Tam bir İtalya klasiği izledik. Sağlam takım savunması, temaslı oyun ve birebir mücadelelerde hiç çekinmeden sarı kartlık müdahaleler... İtalya kendisinden biraz daha iyi gözüken bütün rakiplere karşı hep böyle oynadı.
Brezilya’yı ve Arjantin’i böyle eledi Dünya Kupalarından... İtalyan ekolünün temel prensibi bu... Önce gol yemeyeceksin. Fırsatını bulunca da golü atıp, yine çekileceksin yarı sahana... Dile kolay, 4 Dünya kupası aldı bu ekol...
Kadrosunda süper yıldızlar yok, ama onlar için fark etmiyor, bu turnuvada top, İspanyolların ayağına çok yakışıyor. Pedri, Yamal ve Willams müthiş oyuncular. Ruiz, oyuna yine ağırlığını koymuştu. Atak girişimleri, şutlar ve kanatlardan yapılan organizasyonlar uzun süre istediğini getirmedi İspanya’ya...
Donnarumma faktörü dün gece ortaya çıktı. İnanılmaz zor, iki mükemmel top çıkarttı derken, İspanya’nın golü geldi. Bu kadar baskı mutlaka hata yaptıracaktı. Çünkü üretim hiç yoktu İtalya’da... Kalelerini uzun süre iyi savunan İtalyanlar bu defa Calafiori’nin kendi kalesine attığı gole engel olamadı.
İspanya farkı artırmak için uğraşırken, İtalya hücuma çıkmaya çalıştı. Şut istatistiklerine baktığımda 75’inci dakikaydı ve İtalyanlar sadece iki şut atmıştı. Gole bu kadar uzak kalırsanız, İspanya’yı doğal olarak yenemezsiniz.
Şöyle bir gerçek var, Almanya ve İspanya oynadıkları oyunla şu ana kadar öne çıkan takımlar oldular