O farklı biri. Şahsına münhasır derler ya... Semih Şentürk’ü okudum. Diyor ki “Mourinho’nun yardımcısı yaptırıyormuş” taktik idmanı. Nasıl başarı gelecek ki? Kimseyle konuşmuyormuş kendileri. Takımın çoğunluğu yabancı. Onlar, bu tarza alışıktır bunu biliyorum. Çoğu yabancı hoca böyledir çünkü. Mesela Aragones döneminde, perşembe antrenmanlarında hafta sonu oynanacak maçın 11’i açıklanıyordu. Yedekler belliydi. Kadroya giremeyenler, hemen salıyorlardı kendilerini... Başarı gelmedi. Bu anlayış, yerli oyuncuları çok rahatsız eder. Bunu net biliyorum.

Başka pencereden bakmak

Dünyanın en enteresan ligi bizimki... İki değerli yönetici Acun Ilıcalı ve İbrahim Hatipoğlu bir araya gelip, hakem hatalarıyla ilgili kariyerleri çok iyi iki hakemin tartışmalı pozisyonlar konusunda karar verip, bunları kamuoyu ile paylaşmaları konusunda görüşmeler yapmışlar. Sonra yaşananlar malum ve bu beni ilgilendirmiyor. Bu hakemler, “Şurada hata, burada yanlış karar var” dediklerinde, puanlar bu değerli takımlara iade mi edilecek veya maçlar tekrar mı oynanacak? Hadi bunları geçelim. Bizim lig 19 takımla oynanıyor. Her hafta, 2 takımın kapışmasını mı izleyeceğiz? Veya 1930’lu yıllara dönüp, İstanbul mahalli ligini mi yaşayacağız? Lafı uzatmadan bu işin tek çözümü var. Yabancı hakem, yabancı VAR.

Icardi'nin dönüşü

Belirli bir yaşa gelmişken, en istenmeyecek sakatlığı yaşadı. Osimhen ile birlikte sistem içinde çok önemliydi. Icardi, antrenman yapmayı çok seven bir oyuncu değil. Onu idare etmek için Okan Buruk gibi motivasyon ustasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç var şimdi. Ameliyat sonrası yalnız kalırsa ve Arjantin’e giderse dönüşü daha problemli olabilir. Bence, “Senin sözleşmeni donduralım, biz santrfor alacağız” fikri hayata geçerse, duyguları ile yaşayan Icardi bu isteğe çok bozulur. Onu kazanmak isterken, bu kez gönül bağını kaybedersiniz.

Reyting

Bizim televizyon aleminde artık köhneleşmiş bir anlayış vardır. Spor programları reyting almıyor. Amerika’da ESPN, İngiltere’de BBC Sports ve SKY Sports nasıl çok izleniyor o zaman? Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya’da bu programlar neden ilgi görüyor peki? Bizde NTVSPOR varken, neden her yerde açıktı? Cevap çok basit. Spor yayıncılığı dört kişinin bir araya gelip, sohbet anlayışı değildir. İşin şifresi görüntüdür, sahadan yayındır, tempodur, dinamizmdir. Görüntülerle kurgulanan özel röportajlardır. Türkiye’de şu an yapılan televizyon radyoculuğudur ve normal olarak reyting almaz, seyredilmez de...