Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.

İç bade güzel sev var ise akl u şu’ûrun / Dünya var imiş ya ki yoğ olmuş ne umûrun.

Günümüz Türkçesi’ne çevirmeye gerek bile yok Ziya Paşa’nın dilimize kazandırdığı beyitler bunlar.

Paşa’nın “Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat / Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde” diye bir beyiti daha var ki halimize cuk oturuyor. Dünyayı lafla yönetirler ama hanelerine bak bin türlü ihmal ve düzensizlik vardır!

E yazlık kışlık saraylar, villalar, yalılar, kasırlar, şatolar da bir bakıma hane sayıldığından AKP’nin İzmir Büyükşehir belediye başkan adayı Hamza Dağ’ın ilginç seçim vaadine takıldım.

Doğma büyüme bir İzmirli olarak kenardan bakamazdım...

“Mevcut belediye başkanı Şato’da (İzmir’i bilmeyenler için Varyant’taki Şato Restoran tadilattan geçirilerek konuk evi haline getirildi) oturuyor. Ben Şato’da oturmayacağım! Büyükşehir başkanı olarak Şato’da değil, şu anda halkın içinde nasıl oturuyorsam o şekilde oturmaya devam edeceğim.”

Bunu diyorsun da güzel kardeşim CHP’nin çantada keklik olarak gördüğü İzmirlileri sen de saf yerine koyup ayrıntılara kafayı takmaz, soru sormazlar mı sanıyorsun?

Havasından mı suyundan mı bilinmez kadını erkeği unutmaz bu kentin, bir soru sorar kal gelir insana...

Şato yerine halkın arasında olacağım diyorsunuz ama sizi İzmir’e dört dönem vekil yapan, sonra da Aksakallı Binali Yıldırım’a dediği gibi belediye başkan adayı ol diyen dünya lideri kendisine Beyaz Saray’ın iki katı büyüklüğünde saray yaptırdı. Buckingham Sarayı’nda 700 oda, bu fakir ülkenin başkentindeki sarayda ise 1150 oda var! Yakınından geçerken bile kimlik istenen yazlığı yeni bitti, kışlığı milyonlar harcanarak yapılıyor hala.

Sonra AKP adayı olarak söz veriyorsunuz, Şato istemem!

Vaadleri sıralarken bir de “İzmirliler’in soru, talep ve önerilerini iletebilecekleri Açık Kapı platformu kuracağız” demişsiniz ki ben bu vaade ise acı acı gülümsedim sadece!

Çünkü 2020 yılında hem İzmir milletvekili hem de AKP genel başkan yardımcısıydınız iyi bilirsiniz. Bakın açık kapı platformu dediğiniz ‘soru, talep ve önerilerle’ ilgili ne olmuştu Meclis’te?

Sunulan 14 bin 245 soru önergesinin yarısına uydur kaydır yanıt verilirken diğer yarısı hala yanıtsız! O yıl 808 yasa önerisi verilmişti, yürütme tekelinizde olduğu için muhalefetin verdiği 662 öneriyi reddettiniz, bırak açık kapıyı soru neymiş duymak bile istemediniz!

Uçan kaçanlara karnımız tok olduğundan vaadler arasında cımbızlıyoruz olacak ve olmayacakları.

“Biz seçilirsek İzmirli’ye dürüst olacağız. Kente dair sorunları siyasi görüş ayırt etmeksizin çözüme kavuşturacağız” dedi Hamza Dağ. Güzel, insan isterse elbette dürüst olabilir.

Konu dürüstlük olunca amalara, fakatlara yer olmamalı!

3 Şubat’ta Hatay’da konuşup “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi” diyen...

10 Şubat’ta Zonguldak’ta konuşup “Bu kardeşiniz bu ülkenin cumhurbaşkanı. Bilesiniz ki buranın(Zonguldak) belediye başkanı, cumhurbaşkanının eli üzerinde olduğu sürece Zonguldak, çok daha farklı yere gelecektir” diyen...

11 Şubat’ta Tekirdağ’da konuşup “Bizde oy tercihleri sebebiyle ‘oy yoksa hizmet de yok’ diye milleti açık açık tehdit etmek olmaz” diyen, memleketi el kaldırıp indirmelerinizle 23 yıldır kesintisiz idare eden dünya liderinizin sözlerini ne yapacağız ama?

Saf saf bu sözleri söylenmemiş sayıp, yıllarca AKP genel başkan yardımcılığı yaptıktan sonra İzmir’e başkan adayı olan Dağ’a mı inanacağız?

Valla zor...

Ziya Paşa’nın en ünlü beyiti siyaset esnafını, yıllardır iktidarda olmalarına rağmen her seçimde sütten çıkmış ak kaşık gibi tertemiz oluveren, yapmadıklarını yapmış, bozup attıklarını kendileri yapmamış gibi rol kesenleri iki satırda çok güzel özetliyor...

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde!