Türkiye, yeni bir anayasa yapılmasına hazırmış!

İktidar söylüyor bunu ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, partiler arasında kapı kapı dolaşarak destek arıyor.

Aslında bu, Numan Kurtulmuş’un görevi değil ama Saray’dan öyle talimat geldiği anlaşılıyor.

İnsanlarımız şaşkın bir halde:

“Nereden çıktı bu yeni anayasa gündemi?” diye soruyor.

Türkiye’de her şey yoluna girdi, fukaralık bitti, aç ve açıkta insan kalmadı, işimiz bir anayasaya kaldı sanki!

Sorunları çözemeyen iktidar, milletin sefaletiyle dalga geçer gibi “yeni anayasa yapalım” deyip duruyor.

Ekonomik hedeflere ulaşamayınca “yeni anayasa” ile gündem değiştirip milleti oyalamak, açlığı unutturmak, çözemedikleri sorunları halının altına süpürmek istiyorlar.

Allah aşkına söyleyin!

Şimdiki anayasa ile ne istediler de yapamıyorlar? Hangi sorunu çözemiyorlar? Yeni anayasa ile yapmak istedikleri ne?

Aslında anayasa-babayasa taktıkların yok!

Zaten Anayasa Mahkemesi kararlarına uymuyorlar, saygı da duymuyorlar!

“Laf olsun, torba dolsun” diye “Daha özgürlükçü bir anayasa” deyip duruyorlar.

★★★

Siz önce hukuka saygılı olun, mevcut anayasayı uygulayın, Anayasa Mahkemesi’nin “Hak ihlali” kararı verdiği insanları cezaevinde tutmayın!

Mevcut anayasanın sağladığı özgürlükleri tanımayanların, “Daha özgürlükçü bir anayasa yapalım” demeleri çok tuhaf, çok garip bir manzara yaratıyor. Tam bir çelişki!

★★★

Yeni anayasayı bir yana bırakın, halka verdiğiniz sözleri tutun.

Türk milletine 25 bin dolarlık milli gelir sözü vermişlerdi. Ne oldu? Hava-cıva!

“Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz” demişlerdi. Ne oldu? Hava-cıva!

Kararları hoşa gitmeyen yargıçlar, Hakimler Savcılar Kurulu tarafından hemen başka illere sürülüyor.

Enflasyonu düşürüp, pahalığı yok edeceklerdi. Ne oldu? Hava-cıva!

Dünyanın en adaletsiz uygulaması olan “Mülakatı kaldıracağız” diye söz vermişlerdi. Seçim bittikten sonra bu söz de hava-cıva oldu.

İktidarın “hava-cıva” olan sözleri saymakla bitmez!

Siz yeni anayasadan önce, millete verdiğiniz sözleri tutun, adaleti ve kalkınmayı sağlayın, yolsuzluklar önleyin, yoklukları bitirin! Bunları yapamıyorsanız, görevi yapacak olanlara devredin!

Ah Başkan! Ne yaptın sen?

Ülkenin her tarafı yangın yerine dönmüş bir durumda...

Tarikat ve cemaatler etrafı sarmış...

Milli eğitimi, hukuku, orduyu, siyaseti dini kurallara göre şekillendirmek çabaları var...

Bu gidişatı durdurmak, ülkede güven ve huzuru sağlamak lâzım ama... Siyasette de hukukta da umut kırıcı olaylar yaşanıyor!

Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yapmış biri olan Hulusi Akar bile “Eğitimin amacı bilgi değil, Allah korkusu yaratmaktır.” diyerek (belki de farkına varmadan) gerici akımlara destek oluyor.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi göreve yeni başlayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya’nın da yemin törenindeki konuşmasını dini referanslar ve ayetler üzerine oturtması şaşırtıcı oldu ve hayal kırıklığı yarattı!

Anayasa Mahkemesi’nin Başkanı, Anayasa’da “Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir” diye yazıldığını bilmez mi? Tabii ki bilir ama neden dini söylemlere sarılmaya ihtiyaç duyar?

Görevi, kanunların, cumhurbaşkanı kararnamelerinin anayasaya uygunluğunu denetlemek olan yüce mahkemenin başkanı olarak göreve başlayan Kadir Özkaya’nın daha ilk adımda Anayasa’nın 2’nci maddesindeki laiklik ilkesini çiğnemiş olması, çok üzücü ve laiklik ilkesini yıkıcı bir davranıştır.

Hedeflerinde, (cemaat ve tarikatlar gibi) kamu alanını da dine göre düzenlemek mi var? Nereye gidiyoruz böyle?

GÜNÜN SÖZÜ

Gelecek karanlık görünse bile her zaman umut vardır!