'Mahallenin Muhtarları', 'Perihan Abla' gibi unutulmaz diziler yazdınız. Bu diziler o dönem ki Türkiye’nin yansıması ve Türk toplumunu çok iyi tanıdığınızın göstergesiydi. Son kitabınız 'Ağustosta Kocam Donuyor'daki öykülerde farklı bir Türkiye görüyoruz. Sizce toplum nasıl değişiklikler geçirdi?
Değişim yaşamın her evresinde olduğu gibi toplumları da etkiliyor. Bizde değişimleri etkileyen unsurların başında ise yönetim anlayışı geliyor. Yönetim gibi toplum da o yıllara göre giderek katılaştı, esnekliğini, hoşgörüsünü iyice yitirdi. Bugün bir “Perihan Abla” yazmak ütopik kaçar. Belki, yozlaşmayı eleştirmek adına özendirilebilir.
Bir önceki kitabınız 'Merhaba Sevda'da mizahı romantizmle birlikte ele alıyordunuz. Bir yandan da İstanbul’un çevresinde giderek büyüyen yeni yerleşimleri ve sınıfsal çatışmaları masaya yatırmıştınız. Mizahınızın giderek politikleştiğini söyleyebilir miyiz?
Hayır, söyleyemezsiniz! (gülüyor) İlk oyunum 'Yüzsüz Zühtü' (1971), düzene karşı bir oyundu. 80’li yıllardaki yasaklar öyle… İki yıl önceki 'Kadınlar Hep Gülmeli' gibi 26 oyunum politik güldürüydü. Son kitaplarımdan 'Başbakandan Korkan Kedi' ve 14 kitabım aynı tarzdadır.
Her kitabınızda farklı bir konuyu farklı bir tarzda işlediğinizi görüyoruz. Okurlar için yeni bir sürpriz var mı? Varsa bu sefer tarzı ne olacak?
Bu sefer kara mizah olacak. '6 Kadın-Üstü Film' isimli kitabımda altı tane kadının gerçekten sinema filmi olabilecek öykülerini yazdım. Sanırım yeni yılda çıkacak… Ayrıca instagramdaki sayfamda çıkan 'Kamil Abi'ye Şiir Gibiler' köşemin de kitabı yayımlanacak.
Sayfa Sayısı: 120/ Baskı Yılı: 2018/ Yayınevi Kırmızı Kedi Yayınları
Tiyatroyla senelerdir kopmayan bir bağınız var. Müjdat Gezen’le çalışmalarınız devam ediyor. Tiyatrolara karşı ilgiyi nasıl buluyorsunuz? Sizden yeni oyunlar izleyebilecek miyiz?
Müjdat Gezen benim tam kırk yıllık arkadaşım, kardeşim ve gerçek dostum. Bu yıl onun Kadıköy’deki tiyatrosunda Ayşen Gruda ve genç bir kadroyla kendi adıma bir kabare oyunu yapacağım. Diğer sorunuza gelince, yeni oyunlarım da var tabii, dört tane, ama hokkabazların değil gerçek tiyatrocuların oynamasını bekliyor.
