Sirke kavanozundan bal çıktığı görülmüş müdür? Tabii ki, böyle bir şey mümkün değil!

Tıpkı bunun gibi, mevcut yönetimden de refah ve huzur çıkmayacağı anlaşılıyor!

Laf bol, vaat çok ama ortada bir şey yok!

Umutlar bağladığımız Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e güvenimiz azalmaya başladı.

Şimşek’in göreve başlamasından bu yana 8 ay geçti, enflasyon ve pahalılık konusundaki vaatlerinin hiçbiri gerçekleşmedi.

Bir süre önce iddialı bir şekilde:

“Şubat’tan itibaren enflasyonda kayda değer düşüş öngörüyoruz.” demişti. Şubat ayı geldi, geçiyor, değişen hiçbir şey yok!

Bunun üzerine Şimşek Bey yeniden konuşarak iyileşmeyi dört ay öteleyip “Enflasyon Haziran’da düşecek” dedi.

Haziran ayı gelince dört ay daha uzatırsa hiç şaşırmamak lazım!

İnsanlar boş yere umutlanıyor, hayal kırıklığına uğrayınca “aldatılmış” duygusuna kapılıyor!

★★★

Dur durak bilmeyen hayat pahalılığı, maaş zamlarını sürekli eritiyor, yapılan ücret artışlarını anlamsız bir hale getiriyor.

Seçmenin, böyle net bir başarısızlığın hesabını sandıkta soracağını sanıyorsunuz ama o da olmuyor.

Ülkede hiçbir sorun yokmuş gibi iktidar partisi oyları toplamaya devam ediyor.

Çok büyük sıkıntı ve yoğun şikayet var. Hemen herkes ağlamaklı. Fakat bu sıkıntıyı yaratanlar her seçimde kazanıyorlar! Garip bir çelişki!

★★★

Verilen sözlere bakacak olursak, enflasyonun belinin çoktan kırılmış olması gerekirdi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan Aralık 2022’de:

“Hayat pahalılığı ve enflasyon meselesini de adım adım çözüme kavuşturuyoruz. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle inşallah önümüzdeki yılbaşından itibaren enflasyonun boynunu kırmış olacağız” demişti.

10 Kasım 2023’te de “Enflasyonun belini kırdık, etkilerini de önümüzdeki süreçte sileceğiz.” diye müjde vermişti.

Enflasyon konusunda 6 Aralık 2023’te de konuşan Erdoğan:

“Enflasyonla mücadele programımızın neticesi önümüzdeki aylarda çok net bir şekilde ortaya çıkacak” demişti.

Aradan aylar geçti. Enflasyon buyruk dinlemiyor ve milletin canını yakmaya devam ediyor. Şimdi umutla Haziran ayını bekliyoruz!

Ne demiş şair? “Umut fakirin ekmeğidir, ye Memet ye!”

Orantısız cezaya tepkiler!

Dün Atatürkçü dört teğmenin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmesini çok ağır ceza olarak niteleyip eleştirmiştim.

Atatürk’e saygısızlık yapanlarla onlara karşı çıkanlar için aynı cezanın verilmesi orantısız bir cezaydı ve gerçekten kamu vicdanını zedelemişti.     

Okurlardan aynı mealde çok sayıda mesaj geldi. Mesajların biri üst düzey emekli bir bürokrat olan okurum Tarık Celal Güven’e ait. Şöyle diyor: “Değerli yorum-yazılarının devamlı okuyucusu olarak bugünkü yorum-yazınızın ‘Atatürkçü 4 teğmenin ihracı vicdanları zedeledi’ başlıklı bölümü, gerçekten olay nedeniyle vicdanları sızlayanların tercümanı olmuştur. Bu konuda benim bir türlü anlayamadığım şey, Atatürkçü geçinen MHP başta olmak üzere, İYİ Parti ve diğer muhalefet partilerinin (CHP hariç) tutum ve davranışlarıdır. Başta Devlet Bahçeli ve Meral Akşener olmak üzere öteki muhalefet liderlerinin tepkilerini derhal kamuoyu önünde dillendirmelerini beklerdim.”

TEBESSÜM

Kulaklarını nasıl yaktı?

Temel, iki kulağı yanmış bir şekilde hastaneye kaldırılır.

Onu gören doktor şaşkınlıkla “Nasıl oldu bu iş?” diye sorar.

Temel “Önemli bir haber bekleydum. Ütü yaparken telefon çaldı. Dalgınlıkla kızgın ütüyü kulağıma götürdüm” diye anlatır.

Doktor tekrar sorar: “Peki, öbür kulağını nasıl yaktın?”

“Oni da ambulans çağırayım derken...”

GÜNÜN SÖZÜ

Tanrı insanı iyi yaratmıştır. Onu bozan toplumdur!