İsmail Kartal haftalardır 'En az hata yapan takım şampiyon olacak' yorumu yapıyor. Reçeteyi yazıyor ama tedavide sıkıntı yaşıyor. Okan Buruk'un ekmeğini taştan çıkardığı yerde, İsmail Kartal'ın en ufak krizlere bile çözüm üretememesi, sezon başından beri hakkıyla liderliğin sahibi olan takımını yine aynı haklılık derecesinde ikinciliğe düşürdü.

Fenerbahçe'nin son 1 aydır gerileyen bir form grafiği var. Her ne kadar maçlar kazanılsa da, ya Cengiz Ünder'in şapkadan tavşan çıkarmasıyla ya da son dakikalarda atılan bir golle bu gerçek görmezden geliniyordu. Çünkü takımın mücadelesi ve isteği, bu problemin üstünü kapatıyordu.

Kafası kesilmiş tavuk gibi

Alanyaspor maçının ilk 45 dakikasında silik bir Fenerbahçe izledik. Fatih Tekke'nin öğrencileri iki kanadı da öyle bir kıskaca aldı ki, Fenerbahçe'nin eli kolu bağlandı. Çünkü hücum bölgesini rakip ceza sahasına taşıması beklenen Krunic ve İsmail ikilisi, kafası kesilmiş tavuk gibi dolandı durdu.

Demek ki Kent'ten daha kötüler

Takımın tıkandığı bu noktada, İrfan Can Kahveci'nin neden orta sahada denenmediğini gerçekten merak ediyorum.

Maç biterken, 2,5 aydır sahaya adım atmayan Ryan Kent kurtarıcı olarak giriyorsa, yedekteki Mert Hakan ve Zajc ondan da kötü durumda demektir; ki bu da teknik ekibin çözemediği bir başka sorun. Hal böyleyken, 'Hazır Cengiz sağ tarafta fırtına estirirken ve Fred de yokken, şu İrfan Can'ı birkaç maç orta sahada deneyelim' diye hiç mi düşünülmedi?

Takım kenar yönetime güvenmiyor

İkinci yarının hemen başında basit verilmiş penaltı kararıyla gelen gol, ikinci golün ivmesini yarattı. Ama tribündeki ve takımdaki tedirginlik öyle haf safhadaki, orijinali sağ bek olan Augusto'nun iki gollü şovuna engel olunamadı.

Hem taraftarın hem de takımın, kenar yönetimin krizleri iyi yönetemediğini bilmesi Kadıköy'de panik havası yaratıyor. Sadece Kadıköy'de 9 puan kaybedilen maçları tekrar izleseniz, bu durumun açık bir şekilde ortada olduğunu ve çözümün de güçlü bir irade gösterilmesinde olduğunu görebilirsiniz.

İradesizliğin iradesi...

Ama İsmail Kartal, bu iradeyi sadece Samsunspor maçının 70. dakikasında Tadic, İrfan Can ve Dzeko'yu aynı anda çıkararak göstermeye çalıştı. Skor 1-1'ken yapılan bu hamle de, tam bir iradesizliğin iradesi gibiydi.

Fenerbahçe'nin kaybettiği hiçbir şey yok ama kaybedebileceği çok şey var. Takımdaki sorunların, 'rakipler bize hırslı oynuyor' veya 'rakipler yerden kalkmıyor' gibi hiçbir derde çare olmayacak sızlanmalarla çözülemeyeceği çok açık.

İsmail Kartal'a kötü bir haberim var

Çünkü şampiyonluk yolu, tam da bu şikayetlenilen konuların üstesinden gelebilmekten geçer. En azından Fenerbahçe için, tarih boyunca başka bir anlam taşımadığını herkes bilir. En iyi de, yıllarca bu formayı giymiş, üçüncü kez teknik direktörü olmuş, otobüsü kurşunlanmış İsmail Kartal bilir.

Anadolu takımlarının ligin ikinci yarısında daha katı futbol oynadığı sır değil. Ve İsmail Kartal'a kötü bir haberim var; Hocam son haftalara yaklaştıkça daha da fazla yerde yatacaklar. Çünkü çözüm üretemiyorsun ve bunun takımda yarattığı panik havasına, rakipler bayılıyor.