Sözcü gazetesi Almanya temsilcisi Ali Gülen Kemal Kılıçdaroğlu'nun Essen ziyaretini değerlendirdi. CHP lideri ile bir süre sohbet etme imkanı da bulan Gülen çok konuşulacak tespitlerde bulundu.İşte Gülen'in Essen notları;
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Almanya'nın Essen Kenti'nde Avrupalı Türkler ile buluşurken, diğer yandan da çok özel yanlarıyla tarihe geçecek bir ziyaret oldu. Alman tarafı, "germeyen, sert mesajlar vermeyen, ayrıştırmayan" bir politikacı çizgisindeki Kılıçdaroğlu'na, gereken özeni gösterdi. Kimseden "Gelme, istemiyoruz" mesajı yükselmedi. Erdoğan'ı binlerce Türk ve Alman polis korurken, 12 bin kişilik salonun önünde sadece bir polis otosu vardı.
Alman basınının ilgisi çok büyük ve anlamlıydı. Özellikle de maden ziyaretine Alman gazeteciler önem veriyordu ve tam kadro oradaydı. Çünkü, bir yanda "Madende ölümler işin doğasında var" diyen birine karşı, diğer yanda, işçi haklarını savunan biri vardı. Sorular da bu yöndeydi.

SÖZCÜ'YE "ÖZEL" ZAMAN...
Kılıçdaroğlu, Alman gazeteciler sıradayken, SÖZCÜ'ye özel zaman ayırdı.
Burada dikket çeken bir ayrıntı basın danışmanının, ZAMAN ve Samanyolu TV'yle röportajları bitirmesi ısrarıydı. Kılıçdaroğlu, "SÖZCÜ burada, onsuz olmaz" deyince, danışmanı, "Siz bilirsiniz efendim" yanıtını verdi ama hayli de bozuldu...
Bu davranış Kılıçdaroğlu'nun "ilginç bir çevre" tarafından sarılmaya başlandığı yorumlarına neden oldu. Birlikte Alman parklarında yürüdük, uzunca sayılabilecek sohbette bulunduk.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda renk vermedi ama kadınların siyasette etkin olmasından söz etti.
IRKÇILARIN HEDEFİ YAPACAKLAR
Erdoğan'ın adını bir kez bile anmadığı görüşmede, Alman Cumhurbaşkanı'nın arkasından söylenen sözlerin "ayıp" olduğunu vurgularken, "Bu tür söylemler ve Köln'de yapılan kışkırtıcı, ayrıştırıcı konuşmalar, buradaki Türkler'e zarar verir. Irkçılar'ın hedefi haline getirir" dedi.
Avrupalı Türkler'in seçime katılımı için SÖZCÜ'nün desteğini istedi ve özellikle de Mavi Kart'lılare emeklilik hakkı getiren tasarıda, "Para ödendikten sonra geriye doğru günleri saymanın" düşük maaş bağlanmasına neden olduğunu hatırlattı. "AKP ne zaman emekliyi düşündü ki zaten? CHP olarak bu konuda elimizden geleni yapacağız. Vatandaş zarar etmemeli" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun heyetinde, yardımcıları, milletvekilleri, Avrupa CHP örgütleri ve geniş bir danışman topluluğu vardı. İlgi çekenlerden biri de Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu'ydu. Nereye gitse çevresi sarılıyor. "Cumhurbaşkanı adayınız kim olur?" diye soruluyordu.
BAYKAL, BAŞBUĞ VE İNCE DEĞİL...
Sheraton Oteli'nin lobisinde, aralarında işadamları ve toplum temsilcilerinin bulunduğu gruptan birileri, "Baykal mı olacak, yoksa Başbuğ mu?" deyince, Loğoğlu, "İkisi de olmaz. İkisine de partiden tepki var. Zaten birinin yargılaması sürüyor" yanıtını verdi.
"O zaman Yalova'dan aday çıkacak galiba" diyen de, gülerek, "Muharrem İnce mi, diyorsun yani" dedi. "İlk turda herkes kendi adayını koyar, ikinci turda mecburi çatı olur" yorumunu yaptı.
TÜRMEN, MUMCU VE TARHAN VAR
Ardından, "Bizde çok iyi isimler var. Dünya çapında, değerli, cumhurbaşkanlığına yakışacak isimler. Rıza Türmen var, Güldal Mumcu var, Emine Ülker Tarhan var" diyerek bir anlamda ipucu verdi.
Mumcu, Tarhan ve Türmen'le ilgili sözler, Kılıçdaroğlu'nun "Kadınlar daha üst görevler almalı" sözleriyle birleşince, bir kadın aday sinyali olarak algılandı.
Loğoğlu'nun "Salondaki toplantıda, bir kere bile adını anmayacak" şeklindeki sözlerinin, Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında bir kez bile "Erdoğan" dememesiyle örtüşmesi dikkat çekti.

DER SPIEGEL VE TEMASLARA TEPKİ
CHP'nin Essen toplantısında ilgi çekenlerden biri de "Gezi Süreci"ni çok iyi yansıtan Alman Der Spiegel Dergisi muhabiri Maximillian Popp'tu. İstanbul'da üniversite eğitimi gören Popp, Türk basını ile Essen temaslarını izledi.
Essen çıkarmasının zayıf yönleri de vardı...
Bu da, özellikle tabandan tepki çeken AABF'nin yönetimi ile milletvekili Durdu Özpolat'ın temasa geçmesiydi.
Essen toplantısına katılanlar arasında AABF'nin etkin olduğu dernek üyeleri neredeyse hiç yoktu. AABF'nin "BDP çizgisindeki" yönetimine tepki gösterenler oradaydı. Yani temas edilenler gelmemişti, vefalı olanlar kırılsalar da oradalardı...
Arka sıralarda boşlukların göze çarpması da işte bu taktik hataya bağlandı. Çünkü, bir çok dernek ve kuruluş, AABF'yle yapılan bu görüşmeye tepki için otobüsleri iptal etmişti.

