Haksızı olmayan Türk futbolunun sorumlusu kayıp leş ortamı... Bölüm: Trabzon! Hoş geldiniz.
Toplum normallerine rehber niteliğindeki gecenin öncesine bakalım;
Geçen hafta Fenerbahçe'nin Pendikspor maçından sonra bir Trabzon bileme operasyonu başlatıldı.
Ahlak sınırlarının dışına çıkan Galatasaray-Fenerbahçe çatışmasının ortasına alakasız bir anda, alakasız şekilde Trabzon perdesi çektiler. Üstüne Fenerbahçe'yi şampiyonluktan etmek gibi gereksiz bir misyon verdiler.
Amaç kaos çıkartmaktı. Potansiyel şehrin maçı gelmişti. Kolay hedef Trabzon. Kışkırtma oyunu başlattılar:
'Trabzon'da yap görelim'
'Trabzon şampiyonu tayin eder'
'Trabzon yiğidin harman olduğu yer'
'Aslanım, kaplanım, ezin!'
İki camianın normalleşmeye dönen ilişkisini gaza getirerek el birliği ile en kötü dönemine sürüklediler. Maçtan önce sağlıklı ortam olmadığı, bir şeyler döndüğü o kadar belliydi ki... Yayıncı kuruluşun maç kamerasının tam karşıdan gördüğü tribünde alakasız şekilde köpürme yaşayan bir kitle vardı. Sanki tek bir hareketle aşağıya inecek, pimi çekilmiş el bombası gibi, şiddete kodlanmış robotik hareketler yapıyorlardı.
Maç öncesi iftar için dağıtılan bardak suları alakasız anlarda sahaya fırlatmaya başladılar. Merak edenler açıp izlesin. Daha santrada, hiçbir şey yokken attılar. Yavaş yavaş başlayan bu sistematik hareket ilk golden sonra bir virüs gibi diğer tribünlere de dağıldı. Başka şeyler de fırlatılıyordu ama her taraftan gelen ortak şey 'bardak su' oldu.
Kardeşim birileri size gidin ve bu maçı provoke edin mi dedi? Neden geldiniz siz bu maça? Trabzonspor ilk defa mı gol yedi? İlk defa mı tahrik edildi? İlk defa mı hakkı yendi, ilk defa mı faulü verilmedi de geriye düştü?
Şu maçı normal şekilde bitirmemek için sürekli fırsat kollayan birileri olduğuna yemin edebilirim...
Dakika 62, Trabzonspor soldan hücum yapıyor, takım baskı kurmuş, reaksiyon gösteriyor, gol gelecek belli. Kale arkasından bir şeyler yağıyor içeriye. Akıl işi değil bu. Normal bir durum değil bu.
Kendi takımın hücum ederken sahaya meşale atmanın örneği yok! Bardhi'nin farkı 1'e indiren golü biraz gecikse bu maçı bitirtmeyeceklerdi. Trabzonspor'un geri dönüşü o planı bozdu bence. Dertleri Trabzonspor'un kazanması ya da kaybetmesi değildi, onlar en başından beri linç için bir bahane arıyorlardı.
2-2 bile kesmedi. Trabzon gol ararken, sahaya fırlatmak için bir şeyler arayanlar Fenerbahçe yenilgisinin en büyük sorumlusudur. Batshuayi'nin attığı son gol öncesi verilmeyen faulün haklı isyanını bile elinden aldılar Trabzonspor'un. Çünkü Fenerbahçe'nin maç sonu sevincini bahane ederek, sahaya girdiler. Tahrik mi vardı? Olma kardeşim tahrik. Tahrik edenin cezası var mı bu ülkede? Hayali bir kavga çıkartıp saldırıyorsun.
Şampiyonluk kavgası ile hiçbir alakası yokken birilerine maşa oldu yine Trabzon. Tetikçi yapıldı, tuzağa düştü. Ne yazık ki böyle oldu. Buna camia içinden çanak tutanlar da oldu. Eserinizle övünün.
Toplumsal manyaklığın futbola sıçramış halidir bu. Yoksa ülkece çok yabancı olduğumuz şeyler değil. Kediye bile aynı şeyi yapıyoruz. Ülkenin en iyi eğitim görmüş insanları bile konu futbol olunca aklını kaybediyor, tribündeki ne olacaktı?
Sahada olunca herkes şaşırmış gibi davranıyor değil mi? Zaten bizim toplumsal olarak sorumlu bulamamızın en büyük nedeni; sorunu kendinde görmüyor oluşumuz.
Federasyon, kulüp yöneticileri, hakemler, medya, sorsan herkes marka. Herkesin tek derdi Türkiye. Asıl 'Marca' gazetesi atmış dün akşam manşeti:
'İğrenç görüntüler yine Türkiye futbolundan geliyor, ne ilk ne de son!'