Prof. Dr. Derya UludüzALZHEIMER’I ÖNLER
✔ Oruç başladıktan iki üç hafta sonra kan basıncı, kolesterol, trigliserit seviyesi, vücut ağırlığı ve yağ yüzdesi azalır. Bunlar bizi hem damar sertliği, inme (felç) ve kalp krizi gibi kalp ve damar hastalıklarından korur; hem de beynimize besin ve oksijen akışını iyileştirir. Özellikle yüksek tansiyonda beyne kan akışı azalır, bu da beynin çalışması için sorun yaratır. Sinir hücreleri besinsiz ve oksijensiz kalır. Kan akımı az olduğunda beyinde biriken zararlı toksinler rahatlıkla atılamaz. Bu durum ise hem damar hastalıklarına hem de Alzheimer hastalığı gibi dejeneratif hastalıklara zemin hazırlar.
✔İltihaplanma, birçok beyin hastalığında rol oynar. Oruç tutmak iltihaplanmayı azaltır.

DETOKS ETKİSİ YAPAR
✔ Oruç, otofaji (kendi kendini yeme) dediğimiz temizlik sistemini çalıştırır. Normalde vücutta enerjinin yüzde 80’i sindirim için kullanılır. Oruçla sindirime ara verileceği için vücut artık kendini temizleme evresine geçer. Beyinde ve vücutta gün boyu biriken çöp dışarı atılır. Bu temizleme beyinde sağlıklı hücrelerin yenilenmesini destekler.
DEPRESYONA İYİ GELİR
✔ Oruç ruh sağlığı için de çok önemlidir. Araştırmalar, oruç tutmanın duygusal refahı artırdığını ve depresyonu iyileştirdiğini göstermektedir.
EĞER HUYSUZ VE SINIRLI OLUYORSANIZ...
Aç kalmak beyinde bir tehdit olarak algılanır, vücutta besine ulaşamama korkusu başlar ve kortizol üretimiyle stres seviyeleri yükselir. Oruç tutarken sizi huysuz, sinirli yapan da budur. Yapmanız gereken ise kendinizi çeşitli yollarla (hobi, sosyalleşme, ibadet, yürüyüş vb.) sakinleştirmek; stres seviyelerinizi azaltmak ve bu yolla beyni bir tehdit altındaymış gibi alarm durumuna sokan sempatik sinir sistemini kapatmaktır. Ruhu sakinleştirmek, beyinde yaptığı fizyolojik etkilerle sizi hem orucun zorluklarından hem de çeşitli hastalıklardan koruyacaktır.