100 milyar dolarlık “GREAT Trust Planı”, yıkılmış Gazze’yi “Ortadoğu Rivierası”na dönüştürmeyi hedefliyor. Ancak bu projelerin ardında kimin geleceği inşa ediliyor, sorusu büyüyor. Elon Musk sanayi sitesinden, yapay adalı Trump Rivierası’na, Körfez otoyollarından veri merkezlerine uzanan mega yatırımlar zinciri, Filistin halkı için değil, yeni bir düzen için yorumlarına yol açtı.

İki yıl süren savaşın ardından, artık Gazze yeniden inşa masasında. Barış anlaşmasının imzalanmasıyla birlikte gündeme gelen “Büyük Gazze Yeniden İnşa Planı (GREAT Trust Planı), bölgeyi bir ’Ortadoğu Rivierası’na dönüştürme vaadiyle tanıtılıyor.

100 milyar dolarlık bu dev yatırım paketinin ardında ABD, Körfez ve küresel teknoloji devleri var. Ama bu yeni Gazze vizyonu, beraberinde çok daha derin sorular getiriyor.

Kimin için yeniden inşa? Kimin üzerinde yükselen bir gelecek?

★★★

Washington Post ve Financial Times’a göre plan, Filistin’in en yoksul ve yıkılmış toprağını geleceğin yapay zekâ laboratuvarına çevirmeyi öngörüyor.  “Elon Musk Üretim Alanları”, “MBZ Merkez Otoyolu”, “Refah Lojistik Merkezi...” Adeta bir yatırım kataloğu.

 Planın dili, diplomatik olmaktan çok şirket jargonu: “İnovasyon ekosistemi”, “dijital vatandaşlık”, “enerji verimliliği...”

Ama bu kelimelerin ardında sessiz bir gerçek var. 2 milyon Filistinlinin yerinden edilmesi, kimilerinin ‘Geçici güvenli kamplara’ taşınması, kimilerininse ‘gönüllü göçmen’, inşaatlarda ‘köle işçi’ yapılması...

★★★

Planın ilk aşaması enkaz kaldırmakla başlıyor. Gazze’de tahminen 50 milyon ton moloz var. Trump, “Bölgeyi dümdüz edip Amerikan şirketlerine yeniden inşa ettireceğiz” diyor. Yani savaşın enkazı, yeni bir inşaat ekonomisinin yakıtı olacak.

Ardından “MBS Kuşak Otoyolu” geliyor. Suudi Veliaht Prensi Salman’ın adını taşıyan bu çevre yolu, Gazze’nin çevresini güvenlik halkası gibi saracak. Paralelinde bir metro hattı planlanıyor. Görünürde ulaşım projesi ama bakıldığında İsrail sınırına paralel adeta tampon bölge. “Ulaşım altyapısı” denilen şey, aynı anda bir coğrafi sınır.

BAE Emiri Zayid Nehyan’ın finanse edeceği “MBZ Merkez Otoyolu” Gazze’yi kuzeyden güneye kesecek. Refah sınırında ise “Abraham Geçidi” adıyla yeni bir lojistik merkez kurulacak. Hindistan-Ortadoğu-Avrupa ticaret koridoruna Gazze’nin de eklemlenmesi planlanıyor. Bu merkez, Süveyş Kanalı’na alternatif ticaret kapısı olarak pazarlanıyor.

Deniz tarafında “Trump Riviera” adıyla yapay adalar, lüks resort’lar, yat limanları inşa edilecek. Körfez fonları ve uluslararası otel zincirleri için Gazze, yeni bir Dubai olma vaadi taşıyor. Fakat bu “Riviera”, Filistinlilerin değil ultra zengin yatırımcıların sahili olacak gibi duruyor.

★★★

Bir diğer göz alıcı proje “Elon Musk Akıllı Üretim Parkı...” Bu üretim üssü, Tesla benzeri firmalara ev sahipliği yapacak. On binlerce kişiye iş vaadi var ama kimlerin o işe alınacağı, hangi pasaportla o bölgeye girebileceği belirsiz. Bu model, Gazze’yi “akıllı şehirler” adı altında bir özel ekonomik bölgeye, yani duvarsız bir serbest bölgeye dönüştürüyor.

Planın dijital ayağında “Jeff Bezos Veri Merkezleri” var. Amazon altyapısına benzeyen dev sunucu çiftlikleri, İsrail ve Körfez’in veri trafiğini Gazze üzerinden yönetecek. ABD yasalarına tabi olacak bu dijital üs, Filistin toprağında kurulacak ama Filistin egemenliğinde olmayacak.

Enerji tarafında Sina’da büyük ölçekli güneş tarlaları ve deniz suyu arıtma tesisleri öngörülüyor. Bu tesislerden Gazze’ye elektrik ve içme suyu sağlanacak. Yani Gazze’nin hayatta kalması, enerji hattının fişini kimin çektiğine bağlı hale gelecek.

★★★

Bu projelerin ortak noktası, ‘Yeni Gazze’yi sıfırdan inşa etme arzusu. Ancak sıfırdan başlamak, mevcut halkın yok sayılmasını da içeriyor. İngiliz The Guardian’ın yorumuna göre plan, Filistin nüfusunun önemli bir kısmını bölge dışına çıkarmadan uygulanamaz. Bu da ‘yeniden imar’dan çok ‘yeniden yerleştirme’ anlamına geliyor.

Trump yönetimi, bu planı “barışın ekonomik temeli” diye sunuyor. Körfez ülkeleriyle yapılan mutabakatlar, planın finansman ayağını oluşturuyor. Ancak Mısır, Ürdün ve Katar hâlâ temkinli. Kahire yönetimi, sınırında kurulacak “Amerikan kontrolündeki enerji-su altyapısına” sıcak bakmıyor.

Gerçekte bu plan, ekonomik kalkınma maskesi altında bölgenin kontrolünü yeniden tanımlıyor. Her bir proje farklı bir güç merkezine işaret ediyor... Suudi otoyolu, Emirlik trafiği, Amerikan veri merkezi… Haritada her renk, başka bir ülkenin nüfuz alanı.

★★★

Kağıt üzerinde bu projeler gerçekleşirse, 2030’larda Gazze enerji bakımından kendi kendine yeten, veri ve lojistik açısından küresel bağlantılara sahip, turizmle döviz kazanan bir “mini devlet” gibi görünebilir. Doğu Akdeniz’in yeni ticaret merkezi, hatta İsrail ekonomisine rakip bir bölge haline gelebilir.

Ama bu tablonun eksik kalan yüzü Filistin halkı. Gazze’yi “Riviera” yapma hayali, eğer Filistinlilerin iradesini hiçe sayıyorsa, inşa edilen şey barış değil, sadece yeni bir kuşatma olur.

2 milyon kişi yemek bekliyor

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi (OCHA), Gazze’ye insani yardımın “ölçekli biçimde” başladığını duyurdu. İsrail; 190 bin ton gıda, ilaç ve yakıtın girişine izin verdi. Aylar sonra ilk kez pişirme gazı, un ve taze meyve kamyonları da kente ulaştı. BM Kalkınma Programı (UNDP) Gazze’nin yeniden inşasının 70 milyar dolara mal olacağını bildirdi. Gazze’de yaklaşık 55 milyon ton enkaz olduğunu belirten UNDP, ilk temizleme çalışmalarında enkazdan en az üç cansız bedenin çıkarıldığını ifade etti.BM’nin 60 günlük acil planı, gıda yardımlarına ek olarak sağlık, barınma ve temiz su hizmetlerinin genişletilmesini öngörüyor. Nüfusun yüzde 80’i açlık sınırında yaşıyor. Kış öncesi öncelik 1.4 milyon kişiye barınma ve tıbbi destek sağlamak.