İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, Mayıs ayı başında Göç İdaresi Başkanlığı’na şöyle bir talimatı olmuştu: “Ev ev sığınmacı denetimini yapın. Verilen adreslerde bu kişilerin ikamet edip etmediğini belirleyin. Yapılacak sayıma göre ülkemizdeki sığınmacı sayısında da azalma olup olmadığı anlaşılacak.”

4 Temmuz 2024’te bu köşenin okurlarına “Ev, ev sığınmacı denetimi” başlığı altında şunları duyurmuştum: “Bakan ev, ev sığınmacı araştırması başlattı. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi’nin kayıtlarına göre ülkemizde halen 3 milyon 114 bin geçici koruma altındaki Suriyeli, 1 milyon 125 bin  ikamet izinli, 234 bin ise uluslararası koruma altında olan yasal göçmen bulunuyor. 194 bin 450 düzensiz göçmenin ülkemize girişi engellendi. Yeni mobil göç araçlarıyla denetim artırılıyor.

ARACILIK YAPAN İKİ KİŞİ

İçişleri Bakanlığı, gerek Suriyelilerin gerçek sayısını öğrenmek, gerekse verdiği adresin doğru olup olmadığını, o adreste kaç kişinin barındığını belirlemek amacıyla ‘ev denetimlerine’ başladı. Gerçekten sığınmacının belirlenen il ya da ilçede, bildirdiği adreste kalıp kalmadığı saptanacak. Böylece hangi ilde kaç sığınmacı olduğu da belirlenmiş olacak.”

Bu denetimler Mayıs ayında başlamıştı. Hafta içinde T24’te Tolga Şardan, iki yabancı uyruklu kişinin ikametgah olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın bakanlık konutunu gösterdiklerinin belirlendiğini yazdı. Bakan Yerlikaya’nın, “Ev, ev denetim yapılması” emri boşuna değildi. Kendisine benzer bazı ihbarlar ulaşmıştı ama konutunda iki yabancının ikamet ettiğine ilişkin sözleşme olabileceği hiç aklından bile geçmemişti. 

Organize suç örgütlerine, uyuşturucu kaçakçılarına, terör örgütlerine karşı etkili operasyonlar yapan, bakanlığını ilgilendiren her konuda etkili çalışmalar yapan Ali Yerlikaya ve bakan yardımcılarını  gözden düşürmek için bir tezgahtan söz ediliyor. “Bakan, konutuna bile sahip çıkamıyor” imajı yaratmak için “adres tuzağı” kurulduğunu söyleyenler de var.

GÖLGELEME PLANI

Bir yetkili, “Burası Ankara, normal görünen olayların arkasında da bazı hesaplar oluyor” diyor. İki Azerbaycanlı askeri öğrenci, Kara Harp Okulu öğrenci yurdunda kalıyor. Hafta sonlarında “evci” çıkabilmek için adres göstermeleri gerekiyor. Aracılar da ev adresi olarak bakanın konutunun bulunduğu yeri adres olarak yazmış. Askeri öğrenciler, bakan konutunda kalmamalarına rağmen, onlara adres konusunda aracılık yapan iki kişinin masum olduğu söylenemez. Kimin yararı düşünülerek bu tezgahın içinde yer aldılar? Yerlikaya’yı yıpratmak, başarılı çalışmalarını gölgelemek isteyenlerin kimler olduğunu da tahmin etmek zor değil.

Ev denetiminde Ankara’da bakanın konutu çıktı ama diğer illerde de sonuna gelen denetimlerde şu gerçekle karşılaşıldı: Bir çok sığınmacının, Göç İdaresi kayıtlarında gösterdikleri adreslerde kalmadıkları, suç işlemeleri halinde bunlara ulaşmanın çok zor olduğu anlaşıldı.

Şimdi şu yapılacak: Adresinden yetkili makamların bilgisi dışında ayrıldığı belirlenenlerin yardımı kesilecek. Kuşkusuz bu durum sığınmacıları hayli etkileyecek. O yüzden, hangi Suriyelinin hangi ilde, hangi adreste olduğu bilinecek ve daha sağlıklı kayıtlar tutulacak.

NOTER ONAYLI BELGE

Göç Kanunu’na göre, ikamet başvurusu kabul edilen kişi, kalacağı adresi bildiriyor. İlk bildirimde noter onaylı belge gerekiyor. Ankara Göç İdaresi Başkanlığı, bakanlık talimatı doğrultusunda diğer illerde olduğu gibi eldeki mevcut adresleri emniyete bildirdi, polis ve jandarma kendi sorumluluk alanlarında ‘adres tahkikatı’nın sonuna geldi. Adrese gidildiğinde kişi evindeyse kendisine, yoksa komşularına belirtilen adreste yabancı uyruklu kişinin kalıp kalmadığı soruluyor. Olumsuz cevap verilmesi halinde durum emniyet tarafından Göç İdaresine bildiriliyor. Göç İdaresi de kişinin ikametini donduruyor.

Yabancı uyruklu kişi, polis denetiminde GBT kaydı sorgulandığında kimliği kapalı çıkarsa gözaltına alınıyor. Bu konuda sıkça İdare Mahkemesine davalar da açılıyor. İki Azerbaycanlı askeri öğrencinin; ikamet olarak bakanın konutunu göstermesiyle ilgili olarak Göç İdaresinin neler yaptığına bakalım: Askeri öğrencilerin işlemlere “özel statülü” olarak yapılıyor. Diğer yabancılardan farklı kayıtları var. Göç görevlisi yazılan adresin bakan konutu olup olmadığını bilemez. Yabancının aracılara bildirdiği adres kayıtlara geçiriliyor.

ADRESİ KİM VERDİ?

Göç İdaresi’nin adres kayıt sistemi ile Nüfus Müdürlüğü’nün sistemi entegre değil. Kişi Göç İdaresine yanlış adres verse bile sistem, Göç İdaresine silinme, düzeltme yetkisi vermiyor. Yanlış olduğu belirtilen adresin silinebilmesi için sığınmacının ev sahibiyle birlikte müfus müdürlüğüne gitmesi gerekiyor. Daha bitmedi, bir yığın işlem yapılmak zorunda. Askeri öğrencilerin ikamet adresi olarak bakan konutu gösterilmiş. “Peki onlara bu adresi kim verdi? Kira sözleşmesini hazırlayıp veren kim” diye bakmak gerekiyor.

Söz Göç İdaresi’nden açılmışken, bir ‘inat yolcu’dan söz edelim. Tahdidinden dolayı Türkiye’ye kabul edilmeyen ama ülkemize gelmek isteyen yolcuya “inat yolcu” deniliyor. Bu durumdaki yolcu girişte tutulur ilk uçakla ülkesine gönderilir. Ankara Esenboğa Hava limanında, “inat yolcu” geldiği ülkeye gönderilmek için tutulurken, bir fırsatını bulup kaçıyor. Şimdi, ara ki onu Ankara’da bulasın...