İki olayla gurur duydum...
Ülkem adına umutlarım arttı, mutlu oldum.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde bir ilk yaşandı, Kara, Hava ve Deniz Harp Okulu’nun birincileri kız öğrencilerden çıktı.
Ebru Eroğlu Kara Harp Okulu’nu,
İkra Kuyumcu Hava Harp Okulu’nu,
Şeyda Yıldırım Deniz Harp Okulu’nu birincilikle bitiren teğmenler oldu.
Subay kızlarımızla ne kadar gurur duysak azdır.
Kadına şiddeti önlemeyi amaçlayan Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede tek imza ile çıkıldığı, kadının ezildiği, kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin ürpertici boyutlara ulaştığı Türkiye’de kızlarımızın bu olağanüstü başarısı çok önemli bir gelişmedir.
★★★
Memnun olup gurur duyduğum ikinci olay, Kara Harp Okulu’ndaki diploma töreninden sonra genç teğmenlerin, Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılıklarını gösterip, tören kılıçlarını çekerek:
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atmalarıdır.
Beka sorununun tartışıldığı Türkiye’de, diploma alan genç teğmenlerin, Türk ulusunun büyük önderi Başkomutan Atatürk’e sahip çıkmaları doğal olarak, göğsümüzü kabarttı.
★★★
Fakat... Ne yazık ki ülkemizde öyle düşünmeyenler de var!
Teğmenlerin umut ve gurur veren sloganı, AKP içinde ve Saray yanlısı medyada huzursuzluk yarattı, tepkilere yol açtı.
Bunlar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde gerici yapılanmanın güçlenmesini isteyen, genç teğmenlerin beklenmeyen çıkışı karşısında hayal kırıklığına uğrayan gruplardı...
O kadar öfkelendiler ki, “Derhal soruşturma açılsın” diye bağıranlar oldu!
Genç teğmenler, ebedi başkomutan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” yerine Yunan Başkomutanı’nı hatırlatıp “Biz Trikopis’in askerleriyiz!” diye mi bağıracaklardı ki?
★★★
Yalnız teğmenler değil, tüm gençler Mustafa Kemal’in askerleridir.
Atatürk bu ülkeyi gençliğe emanet etmişti.
Harp okulunu bitiren teğmenler yarının albayları, generalleridir ve bu ülkenin bekçileridir. Görevleri yurdu, bayrağı korumak, askerin şerefini yükseltmektir.
Müsavat Dervişoğlu’nun dediği gibi “Türk askerinin mayası sağlamdır.”
Kim ne yaparsa yapsın, bu millet ebedi lideri Mustafa Kemal Atatürk’ten vazgeçmez, onun açtığı uygarlık yolundan asla dönmez!
10 yıldır iş arayan mühendis
Ülkemizde, işsizlikle birlikte yoksulluk da artıyor.
“Enflasyon düşüyor” diye atıp duruyorlar!
Gerçekte hayat pahalılığı dayanılmaz boyutlara ulaştı.
İsminin açıklanmasını istemeyen elektrik mühendisi bir okurum 10 yıldır iş aradığını, anlatıp şöyle diyor:
“Bu devlette İş ve İşçi Bulma Kurumu adlı bir devlet kurumu vardı. Onu kapatıp, yerine, “İş Kurumu” diye bir kurum kuruldu.
Ben bu kuruma 2014 yılında ‘İş arama’ kaydımı yaptım, o günden bu güne tam 10 yıl geçti ama bu kurum beni bir kere bile aramadı! Nasıl iş kurumu bu?
Neden 1960’tan beri Avrupa Birliği’ne giremiyoruz?
Neden işsiz ve fukarayız?
Çünkü Türkiye’de demokrasi ve laiklik yok.
Demokrasi kültür düzeyi yüksek toplumların rejimidir.”
TEBESSÜM
Eşeğin dili olsaydı...
İnsanlar birbirlerine “Eşek” diyerek o masum, kocaman gözlü, sevimli hayvanlara hakaret etmesinler.
Eğer eşeğin dili olsaydı,
Kızdıklarımıza “Eşek” dediğimiz için,
Ne kadar üzüldüğünü...” söyler ve...
O kalın sesiyle sorardı bize; “Niçin?”
Ben kızdığım eşeklere “İnsan” diyor muyum ki,
Siz “Eşşoğlu eşşek” diyorsunuz bana,
Günahıma giriyorsunuz,
Oysa ki ben, öyle diyenlerden daha insanım,
Onlar benden daha eşek!”
GÜNÜN SÖZÜ
Hedefi olmayan bir ulus dümeni olmayan bir gemi gibi olur!
