“1 Ocak geride kaldı ama milyonlar, belki milyarlar 20 Ocak tarihini bekliyor. Bu yıl dünyalıların çoğu için gerçek yılbaşının 20 Ocak olduğunu söyleyebiliriz.

20 Ocak’ta Donald Trump ABD Başkanı olarak göreve başlıyor. Ve bir süredir duran zamanın o tarihte yeniden yürümeye başlayacağı düşünülüyor.

İleriye mi, geriye mi? İşte yürekleri hoplatan bu soru.

Soğuktan tir tir titreyen Ukraynalı ve Rus askerler... Netanyahu yetmiyormuş gibi bir de Trump tarafından cehennemle tehdit edilen Gazzeliler, ABD’de daha ilk günden, gerekirse asker gücüyle sınır dışı edileceği söylenen göçmenler ve sığınmacılar, yeniden sahneye sürülen cihatçı Frankensteinlar, üçüncü sınıf aktörlüğe tenzil edilen gururu kırılmış Almanlar, İngilizler, Fransızlar...

Ve daha niceleri....

Bütün dengeler bozulmuş, bütün kafalar karışmış, bütün korkular depreşmiş....

Tam da tecrübeli devlet adamı İsmet İnönü’nün söylediği gibi; “yeni bir dünya”nın kurulması gerekiyor. Bu dünyanın köşe taşlarından biri olmaya yazgılı Türkiye’nin çok serinkanlı ve dikkatli hareket etmesi zorunlu.

Önüne boşluklar açılabilir: Çoğu tuzak ve kapanlardır!

★★★

ABD’de yaşayan ve göçmenlik statüsü konusunda kafasında sorular bulunan dostlardan mesajlar geliyor: Acaba bize de bir şey olur mu?

Çoğu endişeli ve kendilerini kandırılmış hissediyor. İnsani sorunları var.

Onlara soru sordukları ve şikayetlerini yönlendirdikleri robotların o türden sorunları tanımadıklarını söylüyorum. Robotların kalpleri yok. Vicdanları yok. Yalnızca bencil algoritmik hesapları var.

En kaba fırça darbeleriyle insanlığın nesnel durumunu anlatıyorum:

Buhar enerjisi ve teknoloji ile yükselen sanayi toplumlarının ham maddeye ihtiyacı vardı. Silah gücüyle de olsa o kaynakların bulunduğu topraklara gittiler.

Kendi ülkelerindeki emek gücü yetmeyince, dışarıdan göçmen işçi getirdiler.

Zamanla elektrik enerjisi işe karışıp dijital tufana dönüşünce — enformasyon bilgisayarlarla işlenen ana ham madde haline gelince— o tür emeğe ihtiyaçları giderek azaldı. Daha önce getirmiş oldukları bile yük olmaya başladı.

Onlara kapıları kapatmanın ve hatta kapı dışarı etmenin yollarını aramaya başladılar.

Hortlatılan ırkçılık ve onun yeni hali olan İslamofobi bunun enstrümanlarıdır. Şimdi, 20 Ocak’tan sonra, başta Müslümanlar tüm yabancıları zorla atmaktan söz ediyorlar. Pek çok emperyalist ve kolonyalist ülkede “Defolun!” kampanyaları var. Bunları destekleyen partiler anketlerde yükseliyor.

★★★

Neoliberal kapitalizm yerkürenin iliklerini emdikten sonra hızla neoliberal faşizme dönüşüyor.

20 Ocak’ta ABD süper gücünün dizginlerini ele alacak olan neofaşist oligarşinin sözcülüğünü ise Twitter’ı bu ideolojinin borazanı haline getiren Elon Musk yapıyor. Korkulur! Artık yalnız dijital platformlar değil, ordular da emirlerinde olacaktır.

Küreselleşmenin, insan gönderip insan almak şeklinde yaşanan evresi birkaç sektör dışında bitmiştir.

Devir, evli evine köylü köyüne devridir. Ancak pek çok yerde evler ve köyler perişan durumdadır. Gezegenin kendisi tehlikededir.

20 Ocak’ta başlayacak olan yeni yıl, bu yüzden yaşamsal önemdedir...”

★★★

Kadim dostum Prof. Dr. Haluk Şahin’den alıntıladığım bu değerli öngörülerin tümüne katılıyorum. Trump-Musk ikilisinin açıklamalarından 20 Ocak’tan sonra neoliberal faşizmin başlayacağı apaçık anlaşılıyor. Hatta Musk’ın cüretini, bazı Avrupa ülkelerinin liderlerini, eleştiri görünümü altında tehdide kadar vardırdığı görülüyor.

Bize gelince... Hayal aleminde uçanların ayaklarını yere basmaları ve önlerine çıkacak boşluklardaki tuzak ve kapanlara çok dikkat etmeleri gerekiyor.

★★★

Bu akşam ARENA’daki özel konuğum; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu...

Günlerce konuşulacak bu söyleşiyi kaçırmamanızı öneriyorum.