Yönetimin son dönemdeki iyimserliğine karşılık, ekonomik dengelerde hâlâ bıçak sırtı bir çizgide gidiliyor. Bu ay sonunda mevduattaki stopaj oranlarının yeniden belirlenmesi beklenirken, artırım yapılıp yapılmayacağı, artırımın ne kadar olacağı parasal dengelerde önemli sonuçlara yol açabilir.
Edindiğim bilgiye göre; yakında toplantı yapılarak kesin karar verilecek. Piyasalarda, uzun süredir, özellikle bütçe gelirlerinin artırılması için stopajda 5 puanlık bir artırım beklentisi var. Mevduatla birlikte son dönem yüksek hacimlere ulaşan yatırım fonlarında da aynı artırımın yapılması söz konusu. Ancak gelinen noktada yapılacak artırımların oranının çok iyi hesap edilmesi gerektiği de ortada.
Ekonomi yönetiminin hem ani yatırım hareketlerine neden olmamak, hem de son veriler ışığında daha sağlıklı hesap yapabilmek için, bu tip kararları son anda almayı tercih etiğini biliyoruz. Mevcut stopaj oranlarının süresinin 31 Ocak tarihi itibarıyla sona erdiği bilinirken, resmi açıklamanın, bu tür kaygılar nedeniyle, hafta sonunda yapılması bekleniyor.
MEVDUAT İLE KREDİ ORANLARINDA MAKAS AÇILIR
Piyasalardaki beklenti ise uzun süredir, yenilenen stopaj oranlarının artırılacağı yönünde. Ancak stopaj oranlarında yapılacak artırımın oranı, faiz indirimlerinin başladığı bu süreçte, çok daha hassas öneme sahip. Çünkü zaten mevduat oranları düşüş sürecine girmişken, yüksek oranlı stopaj artırımı, TL mevduat sahiplerinin faiz gelirlerinde önemli kayıplara yol açabilir. Bunun da faiz indirimlerinin devam ettiği süreçte, yıl ortasında olumsuz etki yaratma tehlikesi bulunuyor.
Bazı iktisatçılar ocak ayında yapılan 2.5 puanlık faiz indirimi ardından, şubat başında stopajda 5 puanlık artırım yapılması halinde, bunun mevduat oranlarında yüzde 2-2.5 oranlarında yeni bir düşüş etkisi yaratacağını kaydediyorlar. Yani TL mevduat ve yatırım fonları sahipleri için ocaktaki faiz indiriminin ardından, ek bir faiz indirimi daha yapıldığı anlamına gelecek. Martta da faiz indirimlerinin süreceği beklentisi varken, tasarruf sahiplerinin getirisi hızlı biçimde aşağı gelmiş olacak.
Bu arada stopaj oranlarındaki 5 puanlık artırım, “kredi faiz oranları ile mevduat faiz oranları arasındaki makasın iyice açılması” sonucunu da doğuracak. İş dünyası temsilcileri, politika faiz indirimlerinden ardından, son günlerde bu indirimlerin aynen kredi faiz oranlarına yansıtılmasını istemeye başladılar. Ancak mevduat sahibi daha az faiz geliri elde ederken, bankaların maliyetlerinde bir değişiklik olmayacağı için, bunun kredilere aynen yansıması mümkün olmayacak.
Stopaj oranlarının artırılmasının tek faydası Hazine’ye olacak. Buradan elde edilecek önemli miktardaki faiz gelirinin, bütçe açığının kapatılmasında kullanılacağı ortada. Bu artırım nedeniyle, ekonomi yönetimi “parası olandan ek vergi alıyoruz” propagandası da yapabilir ama herkes biliyor ki; tek nedeni ek vergi geliri sağlamak. Ekonomi yönetimi ayrıca, stopaj artırımı için “eskiden uygulanan oranlara geri dönüldüğü” savunması da yapabilir.
Özetle; stopaj artırımı şimdi birdenbire parasal dengeleri bozmasa bile, hızlı faiz indirimleriyle birlikte, yıl ortalarında oluşabilecek TL’den kaçış hareketini tetikleyebilecek öneme sahip.