O reklam AKP’nin HDP’ye “resmen” ortaklık çağrısıdır
Birkaç gün önce yandaş-tetikçi gazetelerde tam sayfa yayımlanan bir reklam hayli ilgi görmüştü.
Başlığı “Bizi asla bölemeyeceksiniz” olan reklam cep telefonlarının en büyük ithalatçısı olan GENPA’nın sahibi Zeynel Abidin Erdem tarafından verilmişti.
Baştan aşağı Erdoğan ve AKP’ye övgülerin düzüldüğü reklamda Zeynel Abidin Erdem herkesi AKP’ye oy vermeye çağırıyor.
Erdem, Türkiye’nin geleceği ve bekası için AKP dışında partilere oy vermenin ağır bir sorumluluk olduğunu da belirtiyordu.
Aslında bazı örnekleri daha önce görülmüş olsa da hayli varlıklı bir iş adamının böyle bir reklam vermesi herkes için şaşırtıcı olmuştu.
Doğal olarak yorumlar yapıldı.
Birincilik elbette “Böyle yalakalık görülmedi” şeklindeki görüştü.
Kim olursa olsun, her iktidarla çok iyi geçinmeyi bilen Zeynel Abidin Erdem, seçim öncesi bu desteği kendine bir fırsata çevirmek istiyordu.
Tabii daha sonra farklı başka görüşler de atıldı ortaya.
Erdem’in çok yakını bir kişi hakkında “Fetullahçı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla soruşturma başlatılmış ve cezaevine konmuştu.
Zeynel Abidin Erdem de pis işler yapabildiği dönemde cemaate çok yakın bir isim olarak biliniyordu zaten.
Bu nedenle, “Erdem Fetullahçılık suçlamasından korunmak için böyle bir yalakalığa soyunmak istedi” diyenler, ister istemez haklı gibi görünüyordu.
Oysa bana göre durum öyle değil.
Zeynel Abidin Erdem elbette FETÖ suçlamasından kurtulmak isteyecektir ama bunun yolu bu değil.
Erdoğan’ı Beyaz Saray’a takdim eden ve “Bu çocukta çok iş var, siz Türkiye’de bunu destekleyin” diyen ekibin içinde yer alan Zeynel Abidin Erdem’in kurtulmak için bu şovlara ihtiyacı yok.
Gider anlatır durumu, neyse gereği yerine de getirir.
Bu reklam aslında AKP’nin HDP’ye dolaylı yoldan “ortaklık teklif etmesinin” görüntüsüdür.
Erdem, Mardinli ve Arap kökenli bir iş adamı.
Bu bölgede çok tanınıyor, hayli de güçlü.
Verdiği reklamda “Arap, Kürt kardeşlerim” diyor.
Bu kesimlerin AKP’ye oy vermesini istiyor.
Bölgedeki dindar Kürtler zaten oylarını AKP’ye veriyor.
Kürtler, bunun dışında HDP’ye oy veriyorlar.
Zaten AKP’ye oy verenlere, “Oyunuzu AKP’ye verin” demenin bir anlamı yok.
Ama Erdem reklam yoluyla HDP’ye oy verenlere çağrı yapıyor ve “Akıllı olun, çıkarınız burada” demiş oluyor.
“Zeynel Abidin Erdem, Kürtler üzerinde etkili değil ki” diyenler olabilir.
Mesele etkili olmak değil ki, mesajın iletilmesi. Bu konuda da Zeynel Abidin Erdem adı, bölge için gerçekten çok önemli.
AKP kurmayları HDP’nin oylarına muhtaç olduklarını biliyorlar.
Ama CHP ve İYİ Parti’yi “teröristlerle iş birliği halinde” gibi göstermek için, karalama kampanyası açtıkları için bunu açıktan yapamıyorlar.
O reklamın asıl öyküsü budur bence.
Bİ SORALIM BAKALIM
Atatürk Kültür Merkezi üzerinden millet düşmanı çıkarmak nasıl bir başarıdır böyle?
Erdoğan yeniden inşa edilecek Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi açılışında gerçekten inanılmaz şeyler söyledi.
“Bu bina sadece bir kültür merkezi değil” dedikten sonra ekledi; “Son 5 yıldır milli iradeye kasteden vatan millet düşmanlarına verilmiş en güzel cevap olacak.”
Pardon ama ne alaka?
Atatürk Kültür Merkezi, opera-bale ve tiyatro sanatının sahnelendiği bir alan.
Vatan millet düşmanlığı ile ne ilgisi var veya olabilir?
Ayrıca kimdir bu vatan millet düşmanları ve eskisi ile aynı işlevi taşıyacak bir binanın yeniden inşası, nasıl olur da millet düşmanlarına karşı bir zafer anıtı olarak tanımlanabilir? Erdoğan’ın nefret söylemini bu kadar sık ve yüksek sesle dile getirmesi beni derinden etkiliyor ve çok rahatsız ediyor.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Ne Gezi’de, ne başka bir zaman Atatürk Kültür Merkezi’ne teröristlerin fotoğrafı asılmadı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nin temel atma töreninde, aklından hiç çıkmayan Gezi direnişine yine veryansın etti.
“Buraya Gezi sırasında teröristlerin resmini asmışlardı” dedi.
Gezi direnişine katılmış biri olarak AKM’nin üzerine terörist fotoğrafı asıldığına hiç tanık olmamıştım.
Ancak yine de “hafızam yanıltabilir” diyerek arşivden Gezi fotoğraflarını bulup tek tek baktım.
Hiçbirinde terörist fotoğrafı göremedim.
Atatürk Kültür Merkezi üzerinde dev bir Atatürk posteri vardı.
Deniz Gezmiş’in bir posteri duruyordu ki, herhalde kimse Deniz Gezmiş için “terörist” tanımını kullanamaz.
Yeri gelmişken, temel atma törenine “sanatçılar da katıldı” cümlesine kafam takıldı.
“Kimdir bu sanatçılar?” diye baktım.
En önde Sibel Can var. Yavuz Bingöl, Orhan Gencebay da tanıdık isimlermiş.
Bu kişiler her ne kadar yandaş olsalar da, “sanatçı değillerdir” diyemem, bu büyük haksızlık olur.
Ancak bu isimlerle Atatürk Kültür Merkezi’nin anlamı örtüşmüyor.
O sanatçılar temel atma törenine katılsalar bile en önde olacak isimler değiller.
Ve işin en fenası, asıl önde bulunması gereken sanatçıların hiçbirinin orada olmaması.
Bu da iktidarın sanata ve kültüre nasıl baktığının tipik örneklerinden biri.
YENİ ÖĞRENDİM
Ucuzluk algısını böyle oluşturuyorlar
Size bir okurumun gönderdiği mesajdan bazı parçalar sunmak istiyorum.
Okurum, adı bende saklı olan bir market zincirinde gördüklerini anlatıyor.
Bakın ne diyor;
“Can Bey merhaba. Fiyatları tepeye fırlatıp sonra indirmiş gibi yapmayı en iyi ...... market zinciri beceriyor. Yafa portakalı 2.5 lira idi. Ertesi gün gittiğimde portakalın üzerine 6.5 lira etiket koymuş, üzerini çizmiş, altına 3.99 yazmış. Vallahi de billahi de aynen böyle.”
Böyle bir oyun olduğunu defalardır yazdım ve özellikle Tele1’de çok söyledim.
Okurum ardından devam ediyor. Duyarlı bir tüketici olarak durumu gidip market zincirinin mağaza müdürü ile konuşmuş.
Bakın onu nasıl anlatmış;
“Durumu gittim market müdürüne anlattım. Önce inkar eder gibi yaptı, üsteleyince çaresiz kaldı. Ellerini kaldırıp ‘emir yukarıdan geliyor ne yapayım’ dedi.”
Aynı okurumun bir de başka saptaması var. O da ilginç geldi bana.
Diyor ki; “Can Bey, bir de her gün tenceremizden, soframızdan eksik etmediğimiz maydanozun bir demeti 3 lira. Bir demet 49-53 gram geliyor, yani kilosu 60 lira. Ot deyip geçiyoruz ama kilosu 60 lira.”
Gerçekten de aldığımız bazı yeşilliklerin kilosunun kaça geldiğini hiç düşünmemiştim ben de.