

Ve Elena’nın iki sene kadar süren tedavisi boyunca kadına saplantılı bir aşk beslemeye devam ediyor. Üstelik tedavi süresinde genç kadının başkasıyla evlenmesine, arada bir çocuk bile kaybetmesine rağmen, Tanzler vazgeçmiyor.
Elena, hayatta olduğu süre boyunca Tanzler’e sevgi anlamında bir karşılık vermiyor ve veremden ötürü 2 senelik tedavinin sonunda maalesef ölüyor. Fakat bu ölüm Tanzler ve Elena arasında yaşanacak aşkın sonu değil, başlangıcı oluyor…

Elena'nın cansız bedenini bir formaldehitin içinde saklayıp her gece onu ziyaret etmeye başlaması, hikayenin yüz kızartıcı tarafının başladığı nokta olarak kabul ediliyor.

Mezarlığa nakledilen cesedi Tanzler, bir gece Elena’nın cesedini mezarından kaçırıp evine naklediyor.Ve zaten akıl almaz durumda olan olaylar, çok daha ilginç bir hal alıyor.

Tanzler, Elena’nın cesediyle, Elena'nın kız kardeşi gerçeği öğrenene ve cesedi alana kadar tam yedi yıl boyunca yaşıyor. Ve bu süre içinde ceset yavaş yavaş çürüdüğünden, ceset üzerinde usanmadan düzenlemeler yapmış.
Piyano telleriyle kemiklerini tutturuyor, gözlerini alıp yerine cam gözler yerleştiriyor, cildini ipek ve mum ile işliyor ve hatta çürümesinin kokmasını gizlemek için parfümler kullanıyor.

Elena’nın kardeşi durumdan haberdar olduktan ve ceset kurtarıldıktan sonra, yetkililer Carl Tanzler'i nekrofili suçundan dolayı tutukluyorlar.
Salıverildikten sonra ise cesedin doğal boyutlarında bir kukla yapıyor.
Ve bu kukla, onun hala saplantısından vazgeçmediğinin en önemli göstergesi olarak kabul ediliyor. Tanzler, cezaevinden çıktıktan sonra bir de kitap yazıyor ve Elena ile olan anılarını bu kitapta anlatıyor…