Hiç çaresi yok! Kemerleri sıkacağız!

Evet, sıkalım da... Ne için sıkıyoruz? Bunu bilmek hakkımız!

- Devletteki şatafat devam etsin, vergilerimiz olur-olmaz yerlere harcansın diye mi?

- “İtibardan tasarruf olmaz” diye yapılan gösterişli harcamaların ve saraylardaki görkemli yaşamın sürüp gitmesi için mi?

- Danışmanların ve birçok üst düzey görevlinin üçer-beşer maaş almaya devam etmeleri için mi?

- Devlette makam aracı saltanatının sürmesi için mi?

- “Üçlü çete, beşli çete” denilen yandaş firmalarla, ballı devlet ihalelerini alan müteahhitler daha çok para kazansınlar diye mi?

Evet, öğrenmemiz lâzım... Neden kemer sıkacağız?

Ekonomik krizden çıkmanın çaresi, ezilen halkı daha da ezmek mi?

★★★

Çöküş, 2018 yılında “TEK ADAM” sisteminin devreye girmesiyle başladı.

Ortak aklı bir yana bıraktık, her şeyi TEK ADAM’a bağladık.

Millet Meclisi ve milletvekilleri büyük oranda devre dışı kaldı.

Bir insan “Süpermen” bile olsa, Türkiye’nin tüm işlerine yetişemez!

5 yılın sonunda hayat dayanılmaz bir hal aldı.

Hukuk ve demokrasi, bizden uzaklaştı.

Ulusça yoksullaştık!

Eğitimli insanlarımız (özellikle ‘giderlerse gitsinler’ denilen doktorlarımız) yurt dışına kaçtı...

Yetenekli gençlerimiz, geleceklerini başka ülkelerde aramaya başladı.

Ehliyetsiz, liyakatsiz kadroların elinde her geçen gün geriye gittik.

Eğitimimiz, ileri bir toplum değil, kafaları hurafelerle doldurulmuş bir toplum yetiştirmek için seferber edildi.

Enflasyon ve pahalılıkla birlikte işsizlik de aldı başını yürüdü.

5 yılın sonunda, döviz cinsinden kişi başına milli gelirimiz, hedeflenen 25 bin doların yarısına bile ulaşamadı!

İktidarın, dilinden eksik etmediği “Enflasyon düşüyor, düşecek” lâfları bir masal oldu.

Türk lirasının değeri eridi... Pasaportumuz büyük değer kaybetti.

★★★

Yaşanan tüm acılara, insanı bezdiren sıkıntılara rağmen devlette gereksiz harcamalar devam ediyor ve kötü yönetimin bütün yükü vatandaşın sırtına bindiriliyor.

Kemerler sıkılacak, yaşam kalitesi daha da düşecek, dar ve sabit gelirlilerin ıstırabı büyüyecek.

Toplum olarak bunu hak ettik mi?

Tabii ki bu kötü sonucu hak edenlerimiz de var, hak etmeyenlerimiz de... Kurunun yanında yaş da yanıyor!

CHP kurmayları hayal dünyasında yaşıyor!

CHP’li yöneticiler, iktidar partisi AKP’yi 22 yıldan beri hâlâ tanıyamamışlar!

AKP’nin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i ikna edip, ona halk yararına bir şeyler yaptıracaklarını zannettiler!

Devletin yaptığı savurganlığa sesini çıkartamayan, bütün tasarruf ve fedakârlığı vatandaştan isteyen Mehmet Şimşek, karşısına gelen CHP ekibi için “Bunlar ne kadar saf?” diye içinden kıs kıs gülmüştür!

Yeni vergi paketiyle halkın canını çıkartmaya hazırlanan Mehmet Şimşek’in, gerçekte bizzat kendisi savurganın biri...

Gazeteniz SÖZCÜ dün onun durumunu “Tasarruf bunun neresinde? Bakan Bey, 16 milyonluk lüks Mercedes’e biniyor, ekibi de çift maaş alıyor” manşetiyle açıkladı.

İktidarın prensibi “Altta kalanın canı çıksın!”dır. Ancak, kendi çıkarlarına dokunmaz ve dokundurtmazlar!

CHP ekibi, Bakan Şimşek’e 4 ana maddede yurttaşın sorunlarını aktardı:

1) Asgari ücrete zam, 2) Emekli maaşlarında iyileştirme, 3) Tarımsal desteğin arttırılması, 4) Adil Vergi Sistemi.

Mehmet Şimşek, kös kös dinledi, hiçbir şey demedi!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Yalçın Karatepe görüşmeden sonra umutsuzluk içinde “Bakan beyde değişim iradesi yoktu” dedi. Ne bekliyordunuz ki Sayın Karatepe?

GÜNÜN SÖZÜ

Zararlı alışkanlıklar insanı örümcek ağları gibi sarar, kurtulmak zordur!