Ortada ciddi bir tehlike var!

Doğumlar azalıyor, Türkiye’nin nüfusu yaşlanıyor!

Durum böyle devam eder de genç nüfus hızla azalırsa, ileride bu ülkede kim çalışacak, kim üretecek? Ekonomi çarkı nasıl dönecek? Emeklilerin maaşları nasıl ödenecek?

Bir süre önce olur-olmaz şeyler için “Beka sorunu” diye kıyameti kopartanlar, asıl beka sorununun “doğum oranının azalması” olduğunu anlayabilirler mi?

Toplumda doğumlar neden azaldı?

Ülkemizi karamsarlık, umutsuzluk sardı da ondan...

Genç kuşak çocuk yapmaya korkar hale geldi. Sebep: Ekonomik güçlükler!

★★★

Bu iktidar “En az 3 çocuk” diye yıllarca kıyamet kopardı ama sonunda milleti bir çocuk bile yapamaz hale getirdi.

Derin bir yoksulluğa düşen genç aileler “Çocuğa nasıl bakarız?” endişesi içinde...

Yeni neslin para kazanma, ev alma umudu bile kalmadı.

Ülkede eğitim de bitti.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in tüm eleştirilere kulak tıkayarak imzaladığı, bilimden uzak, niteliksiz müfredat, okullarda cahil öğrenciler yetiştirecek!

Aileler perişan! Çocuklarını özel okullarda okutmak isteyenler her yıl yüz binlerce lira ödemeyi göze almak zorunda... En ucuz özel okul fiyatı yıllık üç yüz-dört yüz bin lira oldu. Ücreti 1 Milyon lira civarında olan okullar da var!

★★★

AKP iktidarı 22 yılda ne yazık ki, nüfusumuzun yarısından çoğunu yoksullaştırmayı başardı (!)

Kişi başına düşen milli gelirimiz azaldı, orta direk çöktü. Fakirlik neredeyse kalıcı hale geldi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, enflasyonu düşürmek, ekonomiyi yola sokmak umuduyla aldığı önlemler, ne yazık ki, yoksulluğu daha da arttırıyor!

Bakan beyin “Enflasyon düşecek” sözü, çiğnenen bir sakıza döndü. Umutla bekliyoruz ama henüz ses var, görüntü yok!

Genç nüfus azalıyor, yaşlı nüfus haline geliyoruz!

Eski yıllarda “En az 3 çocuk” talebi, başta İngiltere ve Fransa olmak üzere, birçok gelişmiş ülkede uygulandı.

Doğumlar azalınca, çocuk yapmayı teşvik eden cazip, kampanyalar açan devletler doğan her çocuk için ailelere önemli ödemeler yaptılar.

Bizde de “3 çocuk yapın” diyorlar. Peki, aileler o çocuklara hangi para ile bakacak? Çocuğuna nasıl süt, mama, elbise alacak. Okul çağına gelince nasıl okutacak?

Bu yoksullukta kendi karınlarını doyurmakta bile güçlük çeken ailelerin “Çocuk yapmak” deyince tüyleri diken diken oluyor.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında yüzde 2.38 olan doğurganlık hızı, TÜİK’in 2023 verilerine göre yüzde 1.53’e düştü.

Yani, Türkiye’de 2002 yılında yılda 1 milyon 323 bin bebek doğarken, (nüfusumuz arttığı halde) 2023’te bu rakam 958 bine düştü.

Bu gidişle emeklilerin sayısının çok, çalışanların sayısının az olduğu yaşlı bir ülke haline geleceğiz. Ulusumuzu bekleyen en büyük tehlikelerden biri bu, ne yazık ki!

TEBESSÜM

Ev dar gelince...

Komşusu Nasreddin Hoca’ya şikâyet etmiş:

“Yaa Hocam, evim çok küçük. Yeni ev alacak param da yok.

Hoca “Sen hemen evini ortadan ikiye böl” demiş. Komşu şaşırarak:

“Yaa hocam, ben dar diyorum, sen böl diyorsun!” demiş ama sonra “Hocanın bir bildiği vardır” diye düşünerek evini bölmüş... Aradan bir süre geçmiş. Hoca:

“Evini şimdi de dörde böl” demiş.

Komşu yine bir bildiği vardır diye düşünüp evini dörde bölmüş...

Ev dar mı dar olmuş. Oturulacak gibi değil... Bunun üzerine hoca “Şimdi bölmeleri yık” demiş... Komşu ertesi gün memnuniyetle hocaya koşmuş:

“Hay aklına sağlık be hocam. Bizim ev çok genişledi valla!”

GÜNÜN SÖZÜ

Paranın değeri ile birlikte, ülkenin saygınlığı da düşer!