahi yurt dışı tercihlerini artırıyor. Ailelerin etkisi nedir bu tercihe? Çocuklarını lise çağına kadar yaz okullarında, kurslarda ve özel eğitimlerle destekleyen aileler, artık lise dönemine gelindiğinde çocuklarını ülke dışında okutabilmenin yollarını arıyorlar. Yurt dışında eğitim almış öğrencilerin iş bulma ve başarılı olma şansı yükseliyor mu? Yurt dışında eğitim öğrencilere sadece ana dil düzeyinde yabancı dil öğrenmek, kaliteli bir eğitim kazandırmakla kalmayıp, öğrenciler yurt dışında sınav sistemlerinde boğulmayan, özgür düşünce ve yaratıcılığın ön plana çıktığı okullarda eğitim alıyorlar. Yeni insanlarla tanışıp, yeni şehirler, mekânlar, kültürler görerek kendi sorumluluklarını almayı, farklı dil, din ve ırklara saygı duymayı öğreniyorlar. Öz saygıları artıyor. Yurt dışı bağlantıları gelişiyor, kariyer planlarını yaparken çevresel sınırlara takılı kalmıyor, kendilerine büyük hayaller ve büyük hedefler koyabiliyorlar. Tüm bunların yanında gençler arasında yapılan bir çalışma; gençlerin yüzde 84’ünün deneyimlerinin kendilerine iş bulma süreçlerinde kolaylık sağladığına inandıklarını gösteriyor. Gençler yurt dışında eğitimin sadece iş bulma sürecinde etkisi olmadığını bunun yanı sıra işe girdikten sonra iş yerlerine ve çalışma arkadaşlarına uyum gösterme ve adapte olma konusunda da kendilerine büyük faydası olduğunu belirtiyorlar. yurt Öğrenciler ve aileleri açısından baktığımızda yurt dışında eğitim almak büyük avantajlar sağlıyor. Peki ülkemiz adına bu gençlerin yurt dışına gitmesi bizim için bir kayıp değil mi? Elbette kayıp. Ancak eğitim sistemindeki karmaşa ve işsizlik sorunu kaygıları artırıyor. Türkiye'nin siyasal ikliminin de bu tercihte etkisi olduğunu söyleyen öğrencilerin sayısı bir hayli fazla. Gençlerin huzur arayışında olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye dışında başka ülkelerde eğitim almak isteyen ve giden öğrenci sayısına yönelik bir veri mevcut mu? CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, uzman ve araştırma şirketlerinin verilerine dayanarak bir süre önce bazı bilgiler ortaya koymuştu. Bu verilere göre, beyin göçü ortaokul seviyesine düştü. 2017 yılında eğitim için yurt dışına gitmek isteyen öğrencilerin oranı yüzde 30 arttı. Yabancı liselerin mezunlarının yaklaşık yarısı yurt dışındaki üniversitelere başvurdu. yurtdisi-egitim Türk öğrencilerin öncelikli tercihleri hangi ülkeler? Yurt dışına en çok öğrenci gönderen 15 ülkeden biri olan Türkiye’de öğrenciler geçmişte öncelikli olarak Amerika, İngiltere, Kanada ve İrlanda’yı tercih ederken, son dönemde eğitim ücretlerinin düşük olması, Türkiye’ deki ekonomik belirsizlik ve dalgalanmalar, sınava bağlı olmayan kolay giriş koşulları sebebiyle, Letonya, Litvanya ve Estonya gibi Baltık ülkelerine gün geçtikçe ilgi artıyor. Neden Baltık ülkeleri öne çıktı? Maliyetler, ekonomik belirsizlikler ve sınav sistemi tercihleri Baltık ülkelerine yöneltti. Bu grupta özellikle Letonya, oldukça eski ve köklü üniversiteleri ile gerek İngilizce eğitim veriliyor olması gerekse ranking sıralamasında yukarılarda yer alması ve buna bağlı olarak Türkiye’de denklik alabilmesi ile tercih sebebi. Yine en önemli etkenlerden biri sosyal yaşam güvenliği. Bu ülkede suç oranı inanılmaz düşük. Daha az maliyetli olması da ailelerin Letonya üniversitelerine sıcak bakmasını sağlıyor. Yurt içindeki herhangi bir özel üniversiteyle birbirine denk maliyetlerle, küresel geçerliliği olan diplomalar alınması Letonya’yı ön plana çıkartan en önemli özelliklerden… Üniversitelere not ortalaması ve dil yeterliliği ile girilebiliyor. Yeterli dil seviyesi olmayan öğrenci hazırlık sınıfına katılım sağlayabiliyor. Lisans maliyetleri yıllık 2500-4000 Euro arası iken bu rakam Tıp ve sağlık bilimleri için 6000-10000 Euro arasında değişiklik gösteriyor. Yaşam maliyetleri ise aylık konaklama ve cep harçlığı ile 300-700 Euro arasında değişiklik gösterirken, öğrenciler toplamda Türkiye’de bir özel üniversitede alacakları eğitime harcanacak rakamın çok altında maliyetlerle uluslararası diplomaya sahip olma şansını yakalayabiliyorlar. Güvenlik, aileler için en önemli tercih etkenlerden biri.  Bu ülkede bulunan Türk-Leton İşadamları Derneği (LETİAD) iş dünyasının temsilcilerinin yanı sıra öğrenciler için de yol gösterici bir konumda. Ülkede eğitim için gerekli prosedür ve yaşam koşulları hakkında Türk öğrencilere yardımcı olduklarını biliyoruz. letonya_kapak