Bir büyüğümüz “Hırsızlık babadan evlada geçer” demişti.

Kim söylemişti hatırlamıyorum ama memleketimizde yaşanan olaylara bakılırsa, bunun doğru olduğunu kabul etmek durumundayız!

Ülkemiz, hırsızlık ve yolsuzluk skandallarıyla çalkalanırken, bunlara görevi kötüye kullanma iddiaları da eklendi.

Kaybetmeyi hazmedemeyen yenik belediye başkanlarından bazıları, giderayak ruhlarındaki kötülükleri dışa vurup utanç verici işler yaptılar.

O kişiler hakkındaki haberleri okurken “Bunlar nasıl insan, nasıl siyasilerdir ki, rakiplerinden de halktan da böyle rezilce intikam almak istiyorlar?” diye düşündüm.

Bu başkanlar, 5 yıl süren görevleri süresince kim bilir daha ne haltlar yemişlerdir?

★★★

Kaybeden bazı başkanlar “Benden sonrası tufan” diyerek belediyelerin kasalarını boşaltmışlar! Nasıl bir ahlaktır bu? İşte birkaç örnek:

■ Bir mağlup başkan seçimden 1 gün sonra 62 milyonluk ihale vermiş…

■ Başka bir başkan seçimi kaybedince, görevi devretmeden önce (2 Nisan’da) 84 bin kupa için 4 milyonluk ihale vermiş…

■ Bir başka yenik başkan futbol takımına belediyeden 18 milyon aktarmış…

■ Kayyum bir başkan, kasadaki 30 milyonunu babasının parası gibi harcamış…

■ Bir diğer başkan, seçimi kaybedince yandaş müteahhitlere şekerli-ballı ihaleler dağıtmış…vs…

Bunlar ortaya çıkarılıp dile düşenler…

Kim bilir daha neler neler oldu, bilmiyoruz!

★★★

Bir de seçim iptalleri var…

Haksızlıkların zirve yaptığı bu iptaller, demokrasideki seviyemizi gösterdi…

Sudan sebeplerle kazananların kaybedenlerle yer değiştirmesi için çelişkili kararlar alınırken, haksızlık ve usulsüzlükler tavan taptı.

Nasıl bir adalet, nasıl bir demokrasi, nasıl bir hukuk anlayışıdır bu?

Bunları kendilerine nasıl yakıştırıyorlar?

Fakat her şeye rağmen, yaşadığımız kirli dönem öyle veya böyle bitecek…

Gösterişler, şatafatlar, görkemli yaşamlar son bulacak…

Türk halkı, son seçimde demokrasiden asla dönülmeyeceğini gösterdi.

31 Mart mazlum halkın zaferidir. Millet karamsarlık bulutlarından sıyrıldı,                              ışığı gördü…

★★★

CHP Genel Bakanı Özgür Özel’in, “Zafer sarhoşluğuna kapılmayacağız. Rehavet yok!” sözleri de çok önemli ve gerçekçidir…

CHP’nin artık hata yapma, gevşeme, halkı hayal kırıklığına uğratma lüksü yoktur! Muhalefet her gün daha ileri gitmek ve her gün halkın umutlarını arttırmak zorundadır!

Güçlünün yanında yer almak! ,

Sevilen sanatçılarımızdan Hasan Can Kaya’nın bir esprisini çok sevdim, “Tam taşı gediğine oturtmuş!” dedim.

Şaka ile karışık öyle gerçekçi bir eleştiri yaptı ki, hedefi tam 12’den vurdu!

Sunucu Pınar Sabancı’nın sorularını yanıtlayan Hasan Can Kaya, Cumhurbaşkanlığı’na aday olan Sinan Oğan’ı örnek aldığını söyleyerek şöyle dedi: “Benim hayatta duruşum güçlünün yanında, mazlumun karşısındadır. Ben Sinan Oğan’ı örnek alıyorum!”

Gerçekten Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sinan Oğan’ın yaptığı büyük bir çark edişle, güçlünün yanında yer almaktı. Muhtemelen siyasi hayatını böylece kendi bitirmiş oldu!

GÜNÜN SÖZÜ

Yanlış yapmak bir şey değildir, yanlışı unutmak kötüdür!

TEBESSÜM

Tren yolcuları…

Biletçi kompartımana girer:

“Biletleriniz…”

Pencere yanında göbekli adam sırıtarak bir kart uzatır:

“Milletvekili” der.

Karşısındaki de kartını gösterip, ilgisiz bir tavırla dudak bükerek:

“Bakan” der.

Köşede oturan zayıf, solgun yüzlü adam, parayla aldığı biletini cebinden çıkarıp biletçiye uzatarak:

“Seçmen” der.