“Kuyu kazma ki, kazdığın kuyuya düşmeyesin! Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar!”
Bu sözleri, CHP’nin cumartesi günkü Konya mitinginde iktidara seslenen Özgür Özel söyledi ve:
“Ey Erdoğan adayımı bırak, sandığı getir!” diye bağırdı.
Konya Kılıçarslan Kent Meydanı’nda mahşeri bir kalabalık vardı.
Heyecanlı ve coşkulu bir kalabalıktı bu...
Çiftçi Abdullah Ceyhan’ın “Turpınan, şalgamınan devlet yönetilmez” dediği Yozgat Mitingi’ni takiben Mersin’de, daha sonra da Konya’da yapılan mitinglerdeki coşku, iktidar için ciddi bir uyarı olmalıdır.
Tüm mitinglerde meydanların insan seliyle dolup taşması, insanların artık sıkıntılara dayanamaz noktaya geldiğini gösteriyor.
★★★
Konya, AKP’nin kalesi olarak biliniyor ama mitingde bu kale cumartesi günü depreme uğramış gibi sallandı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimde Konya’da yüzde 73 oy alarak rekor kırmıştı.
İktidarın böylesine güçlü olduğu bir kentte CHP’nin düzenleyeceği bir mitingin sönük geçeceğini iddia edenler vardı.
Tam tersi oldu. Meydan lebalep doldu, insanlar “Hak, hukuk, adalet” diye sloganlar attı.
★★★
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da oradaydı.
Hapisteki Ekrem İmamoğlu’na özgürlük isteyen Mansur Yavaş:
“Bu ülkeyi daha güzel yönetirim’ diye ortaya çıkmak suç mu? Siyasi partiler bunun için var. Korkuyoruz ki, artık seçim de yapmamanın çaresine bakacaklar!” dedi.
Müthiş bir kuşku doğrusu…
Seçim yapmamak mümkün olabilir mi? Buna cesaret edebilirler mi? Dünyada seçim yapılmayan ülke var mı?
Ülkemizde yaşanan kuralsız, acayip, garip olaylara bakacak olursak, böyle bir şeyin akıllara gelmesine de fazla şaşırmamak gerekir!
Dileriz öyle bir şey olmaz tabii ki! Olursa eğer, felâketten beter olur!
★★★
Mitingin en renkli kişilerinden biri Konyalı kadın çiftçi Hatice Sarı idi.
Halka seslenen Hatice Hanım, Kanal İstanbul projesini eleştirerek:
“Oraya ayrılacak parayı bize verseler de, bizler güzel çiftçilik yapsak. 30 yıl hayvancılıkla uğraştım ama elde var sıfır! Yem parası çok yükseldi. Tarlamı iki yıldır ekemiyorum. Çünkü mazot pahalı… Çok şükür evimiz kira değil ama yine de yetmiyor, yetmiyor!”
AKP’nin kalesi diye bilinen Konya da tüm iller gibi dertli. Bir dokunsanız, “bin ah” işitiyorsunuz!
Vurun gazeteciye!
Gazetecilik Türkiye’de çok tehlikeli bir meslek haline geldi.
Tarafsız basın üzerinde baskı arttıkça artıyor!
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yayınlanan raporlardaki durum hiç de iç açıcı değil!
- Son bir yıl içinde en az 29 gazeteci hapse girdi...
- Halen 18 gazeteci tutuklu olarak cezaevinde yatıyor...…
- Gazeteciler hakkında 313 soruşturma, 123 gözaltı işlemi uygulandı...…
- 300 gazeteci hakkında ceza davası var...…
- 56 gazeteci fiziki saldırıya uğradı...…
- 90 gazeteci tehdit edildi...…
Gazeteciler 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde “Adalet istiyoruz” diye slogan atarak Ankara’da Adalet Bakanlığı önüne yürüdü. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “Gazeteciliğe yönelik saldırı demokrasiyi geriletiyor” diye açıklama yaptı!
Basına uygulanan baskı, şiddet ve ceza aslında Türkiye’ye kaybettiriyor!
TEBESSÜM
Beterin beteri var!
Temel “Acil kurtarma servisinde” iş bulmuş. Bir trafik kazası ihbarı üzerine olay yerine gitmişler. Her tarafta ölü ve yaralı var.…
Temel bir yaralıya doğru koşmuş. Adamın iki bacağı kırık, feryadın bini bir para!
Temel onu yatıştırmaya çalışarak “Yahu” demiş “Bu kadar bağıracak ne var? Beterin beteri vardır. Baksana şunlara, hayatlarını kaybetmişler, hiç bağırıyorlar mı?”
GÜNÜN SÖZÜ
Her “Ak”ım diyen aklanmaz, Allah’ın bildiği kuldan saklanmaz!