Memleket hasreti gidermeye gelen gurbetçi ailemiz; “Yattığı otelden” ve yoksul anne, baba, çocuklar “Yediği tavuk etinden” zehirlenip ölürken, atama isteyen öğretmenler “Polisle korkutulup dövülürken” yapışkan yüksek yakıcı enflasyon altında asgari ücretliler ile emekliler “En az 50 bin TL aylık” beklerken ve iktidar yandaşı olmak istemeyen gazetecinin “Ağzından çıkan tek söz ile kaleminden dökülen bir kelimesi Cumhurbaşkanını ölümle tehdit edecek suç aleti sayılıp 4 yıl 2 ay hapse mahkum” edilirken Papa, Türkiye’ye geldi.

★★★

Sayın Papa!

Ankara’ya iniş yaptı.

Kör ve sağır mı?

Olanı biteni görüp; “Siz tavuk yiyip ölen, otelde yatıp zehirlenen, sözü suç aleti sayıp gazeteci hapseden bu dökülen halinizle nereye gidiyorsunuz?” diye uyarmayacaksa “Ne demeye” geldi!

★★★

Kutsiyetpenahları Papa!

Kutsi: Temiz.

Penah: Koruyucu.

30 Kasım gününe kadar ülkemizde kalacak olan Papa, bizi kimden, nasıl koruyacak? Ankara’da Cumhurbaşkanı ile görüşecek. İstanbul’da Kutsal Ruh Katedralini ve Sultanahmet Camii’ni ziyaret edecek, halka açık ayin yönetecek. Yanına Fener Rum Patriği ile diğer ruhani liderleri alıp İznik’e gidecek. Birinci İznik Konsil’nin 1700’cü yıldönümünü kutlayacaklar.

★★★

İznik’te 1700 yıl önce Hıristiyanlığın temel değerleri tartışılmış, karara bağlanmıştı. İsa’nın iki kimliği var. Biri insan İsa. Diğeri Allah’ın oğlu İsa. İznik’te 1700 yıl önce dediler ki; Bakire doğum yoktur. Meryem Anamız, bakire iken doğum yapmadı. Meryem, rahminde Tanrıyı taşıyan (Teotokos) değil, İsa’yı taşıyan (Hıristokos) olması gerekir. İsa, doğrudan Tanrı’nın oğlu değildi fakat onun özelliklerini almıştı. “Kutsal Meryem” fikri ilk İncillerde yoktu, sonradan uyduruldu.

★★★

1700 yıl önce İznik’te bunları tartışıp dinin temel değerlerini ilan ettiler ama bizzat Papaların teşvik, yönlendirme, desteği ile Haçlı Seferleri düzenlemeye başladılar. 12 Haçlı seferi oldu. Birinci haçlı seferi Belgrad’a, ikinci haçlı seferi Anadolu’da Denizli’ye, Üçüncü Haçlı Seferi Mersin Silifke’ye ve Dördüncü Haçlı Seferi ise daha Türklerin elinde değilken İstanbul’a yapıldı.

★★★

Kostantinapolis’e (İstanbul) imparatorun daveti ile misafir diye gelmişlerdi. Savaş ilan ettiler, din adamlarını ve sivilleri kılıçtan geçirip Ayasofya’yı soydular. Avrupa’da “Türk ve Müslüman düşmanlığı” haçlı seferleri ile başlatıldı. Yağma, çapul, katliam, soykırım, kafa kesme, sivil
öldürme ve hatta yamyamlık ile devam etti. Müslüman çocuklarının etini şişe geçirip kebap niyetine yiyenlerin komutanını Papa, kutsal kişi ilan etti.

★★★

Neyse!

Bunlar tarihte kaldı.

Dün Ankara’ya iniş yapan Amerikan kökenli Sayın Papa 14. Leo, Türkiye’ye gelen 5’inci davetli Papa oldu. Dileriz davetlimiz Sayın Papa’nın bu ziyareti; “Ekümeniklik iddiasını güçlendirmek ve Lozan Antlaşmasını delerek tartışmaya açmak” amacını taşımıyordur.

★★★

Papalık halleri!

Gelirken dost.

Gidince farklı.

2014 yılının 28-30 Kasım tarihlerinde Papa Fransuva da yine davetlimiz olarak Türkiye’ye gelmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Ankara’da “Kutbiyetpenahları Papa Fransuva” diye karşılanmış, ağırlanmıştı.  Roma’ya döndükten sadece birkaç ay sonra; “1915’te Soykırım Yapıldı Dosyasını” özel bir ayinle açtı ve sadece “Türkler soykırım yaptı” demekle yetinmedi “20. Yüzyılın ilk soykırımı” da dedi.

★★★

1978 yılında II. John Paul, Papa seçildiğinde “Batı Şeria ve Gazze’nin İsrail’in işgal ettiği topraklar” olduğunu söylüyor, Golan Tepeleri Suriye’nindir diyordu. Ancak papalığının ilerleyen yıllarında. İsrail Başbakan’ı Golda Meir’i Vatikan’da kabul etti. Golda Meir, Papa’ya “Kutsal Toprakları” anlatan deri kaplı kitap hediye etti. Yeni Papalar geldi. Filistin’de işgal bitmedi. Gazze’de en son soykırımda 18 bini çocuk 80 bin sivil öldürüldü.