Çok parlak eğitim göremediler. Birbirlerini sevdiler. Birlikte iş kurdular. Çok çalıştılar.

Buram, buram.

Alın teri.

Başardılar.

Zengine özendiler.

Babaları zengin değildi. Sınıf atladıklarını sandılar. Aslında garibandılar. İkisi de gecekonduda büyüdü. Son günlerin en çok izlenen “Dilan ve Engin Polat Hikayesi” yüksek güvenlikli Silivri Cezaevine düştü. Her birinin değeri 30-35-40 milyon liraya varan kırmızı, lacivert, siyah renklerden çok lüks 14 otomobilleri Emniyet Müdürlüğü yerleşkesi önünde seyirlik oldu.

★★★

Koca iki hafta.

Bütün gazeteler birinci sayfalarına “dalgalı saçlarına ABD dolarından bigudi yaptırmasını ve havaya destelenmiş Türk lirası savurarak son model Ferrarilerinin önünde video çekimlerini” yayımladı. Bütün TV ekranları haber saatlerine onların başarı hikayesini koydu.

Bir de moda deyimle sosyal medya fenomeni de olup, milyon kere milyon izlendiler.

Dolardan bigudi.

Altın tozlu kahve.

Kara para aklama.

Bunlar iki gariban.

Bir kuklacı var.

Onları oynattı.

Bu garibanların hayatından sabun yapmış; “Dilan ve Engin Polat Güzellik Merkezleri Hamamında” kara parayı keseletmiş, sabunlamış, yıkatmış.

Yıkanan ne kadar?

Şimdi kimin elinde?

Garibanlar hapiste.

Kuklacı kim?

★★★

Bu garibanların:

Devlet içine sızması.

İktidar partisine.

Yüksek bürokrasiye.

Altın tozlu kahve ikram ederek zenginleşmesi mümkün değil.

Bir kuklacı var.

Akıl ondan geldi.

Garibanlar sabun oldu.

Kara para yıkandı.

Emniyet’te saatler ve günler süren ifadelerinde; “Biz çalışarak bugünlere geldik, şirket açtık. Şirket kapattık. Sonra yine şirket açtık. 27 şirkete ulaştık, birimiz reklam yüzü diğerimiz zamanlama ustası oldu, parayı biz böyle biriktirip büyüttük” dediler.

★★★

Geçen yıl Türkiye’de 140 bin şirket kuruldu ve 24 bin yeni şirket kapandı. Türkiye ekonomisi Cumhuriyet tarihinin en derin krizine girdi.

Aç şirket.

Kapa şirket.

Para kazandırmıyor.

Türkiye’de “ahlaksız siyasetçi- ahlaksız bürokrat- ahlaksız işadamı” üçlüsünün birliği ile soyularak elde edilen çok yüksek düzeyde kara para var.

Kara para!

Kuklacı üretiyor.

Kuklacı, kuklalar buluyor.

Kara para aklanıyor.

Resmi belgede sahtecilik.

Suç örgütü kurmak.

Mal varlığını aklamak.

Yasa dışı bahis.

Vergi kanununa çalım.

Bunların hepsi bir arada iki garibanın tek başına düşünüp üstesinden geleceği organizasyon becerisi işi değil. Dilan ve Engin Polat Hikayesi’nde ortaya çıkmayan, perde arkasında gizlenen mutlaka var. Sayın savcıların hazırlayacağı iddianamede kuklacıyı da görmek, bilmek, tanımak Türkiye’nin hakkıdır.

★★★

Gerisi dedikodu:

Dilan Polat, günlük harcadığı paranın 750.000 TL olduğunu kendi görüntüsü ve sesiyle videosundan açıklamıştı. Şimdi cezaevinde ona yasanın gereği olarak günde yaklaşık 350 TL kantinde harcama parası verilecek. Adnan Hoca’nın kedicikleri ile aynı koğuşta yatmasın diye başka cezaevine nakledilecek. Haftada 10 dakika dışarıyla telefonla görüşebilecek, eşiyle de kanunun izin verdiği süre içinde beraber olacak.

Tamam da!

Kuklacı nerede?

Şimdi ne yapıyor?

Yıkanan para kimde?

Yurt dışına mı gitti?


Hayat Özgür Özel’e başarma görevi verdi!


Özgür Özel, Türkiye’ye bir yeni fikir sunabilir. Türkiye’yi yeni bir çağa atlatacak kaldıraç bulabilir. İnsanların önüne bir ana fikir, bir büyük hedef koyabilir. Özgür Özel, oyun değiştirecek bir yol gösterici olabilir. Hayat Özgür Özel’e CHP Genel Başkanlığını değil Türkiye’de vizyon değiştirme görevi verdi. Seçim yenilgisiyle CHP’ye oy verenlerde bir duygusal kopuş oldu, ancak Özgür Özel ile duygusal kopuş akılcı buluşmaya dönüştü. Bu da iktidarda korku yarattı. İktidar sözcüleri ve basındaki kalemleri ilk günden çatlak aramaya başladılar. Kulp bulmaya çalışıyorlar. 24 saat dolmadan Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu arasında büyük bir çatlağın doğacağını yazıyorlar. Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu’nun kısa zamanda “liderlik, üstünlük, kibir kavgasına tutuşacaklarını” söylemeye başladılar. Özgür Özel, iktidarın elinden “Projecilik ve kalkınma” kozunu, “milliyetçilik ve vatanseverlik” kozunu “emperyalizme karşı duruş” kozunu, “Ortadoğu’da sözü dinlenen ve Avrupa’da güvenilen bir lider olma” kozunu da alabilir. Hayat, Özgür Özel’e “başarma görevi” verdi.