Türkiye, turda toplam 1 golü olan Karadağ'dan 3 yiyerek mağlup oldu. Hem de beraberliğin yeterli olacağı bir maçta. 

19 Kasım’da başlayıp 20 Kasım’da biten 22.45 maçı için uyumayıp ayakta kalan herkes önce bu düzene sonra da Milli Takım’ın bu berbat haline saydırsa yeridir. 

‘Galler’i yener Karadağ’a turistik geziye gideriz’ kafası bize temiz bir tokat patlattı ne yazık ki… 1 puanla bile ense yapacağın yerde işini ciddiye almazsan işin Mart’a kalır üzülürsün. 

Karadağ turnuvadaki ilk galibiyetini aldı, evinde ilk galibiyetini aldı, bir maçta ilk defa 3 tane gol attı. Bunu sadece zemine bağlamak doğru gelmiyor bana. Bir motivasyon çöküşü aşikar. 

Teknik kapasiteyi düşürüp fiziki kaliteyi arttırman gereken bu zeminin gereklerini yerine getirmedi Montella. Çözümü bilmesine rağmen uygulamayan Montella’nın maç sonu yaptığı özeleştiri değerlidir. Futbol maalesef fazla inadı kaldırmıyor. Günün sonunda pusuda bekleyenlerin kucağına düşüyorsun. İtalyan da tıpkı takım gibi hala gelişmekte…

Galler ve Karadağ maçlarının en az birinden 3 puanla ayrılmış olsaydık Uluslar Ligi genel sıralamasındaki yerimizi daha sağlam görmüş olacaktık. 2026 Dünya Kupası play-off’ları açısından son derece önemli olan Uluslar Ligi genel sıralamasında son 2 maçta attığımız geri adımlar A Ligi hedefine de darbe vurdu. 

Montella ve ekinin şartları gördükten sonra bile değişikliklerde yaptığı manasız hamleler anlaşılır değil. Santrforsuz oyunla şu zamana kadar iyi getirdi bizi ama çıkmaza girdi. Bu yüzden Karadağ mağlubiyeti denizi geçip derede boğulmak gibi geldi bana.