İş yaşamında 50’nci yılını kutlayan Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 5’inci kitabını yazdı. Adı: “Biraz Daha Düşününce”
Erkek ya da kadın, her iş insanının çok faydalı bilgiler bulacağı, 267 sayfalık ilginç bir kitap bu...
Bülent Eczacıbaşı, kitabın başlangıcında şu anısını anlatıyor:
“Babam ‘Bak’ derdi ‘Dikkat et, bizdeki yabancı sermayeli şirketlerin genel müdürleri eğer başarılı oluyorlarsa, buradaki görev sürelerinin sonunda yüksek düzeydeki görevlere terfi eder, bazıları ana şirketin en tepesine kadar çıkar. Çünkü Türkiye’de iş yönetmenin ne kadar zor olduğunu herkes bilir.”
Bunlardan biri Türkiye’deki Unilever’in o dönemdeki genel müdürüydü. Türkiye’deki başarıları nedeniyle terfi etmiş, bir dünya devi olan Unilever’in en üst kademedeki üç yöneticisinden biri olmuştu.
Kendisine Hollanda’da bir konferansta rastladım. Babamın selamlarını ilettikten sonra onun söylediklerini anlattım ve:
“Türkiye’deki sorunlarla boğuşmak gerçekten çok mu zordur?” diye sordum.
“Sorunlar her yerde vardır. Zaten yöneticilerin görevleri sorun çözmektir. Sorunlar olmasa biz yöneticilere ne gerek var? Ama Türkiye’de yöneticilik yapmak, insana kriz yönetimini öğretir. Kriz, sorunlardan farklıdır. Türkiye’de sürekli bir kriz ortamı yaşarsınız.” dedi.
Demek ki, bizler çok şanslıyız. İş yaşamında sürekli krizlerin ateşiyle imtihan edilerek yetişiyoruz.”
Bülent Eczacıbaşı “Sorun” ve “Kriz” için şu örneği veriyor:
“Benim iki yaşındaki torunum, evdeki kedinin kuyruğunu sürekli çekiştirmeyi alışkanlık edinmişse, bu bir sorundur. Ayrıca, kuyruğu çekilen kedinin nasıl tepki vereceği bilinmediğinden ortada bir risk vardır.
Kedi, kuyruğu çekildiğinde acıyla zıplayıp raftaki saksıyı devirirse, devrilen saksı aşağı düşüp masanın camını kırarsa, kırılan cam ayağımı kesip beni hastanelik ederse bu bir krizdir. Krizler, şoklar, zorluklar veya belirsizlikler karşısında kriz yönetiminin önemi büyüktür.”
Bülent Eczacıbaşı, her konuya sorgulayıcı bir bakış açısından, ince bir mizah duygusuyla eğiliyor, liderlik, motivasyon, müşteri mutluluğu gibi iş dünyasının temel meselelerini farklı boyutlarıyla tartışıyor. İş hayatında iddialı olan herkesin yararlanacağı bir kitap.
Bu yaz zorlu geçecek!
Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel “Yükselen fiyatlar, Kartalkaya’daki yangın faciası ve alkol zehirlenmeleri, yabancı turistin Türkiye’yi rotadan çıkarmasına neden oldu!” diyerek önümüzdeki tehlikeyi haber verdi.
Avrupalı turist eskiden Türkiye’yi Avrupa ülkesi olarak kabul ediyordu, şimdi Orta Doğu ülkesi gibi görüyor.
Ülkemizdeki fiyatlar, zengin Avrupalı’ya bile pahalı geliyor. Hele sahte alkolden ölümler, turizmimizin üzerine zehir dökmüş gibi oldu!
Polis ve jandarma sürekli olarak kaçak alkol operasyonları yapıyor.
Biz toplum olarak çabuk unutuyoruz ama yabancı turizm şirketleri, sahte alkol olaylarını yakından takip ediyor.
Tur operatörleri, yabancı turistleri “Eğer Türkiye’ye mutlaka gidecekseniz, sakın otelin dışında alkol tüketmeyin” diye uyarıyor.
Sonuçta, büyük umutlar bağladığımız turizmde yaz sezonu hayli zorlu geçeceğe benziyor!
TEBESSÜM
Temel doktorda...
Temel, karısı Fadime ile doktora gitmiş. Sevimli, Karadeniz şivesi ile doktora derdini uzun uzun anlatmış. Sözünü bitirince doktor kaydetmek için sormuş:
“Nerelisiniz?”
Temel, doktora dik dik baktıktan sonra Fadime’ye dönmüş:
“Yürü hanum, cidelum buradan!”
“Ne oldi? Niye cidiyruk?”
“Ula baksana, bi saat koniştuk, herif nereli olduğumizu bile anlamadi! Hastaluğumizu nasıl anlayacak?”
GÜNÜN SÖZÜ
Alışkanlıklar önce iplik gibidir, sonra elektrik kablolarına döner!