
Mudo’nun dümeninde 14 ayı geride bırakan Ömer Taviloğlu, “Modada patron işin içinde olmalı. Babam 32 yaşımda işleri bana devretti. Böylece banaşans tanıdı. Daha 12 yaşında bana Mudo’yu satayım mı diye sormuş, ‘Hayır’ demiştim” dedi.
Mustafa Taviloğlu, “ilk çocuğum” dediği Mudo 50 yılı geride bırakınca yönetim kurulu başkanlığı koltuğunu oğlu Ömer Taviloğlu’na devretti. Ekim 2013’ten bu yana şirketin dümeninde Ömer Taviloğlu var.
Mudo, toplam 117 mağaza ile 100 bin metrekareye ulaştı. 2014 yılını 410 milyon TL ciro ile kapatırken, 2015 için 490 milyon TL ciro hedefi konuldu. Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğunda 14 ayı geride bırakan Ömer Taviloğlu ilk özel söyleşiyi SÖZCÜ’ye verdi.
- Mustafa Taviloğlu, Mudo 50 yaşına gelince koltuğunu size devretti. Kurumsallaşma çabası mı başladı bu dönemde?
Bizimki küçük bir aile. Dallanıp budaklanmış değil. Bir aile anayasası yazmayı gerektirecek durum yok. Kurumsallaşma şişman bir kelime. Biz dönüşüm demeyi tercih ediyoruz. CEO’muz Barış Karakullukçu ile yeni bir yapılanmaya gittik. Misyonumuz babamdan emanet aldığımız 50 yıllık bu markayı gelecek 50 yıla hazırlamak ve taşımak. Moda işinde biz patronun işin içinde olması gerektiğine inanıyoruz. Ama bu her işi o yapacak demek değil. Biraz sakinleştik. Sprintlerden (hızlı kısa koşu) maratonlara döndük. Uzun mesafe koşuyoruz.
BABAM BENDEN DAHA GENÇ
- Mustafa Bey’in emekliliği sizi nasıl etkiledi? Gerçekten emekli oldu mu?
Babam benden daha genç! İnanılmaz hobileri var. Kendisine daha çok vakit ayırıyor şimdi. Ondan bayrağı resmi olarak devralalı 14 ay oldu. Bu süreçte babam dan çok destek aldım. Sorduğu sorularla çok katkı sağladı. Birkaç aydır daha çok danışman gibi...
- Babanız çocukken size vakit ayırabiliyor muydu?
Mustafa Bey hep çok ilgili bir babaydı. Sevdiği her şeyle çok ilgilidir. İşle ne kadar ilgiliyse çocuklarına da öyleydi. Orada olmadığı zaman da ordaymışçasına eli uzundu. Çocukluğumda yokluğunu hissetmedim. Çok çalışırdı ama bize de vakit ayırırdı. Hep sıkıştırılmış bir hayat yaşadı.
12 YAŞINDA İŞİ SAHİPLENDİM
- İşte nasıl bir patrondu?
Zorlayıcı bir liderdir babam. En çok da kendini zorlamıştır. Ama başarı için bu şarttır. Titiz ve detaycıdır. Mudo’yu perakende okulu yaptı. Karşısındakinin fikrini dinlemek ve fikrini kabul ettirmek için çok vakit verir. Her gün birinin bir işini halletmeyi kendine destur edinmiştir. Babam bizim sıfırcı hocamızdır. Biri bunu yapmalı. O, bu rolü üstlendi. Ama hakkını yemeyeyim eskisinden daha çok aferin alıyoruz ondan. Kız kardeşim de 6 ay önce şirketimizde çalışmaya başladı.
- Başka bir iş yapmak ister miydiniz?
12 yaşına kadar futbolcu olmak isterdim her erkek çocuk gibi. Ama babam bana o yaşta “Oğlum Mudo’yu satayım mı” diye sormuştu. Hayır, demiştim. Uluslararası ilişkiler okudum; biraz alakasız. Ama bu işi çok seviyorum. Zaten sevmesen yapamazsın. Tabii ki of pof dönemlerim oldu. Ben 32 yaşında şirketin başına geçtim. Bu fırsatı babam verdi. Açıkçası hep şanslı olduğumu düşündüm.
DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA MESAJ
- ‘İkinci jenerasyon sendromu’ oldu mu sizde de? Birinci jenerasyonun başarısı altında ezilmek, rüştünü ispatlamak vs...
İkinci jenerasyon kendine de haksızlık etmemeyi öğrenmeli. Bu tür ilişkilerde genellikle oğul, babaya küser. Babam beni küstürmeden son 10 seneyi geçirmeyi sağladı. Benden çok babama zor olmuştur. Çocuğum olunca ben, bu işi nasıl kotaracağım diye düşünüyorum. İkinci jenerasyon bir şekilde işi götürüyor zaten. Asıl üçüncü jenerasyon olmak zor.
- Çocuk yok ortada daha ama mesajı verdiniz.
Buradan vermiş olalım, kayda geçsin.
Concept, 20 yaşında köprüyü geçti
- Mudo Concept mobilya ve ev dekorasyonu değil de sanki moda markası gibi.
Zaten biz moda ve yaşam markası olarak görüyoruz. Mobilya işini de moda gibi ele alıyoruz. Mudo Concept 30 bin çeşit ürünle dönüyor. Tılsımının arkasında, rekabetçi koşullarda sürekli kendini yeniliyor olması var. Her yıl ürünlerin yüzde 40’ı değişiyor. En az 10 bin yeni ürün dahil ediliyor. Çok emek isteyen bir iş bu.
- Peş peşe iki dev Mudo Concept açtınız İstanbul’da. Biri de Anadolu yakasında.
Haziran sonunda Mall of İstanbul’da Mudo Concept mağazasını açtık. Orada Torunlar GYO ile ortak olduk. Beklentilerin üzerinde performans gösterdi. İki hafta önce de Ataşehir Palladium AVM’nin karşısında Palladium Tower’da açtık. Burada da Tahincioğlu ile ortaklık yaptık. Mudo Concept 20 yaşında köprüyü geçti, diyoruz kendi aramızda. Bizim Avrupa yakasındaki satışların yüzde 40’ı Anadolu yakasından gelenlere yapılıyordu. Onları Nişantaşı veya Maslak mağazalarına gelmekten kurtardık. Biz onların ayağına geldik.
- Bunlar ‘bayilik değil, ortaklık’ projeniz kapsamında mı açıldı?
Evet. Bu konuda oldukça çok talep geldi. Biz bununla Anadolu’da daha fazla yayılmayı hedeflemiştik. Hedefte olmayan şehirlerden de talepler geldi. İstanbul’da bu iki ortaklık başlamıştı çoktan. Daha çok mülk sahipleriyle ortaklık yapıyoruz. Mağaza yatırımını onlar yapıyor, işletmesi bize ait. Bayiler hem yatırım yapıp hem de işletince zorlanıyorlar. Zaten bizim ürünümüz dekor. Bu iki mağazanın her biri 3’er milyon TL yatırım gerektirdi. İçindeki ürünlerin değeri yatırımlardan çok daha yüksek. Daha çok caddelerde olur diye düşünüyorduk ama AVM’lerden de talepler geliyor. 2015 ilk çeyrekte 5 tane daha açıyoruz. Gaziantep, Samsun, Muğla, İstanbul ve Fethiye.

Doğru ortaklığa açığız
- Ortaklık teklifleri geliyor mu hâlâ? Nasıl bakıyorsunuz?
Hâlâ teklifler geliyor. Markalara ortaklık teklifleri konjonktürel bir şeydi. O dönem biz kendimizi hazır hissetmedik. Yeniden öyle bir konjonktür olursa, bize değer katacak, bizi büyütecek ortaklığa karşı değiliz, bilakis tarafız. Doğru zamanda gelecek doğru teklife açığız. Bizim çok büyümek, yurtdışına açılmak ve ortak almak konusunda acelemiz yok. Hiçbir şeye acelemiz yok. Bir tek şeye acelemiz var o da işimizi iyi yapmaya. Onu doğru yapınca diğerleri doğru zamanda gerçekleşir.

950 liralık kütük güldürdü
- Sosyal medyada çok sık karşımıza çıkan bir fotoğraf var. Mudo Concept’te bir kütüğün fiyatı yüzde 30 inmiş ve 950 lira! Bir kütük bu kadar eder mi?
(Gülüyor). Bu çok konuşuldu. Paris Maison Object fuarında görüp aldığımız ve nadiren markalı sattığımız ürünlerdendi. Belçikalı bir markanın işlenmiş kütüğü... Belki müşterisi vardır diye aldık. Aslında bizim fiyat stratejimize uymuyordu. Stokta kaldığı için fiyatını indirdik. Bizde 3 liraya çay tabağı da var. Genel fiyat stratejimiz içinde yer bulamadı kendine. Ama buna iş kazası bile demiyoruz. Sosyal medya ile ilk sınavımızdı. Biz de tebessüm ettik; hiçbir alınganlık yapmadık. Ama şu anda Belçikalı firma daha pahalıya satıyordur; söyleyeyim.
twitter’da müşteriyi takip ediyoruz
- Sosyal medyayı nasıl ele alıyorsunuz?
Biz Facebook ve Instagram’da aktifiz. Instagram’da 44 bin takipçimiz var. Twitter’da ise müşterilerimizi takip ediyoruz. Ayrıca televizyon dizilerinde çok varız. O da sosyal medyada trafik yaratıyor.
KKTC, Azerbaycan ve İran’a açılıyor
- Yurtdışında başarısız girişimler oldu. Yeniden deneyecek misiniz yurtdışını?
Sorma, Dubai’de yanlış bir partner seçmenin cezasını çektik. Yerel değildi ortak. Böyle bir yatırımı yurtdışına taşımanın zorluğunu kestiremedik. Bir yıl içinde de kapattık. Nisan 2015’te KKTC’de açıyoruz ilk Mudo Concept’i. Turquality’ye başvurduk. 2015’in ikinci yarısında da Azerbaycan ve İran’da açabiliriz. Görüşüyoruz. Talep çok ama biz doğru partner için ince eleyip sık dokuyoruz. Bir hata yeter! Ama artık yurtdışı için daha hazırız.