İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği’nin (AYİDER) “100. Yılında Yeşilkent İstanbul” başlıklı etkinliğine katıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı da Kadıköy Büyük Kulüp’te düzenlenen etkinlikte İmamoğlu’na eşlik etti.
“İSTANBUL VEYA TÜRKİYE'NİN HER YERİNDE, YAKLAŞIK 16-17 KURUM İMAR PLANI YAPABİLİYOR”
“İstanbul veya Türkiye'nin her yerinde, yaklaşık 16-17 kurum plan yapabiliyor, plan iptal edebiliyor” bilgisini paylaşan İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
* Bir yerde, hiç bilmediğiniz bir noktada, bir anda bir imalatı başlatabiliyor. Bunlar işte TOKİ, Şehircilik Bakanlığı, İller Bankası, Özelleştirme İdaresi, ilçe belediyesi, Büyükşehir Belediyesi vesaire vesaire. Bu karmaşık dönem, ne yazık ki bu son dönemin bir ürünü. Sebebi şu: Siyasi şekillere göre, siyasi sonuçlara göre bir şekil alma meselesi. Bu anlamda geri dönülemez tahribatlara sonuç veren bir durum.
* İstanbul'da, özellikle Cumhuriyetin süreçlerine baktığımızda, ki ilk yıllarında Mustafa Kemal Atatürk, dünyanın belki de en öncü plancılarıyla genç Cumhuriyet'in iyi planlanmasına yönelik 1920’li, 30’lu yıllarda adım atan bir liderlik gösterirken, ne yazık ki son 20 yılda -iyi yapılan işleri bir yere koyuyorum, ben bunları söylemekten asla imtina etmem- büyük oranda kentlerimizin yozlaşmasına, kötü şehirleşmeye zemin oluşturmuşlardır. Ve bu oluşan zemin, kenti zorda bırakmaktadır.
2009’DAKİ 1/100.000’LİK PLANI HATIRLATTI
“Bugünün iktidarı, merkezi hükümeti, fazla değil 2019 yılında, İstanbul'da, 1/100.000’lik plan yapmıştı” diyen İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
* O dönem katılımcılığı ön planda tuttuklarından ötürü, benim de mensubu bulunduğum siyasi parti dahil, bütün partilerin oy birliğiyle İstanbul, ilk defa bu kadar kapsamlı bir plan elde etmiştir. 2019; dün. Yani 100 yıl, 50 yıl, 30 yıl, 40 yıldan bahsetmiyorum; dün. Fazla geçmedi, 2-3 yıl içerisinde, oy birliğiyle geçen planı aldı çöpe attılar.
* Bambaşka bir kent düzeni oluşturuldu. Bir anda alabora oldu. Havalimanının üzerinden tutun yeşil alanlara, koruma alanlarından tutun rezerv alanlarına, askeri alanlardan tutun birçok şeye varıncaya kadar şehir alabora oldu. Ve adım adım, aşama aşama bir baktık 2013’te, 2014’te önümüze Kanal İstanbul gibi bir alan çıktı.
* Bir anda 2,5-3 milyon nüfuslu bir saha, 140 milyon metrekareye yakın bir alanı imarlı hale getiren bir planı size, bize, ilçe belediyelerine, büyükşehir belediyelerine sormadan, Ankara'da pat, küt, 1.000’lik, 5.000’lik 100.000’liklere varıncaya kadar planı işlediler. Dünyanın hiçbir yerinde bunlar olmaz, olamaz.
“ASKERİ ALANLARIN YÜZDE 96’5’U KONUT ALANINA ÇEVRİLDİ”
2009 yılında yapılan 1/100.000’lik plan içerisinde 15 bin 300 hektarlık askeri alanın da bulunduğu bilgisini paylaşan İmamoğlu şöyle konuştu:
* 2016 yılında hükümet, askeri alanları kent dışına çıkartma kararı aldı. Biliyorsunuz o dönem bu konu çok tartışıldı. Yaşanan darbe girişiminden sonra böyle bir karar ve böyle bir tercihte bulunuldu. Asker alanların o dönemde yapılan duyuruda ranta açılmayacağı, öncelikli yeşil alan, onun dışında da eğitim, sağlık gibi sosyal, teknik altyapı alanları olarak kullanılacağı ifade edildi.
Uygulamanın tam tersi bir şekilde gerçekleştiğinin altını çizen İmamoğlu, askeri alanlarının yüzde 96,5’luk kısmının konut alanına çevrildiğine dikkat çekti. Şu ana kadar tamamlanmış konutlarda 40 bin kişi yaşadığını aktaran İmamoğlu, “Önümüzde, yapılacak ve yapılmak üzere olan daha binlerce konut söz konusu. Daha da ileri gidiyorum. Buralarda acaba sosyal konut mu üretilecek, diye düşünebilirsiniz. Yüzde 85’i lüks konut statüsünde yapıldı” diye konuştu. Kendilerinden önceki dönemde bu şekilde yapılan imar değişiklikleriyle 86 milyar dolarlık rant yaratıldığına vurgu yapan İmamoğlu, söz konusu paranın İBB’nin 12 yıllık bütçesine denk geldiğinin altını çizdi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞKANLIĞI” ELEŞTİRİSİ
Göreve geldikten sonra “İstanbul İmar Yönetmeliği”ni sıfırdan çalıştıklarını belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
* Buna çalışırken meslek odaları, bazı sizler gibi kuruluşlarla irtibat kurarak, fikirlerini alarak hangi konularda en derin sorunlar yaşadığı konularında çalıştık. Diyeceksiniz ki, ‘Merkezi idare misin de imar kanunu çalışıyorsun?’ Bu, en çok İstanbul'u etkiliyor. Peki biz bunu kendimize mi çalıştık? Hayır, kendimize çalışmadık. Kalktık bütün bunları Şehircilik Bakanlığıyla paylaşma konusunda yoğun çabası gösterdik.
* Hem bir önceki bakanla hem şimdiki bakanla paylaştık. Sağ olsun şimdiki Bakanımız da göreve gelir gelmez ben randevu istedim. Davet etti. Gittik. Ancak, bakınız yani siyasetin, hayatın her alanında girip, esas konuların konuşulmadığı bir sahanın oluşumu can sıkıcı. Biliyorsunuz; bir Altyapı ve Kentsel Dönüşüm diye bir Başkanlık kuruldu.
* O kadar ucu açık bir kavram ki. Yani TOKİ gibi bir şey daha, bir kurum daha. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı. Her şeyi yapabiliyor. Biz bambaşka bir şey anlattık mesela kendisine. Çok da sıcak baktı. Bunun bir kanunla bile desteklenmesi gerektiğini biz kendisine ifade ettik. Hatta birkaç yerde buna olumlu cevap da ve açıklaması da oldu Sayın Bakan’ın.
“ŞEFFAFLIK YERİNE, İBB’Yİ YOK SAYAN BİR SİSTEM TERCİH EDİLİYOR”
* Biz, şunu söyledik: ‘İstanbul'a özel bir çalışma yapalım. Ama bu çalışma öylesine şeffaf, öylesine kolaylaştırıcı olsun ki; biz içinde olalım, siz içinde olun. Yönetelim. Modere edeni siz olun. Kararların hızlı çıkması konusunda özenli davranalım.’ Bu 3’te 2 çoğunluğunun azaltılmasını sunduğumuz raporda bizim vardı. Buradan iki-üç tanesi alındı. Onun dışında bir tane Başkanlık kuruldu. ‘Hayır’ dedim, ‘Biz, bir konsey gibi, İstanbul Deprem Konseyi gibi, adı başkanlık olur, kurul olur, komisyon olur, konsey olur, her neyse…
* Sizlerin bile içinde olduğu bir mekanizmanın, bilgi paylaşımının seri yapıldığı, bir sahanın olgunlaşmasını istedik. İşte bir bina yıkılacak neredeyse insanların başına. Yıllardır boşaltılamıyor. Biliyoruz, yaşıyoruz bu sorunları. Bunları da ortadan kaldıran ama şeffaf olan. Ama şeffaflık yerine ne tercih ediliyor? Büyükşehir Belediyesi’ni bile yok sayan bir sistem tercih ediliyor. Bütün bunlar sıkıntılı işler.
* Bunların hepsini çözebilecek yöntemler var sevgili dostlar. Tek koşul var: Paylaşmak. Bir de şurada başka bir hesap olmayacak. Yani kamu yöneticisinin beyninin arka kısmında başka bir hesap olmayacak. Hesap net: Milletin lehine, milletin çıkarına, bu milletin hayatını koruyacak, geleceğini güzelleştirecek usul ve üslupla yöntem bulma meselesi. Ama tercih, başka yönde.
İmamoğlu’ndan 'Kentsel Dönüşüm Başkanlığı' eleştirisi
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AYİDER’in ‘100. Yılında Yeşilkent İstanbul’ başlıklı etkinliğinde konuştu. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan ‘Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’ uygulamasını eleştiren İmamoğlu, “Şeffaflık istedik. Ama şeffaflık yerine ne tercih ediliyor? Büyükşehir Belediyesi’ni bile yok sayan bir sistem tercih ediliyor. Bütün bunlar sıkıntılı işler” dedi.