Enteresan bir süreçten geçiyoruz.
Aslında geçmekten ziyade… izliyoruz.
Neredeyse her gün bir şirkete operasyon, birilerine gözaltı, kayyum ataması…
Akışta akıp gidiyor.
Biz de ekrana bakıp geçiyoruz.
Bir yere kadar takip edebildim.
Ama artık bende de mecal kalmadı.
Şu an TMSF kontrolünde kaç şirket var, bunların toplam aktif büyüklüğü nedir, kaç kişi çalışıyor…
Ben kontrolü kaybettim.
Ama bildiğim bir hakikat var:
TMSF, bu ülkenin en büyük holdingi haline geldi.
Görünen o ki, zirvedeki yerini uzun süre kimseye kaptırmayacak.
Artık her gün değil, her an ajanslara düşen “son dakika”lar var.
Yeni bir uyuşturucu operasyonu…
Yeni gözaltılar…
Emniyet ifadeleri…
Testler…
Tutuklamalar…
Toplum olarak magazini sevdiğimizi biliyordum.
Ama insanların yatak odası mahremiyetiyle bu kadar ilgili olduğumuzu bilmiyordum.
Kınıyor gibi yapıp,
“Ya duydun mu…” diye başlayan cümlelerin nasıl bir keyifle aktarıldığını da ibretle izliyoruz.
Ela Rümeysa’yı artık herkes tanıyor.
Akif Ersoy’u zaten bilmeyen yok.
Konu, kendi hukuki mecrasından koparılıyor.
Bel altı muhabbete indiriliyor.
Seviye ortada.
Dün yine “ünlü” gözaltıları…
Bazı isimler için yakalama kararları…
Bugün bir gazeteci gözaltısı…
Üstüne 26 şirkete operasyon haberiyle servis edilen “kara para” soruşturması…
Ne oluyor, nereden geçiyoruz, nasıl bir aralık ayı yaşıyoruz?
İdrak yok.
Sadece izliyoruz.
“Başka ne yapabiliriz ki?” diye sorabilirsiniz.
En azından gerçek gündemi kaçırmayabilirsiniz.
Suçlu mudur, değil midir bilmediğimiz —
kaldı ki suç işlemiş olsalar bile —
bu kadar önemsiz başlıklar ön plandayken,
bugün Resmî Gazete’de yayımlandı ve yeni vergi düzenlemeleri hayatımıza girdi.
Artık otomobil alım-satımında binde 2 harç ödeyeceksiniz.
Bu yıl ne kadar emlak vergisi ödediyseniz,
gelecek yıl üç katını ödeyeceksiniz.
Ve buna büyük bir gururla,
“Bu fahiş artışa dur diyoruz” denilerek
yüzde 200 sınırı getirildi.
Gerçekten müthiş bir çözüm.
Şu anda yüzde 30 olan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) devlet katkısı yakında düşürülecek.
Kuyumcu, emlakçı, galerici…
Doktor, tıp merkezi, özel hastane…
Diş hekimi, ağız ve diş sağlığı merkezleri…
Kıymetli maden işletmelerinden
havayolu şirketlerine kadar
birçok sektöre yeni harçlar geldi.
Yetmedi…
Hayvan hastanelerine de harç getirildi.
Tebrik ediyorum.
Bunlar, bugün hayatımıza girenler.
Bir de pek umursamadığımız ama daha önce düzenlemesi yapılıp yeni yılda yürürlüğe girecek olanlar var.
Örneğin basit usulde vergilendirilen esnafın vergi istisnası kaldırılıyor.
Taksici kardeşim…
Dolmuşçu kardeşim…
Size de geçmiş olsun.
Sadece siz değil; yaklaşık 300 bin küçük esnaf yeni yılda gelir vergisi ve KDV mükellefi olacak.
Elbette bunun bedeli de vatandaşa yansıyacak.
Bitti mi?
Hayır.
ÜFE artışı nedeniyle yeni yılda benzin, motorin, LPG, doğalgaz, tütün mamulleri ve alkollü içeceklerin ÖTV’si artacak.
Doğal olarak fiyatı da.
Yine bitmedi.
Yeniden değerleme oranı nedeniyle yılbaşında birçok vergi, harç ve ceza zamlanacak.
O kadar alıştık ki,
“Enflasyon kadar artıyor, ne var bunda?”
diyecek noktaya geldik.
Zamları bile masumlaştırdık.
Meclis’te bütçe görüşmeleri sürüyor.
Ama kimsenin umrunda değil.
2,7 trilyon liralık (63 milyar dolar) faiz ödemesi kimseyi ilgilendirmiyor.
“Bütçe hakkı kutsaldır” diyoruz ya…
Bence hiç de kutsal falan değil.
Çünkü ahalinin asıl merak ettiği şey,
yalıdaki villada ne olmuş,
kim kiminleymiş.
Kendi ekonomisinde yaratılan tahribat,
aynalarla kaplı yatak odası dedikodusu kadar
önemsenmiyorsa…
Ben daha ne diyebilirim ki.