Sevgili okurlarım kurban bayramı yaklaşırken bir şey mutlaka dikkatinizi çekmiştir...

Adına ne derseniz deyin...

Kurban vurgunu, kurban soygunu, kurban olayında rezalet.

Medyada çıkan yüzlerce ilanda ve cami duvarlarında görüyoruz...

Şeriatçı kesim bu kapkaç sürecinin baş rolünde. Bayrama az kaldığı için şimdi son vuruşları yapıyorlar.

İlanlar gerçekten ilginç... Parayı bize bastır, kurbanını keselim, Afrika’daki dindaşlarımızı gönderelim.

Hepsi yalan.

Paraları toplayıp ya tüyecekler ya da afiyetle yiyecekler. Bayramı sabırsızlıkla bekliyorlar.

★★★

Türkiye var olduğu sürece, hatta Osmanlı’dan bu yana kurban kesiminde bir kez olsun aksama, baskı falan hiçbir zaman olmadı. İsteyen her vatandaş kurbanını özgürce kesip Allah’ın emrini yerine getirdi.

Öncesini bilmiyorum ama 1960’lı yıllara geldiğimizde bir uygulama vardı.

Mahalle aralarından toplanan kurban derilerini Türk Hava Kurumu (THK) alır, satar ve bu işten büyük paralar kazanırdı. Bu paralarla THK yangın uçakları alır veya yaptırırdı.

Gel zaman git zaman bu memleketin başına AKP isimli bir iktidar çöktü.

Yapılan ilk işlerden biri kurban derilerinin THK tarafından toplanmasına yasak getirmek oldu!...

Ve en büyük gelir kaynağı elinden alınan ülkemizin bu seçkin kuruluşu batma aşamasına getirildi.

Orası da artık AKP’nin bir yan kuruluşu. Aynen Kızılay, Diyanet vesaire gibi kuruluşlarda olduğu gibi!

★★★

AKP iktidarıyla birlikte bir sürü şeriatçı kuruluş, dernekler, Kuran kursları falan yerden pıtrak gibi yükselmeye başladı. 

Bunlar önce vatandaşın kestirdiği kurbanlara el attı.

Ancak soygun yapmanın bazı pratik yollarını bulmak gerekiyordu. Bu durumda ne yapılmalıydı!

Çözüm Afrika ülkelerinde bulundu...

“Ey Müslüman kardeşimiz, gel sen de kurban parasını bize ver! Bağışladığın paralarla kurbanını Afrika’daki dindaşlarımıza bağışlayıp onların karnını doyuralım, sevaba hep birlikte girelim!..”

Yani yapılacak iş çok basit...

Vatandaşımız sözüm ona kurban bedelini bu üçkağıtçılara, bu sahtekarlara gönderecek.

Dolar ve euro olarak verecek.

Onlar da kurbanı Afrika’da ismini cismini, haritanın neresinde olduğunu bilmediğimiz yerlerde kesip Afrikalı dindaşlarımıza dağıtacak!

Bunun adı bellidir:

Kediye ciğer emanet etmek!

★★★

Peki bu büyük vurgunu, büyük soygunu kim, hangi mekanizma denetleyecek?

Bu işin denetlemesi falan yok!

Denetleme sıfır.

Size söyleyeyim, bu memlekette devletin ve milletin paralarını har vurup harman savuran AKP’li belediyeler bile sözünü ettiğim uyanık şeriatçılardan daha iyi denetleniyor!

Dinimiz, bugünkü iktidarın eline geçirdiği en büyük sömürü araçlarından biridir.

Müslümanlık, milyonlarca inançlı insanımızın yumuşak karnıdır.

Onları Allah peygamber, din iman gibi sözlerle kandırmak ise AKP iktidarının ve pek çok siyaset erbabının elindeki en büyük silahtır...

★★★

Ve bunlar bu dönemde her yeri ele geçirdi. ‘Müslümanlık dahil(!) A’dan Z’ye her yeri...

Yukarıda size kısaca kurban vurgununu anlatmaya çalıştım.

Hiç utanmadan, hiç sıkılmadan AKP’nin arka bahçesi olarak görev yapan Diyanet bu olanları, bu yapılanları bilmez mi!

Elbette bilir ama ses veremez...

Zira Diyanet’in başında olan Ali Erbaş isimli şahsın zamanı (maşallah) çoğunlukla yurt dışı gezilerde geçiyor. Adam devletin ve milletin parasıyla krallar gibi yaşıyor. 

Bu şahıs Müslümanların nasıl kandırıldığını, örneğin Afrika’da kurban kestirme bahanesiyle nasıl dolandırıldığını iyi bilir.

Ama ses veremez zira günün birinde görevden alınıp elindeki parasal gücü yitirmekten korkar.

★★★

Şimdi ortaya yeni biri çıktı. Maaşını devletten alan Ahmet Mehmetalioğlu isimli Çatalca eski müftüsü. Halkın sevgilisi olan sanatçı Volkan Konak vefat ettiğinde “Sahnede gebermiş” diyen sözüm ona din adamı!

Bu sözlerinden sonra başka bir yere vaiz olarak atandı.

İki gün önce bu kez kapsama alanına Özgür Özel’i aldı:

“Ey Özgür Özel, koruma zırhının arkasından atmak kolay. Kartondan başkan. Sen daha tokat yemedin. Sana tokadı ben atacağım, bekle.”

Vay be, korkulur bundan!.. Demek ki muazzam bir güce sahip!

Bu şahıs Ali Erbaş’ın emrinde görevli sıradan bir devlet memuru... Ve memleketin ana muhalefet liderini açıkça tehdit ediyor.

Böyle bir adamı burnunun dibinde koruyan Ali Erbaş, Afrika’da kurban kestirmek bahanesiyle binlerce insanımızı dolandıran şebekelere laf edebilir mi?

Elbette edemez.

Dinimiz, Müslümanlık, bunların eline kaldı.

Allah kurtarsın.