Hep “Adalet” diye haykırıyoruz ama sesimizi duyuramıyoruz.

Binlerce yılın tecrübeleri göstermiştir ki...

“Bir ülke adaletle sonsuzlaşır, adaletsizlikle yıkılır.”

Kimine “Hay yay”, kimine “Vay vay” denilen yerde adalet olmaz.

Adalet olmayan yerde ise hiçbir iş düzgün gitmez.

Son yıllarda ülkemizde adalet ne yazık ki, büyük erozyona uğradı, ciddi oranda yıprandı.

★★★

Cezaevlerinde 28 Şubat Kumpas davasından hüküm giyen 5 emekli general var. Emeklilikleri cezaevinde geçiyor. Yaşları 77 ile 83 arasında olan bu paşalar, yaşları gereği, tansiyon ve kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere, birçok hastalıkla mücadele ediyor:

- E. Orgeneral Çetin Doğan (83 yaşında)

- E. Orgeneral Fevzi Türkeri (82 yaşında)

- E. Korgeneral Yıldırım Türker (82 yaşında)

- E. Tümgeneral Temel Özkaynak (78 yaşında)

- E. Tümgeneral Erol Özkasnak (77 yaşında)

★★★

Cezaevinin ağır şartları altında hayatta kalmaya çalışan emekli generallerin mutlaka dışarıda tedavi edilmeleri gerekiyor.

Ömürleri vatana hizmetle geçmiş...

Hayatları boyunca sınırları korumuş...

Ülkenin güvenliğini sağlamak için gece-gündüz çalışmış bu generaller hücrelerinde sağlık sorunlarıyla boğuşurken...

33 aydını yakarak öldüren Sivas Madımak Katliamı hükümlüsü 76 yaşındaki Hayrettin Gül, Cumhurbaşkanı kararnamesi ile cezaevinden serbest bırakıldı.

Tahliye gerekçesi: ”Kocamışlık”

Ancak... Adli Tıbbın verdiği aynı “Kocamışlık raporu” emekli komutanlar için de var.

Üstelik onların dosyası, katliam hükümlüsünden daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne gitti.

Anayasa’nın 104’üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı’nın “Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali” sebebiyle hükümlülerin cezasını kaldırma yetkisi var. Anayasa’nın gereği bu...

★★★

Dikkati çeken konu şudur:

Komutanların dosyaları bekletilirken Sivas Madımak Katliamı hükümlüsünün dosyasına öncelik verildi ve serbest bırakıldı.

Oysa kanunlar açık: İlk giden dosyanın ilk çıkması gerekir.

Emekli komutanların avukatları, halen dosyaların Cumhurbaşkanı’nın masasında olduğunu, eksik bir işlem bulunmadığını, Anayasa’nın 104’üncü maddesi gereğince imzanın atılmasını umutla beklediklerini söylüyorlar.

Bir imza, 5 emekli komutanın hayatını kurtaracak.

Adalet hakkında ünlü bir söz vardır:

“Geç gelen adalet, adalet değildir” denir. Bunu unutmamak lazım!

Nilgül Hanım’ın ıstırabı!


Ülkemizde yüz binlerce dertli kadın vardır ama sanırım en mutsuz olanı Nilgül Doğan hanımdır.

28 Şubat kumpas davasında ceza alan emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi yıllardır büyük bir hukuk mücadelesi veriyor.

Eşinin haksız yere cezaevinde tutulduğunu belirten Nilgül Doğan, Türkiye’deki bütün hukuki süreç tamamlandığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmak zorunda kaldıklarını ifade ederek şöyle diyor:

“Ülkemizde hukuk maalesef düzgün işlemediği için bu yola gidildi. İç hukuk tükenince sadece AİHM kaldı.

Bizim dosyamız 4 aydır Cumhurbaşkanı’nın önünde.

Eşim iki defa mide kanaması geçirdi. Anlaşmalı bir tek hastane var, onun dışında hiçbir yerde tedavi olamıyor. İlk mide kanaması geçirdiğinde o hastaneye götürüldü. Doktorlar kanamayı tespit etti ama, yerini tespit edemedi. Tetkik yapılması gerektiğini söylediler. Randevuyu da 3 ay sonrasına verip cezaevine geri gönderdiler. Tedavi yapılmadı. Sonra bir kanama daha geçirdi. Onda da hastaneye gitmeyi kabul etmedi. Çünkü yine aynı muamele yapılacaktı. Şimdi cezaevi koşullarında yaşamaya çalışıyor.

Artık gönlüm yoruldu. Emekliliğinin 7 yılı hapiste geçti. Bundan önce de Beykoz kumpası süreci olmuştu. Torunlarının büyüdüğünü göremiyor. Yalnız bizim değil, diğer komutanların da sağlıkları içeride daha da kötüleşiyor.”

GÜNÜN SÖZÜ


Adil kişi olmak, para ile, kuruşla değil, haklı duruşla ölçülür!