1951’de Mısır Konsolosluğu 10 Kasım günü bayrak çekmedi... Ertesi gün bütün gazetelerin manşetinde bu saygısızlık vardı. Konsolosluğa yürüyenler oldu... 1959’da İstanbul’da bir Yunan şilebi bayrağını yarıya indirmediği gibi sirenlere de eşlik etmedi. Yurttaşlar rıhtımda toplanıp bu saygısızlığa tepki gösterince bayrak yarıya indirildi...
Yani bu millet Ata'sına saygı göstermeyene çok bozuluyordu.
***
Fethiye’de çok sayıda İngiliz, ikinci vatan olarak bu sıcak kanlı ilçemizi seçmiştir. Fethiyeli İngilizler dünyada her yıl 11 Kasım’da anılan 1. Dünya Savaşı’nın bitiş yıldönümünü 10 Kasım’da düzenledikleri törenle anarlar. Çünkü 10 Kasım, ‘Yurtta sulh, dünyada sulh’ diyen insanın, Atatürk’ün bu dünyadan ayrıldığı gündür.
Yine öyle yapıp Fethiye’de Atatürk Anıtı önünde tören düzenlemişlerdi. Kadınlar en şık elbiselerini giymiş, erkeklerin çoğu takım elbise, hepsi kesinlikle kravat takmıştı. Saygı duruşu yaptılar, başları öndeydi. Çıt çıkmadı meydanda. İngiliz Anthony Benham konuştu: “Bugün burada aziz Atatürk’ün huzurunda toplanıp saygımızı sunduk. Çünkü O’na büyük önem veriyoruz!”
Fenerbahçe’nin Brezilyalı yeni transferi Lincoln Henrique’nin eşi Adriana Muller 10 Kasım sabahı trafikteydi. Yeni geldiği için bilgileri sınırlıydı. Trafiğin zınk diye durmasını, insanların araçlarından apar topar inmesini anlayamadı.
Üzerine bir de sirenler çalmaya başlayınca endişelendi. Telefona sarılıp eşini ararken yakındaki birine ‘ne oluyor’ diye sordu. “Atatürk’e saygımızı sunuyoruz” yanıtını aldı... Sosyal medya hesabından paylaştı bu unutulmaz anı: “Endişelenmiştim. Aldığım cevapla bu ülkeyi ve insanlarını bir kez daha sevdim. Hemen saygı duruşuna katıldım. Bundan sonra her yıl 09.05’te bunu tekrarlayacağım. Dünya tarihinin önemli lideri Atatürk’ü ölüm yıl dönümünde saygı ile anıyorum!”
Atatürk sadece Türkler için değil onu anlayan yabancılar için de çok başkaydı...
***
Kütahya kongresinde konuşurken ‘taşeron işçilere kadro’ sloganı atan gençlere çok kızdı. “Ne yapıldığını, ne edildiğini bilmeyen sloganik bir gençlik istemiyoruz, şımarmayın” dedi.
Giresun’da konuşuyordu gençlere seslendi: “Slogan gençliği istemiyorum, icraat gençliği istiyorum” dedi.
Zonguldak’ta konuşuyordu. Gençler, “İşçi alınsın, üretim artsın” sloganları attılar. Sinirlendi, promterda yazanların dışına çıkıp, “Sloganik şeylerle bizim konuşmalarımızı kesmeyin. Bana slogan atmayın” dedi!
Batman’da açılışta konuşuyordu. Kalabalık arasından slogan atıldı. Yine kızdı, şunu dedi: “Yapmayın, kendinize ekmek yiyecek bir yer bulmuşsunuz, nankörlük etmeyin!”
Şöyle tweet attı: Her meselede slogan atmaya ara verip birbirimize kulaklarımızı, zihnimizi hatta gönlümüzü açtığımızda çözemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur!
Viranşehir’de açılıştaydı. Tarım işletmesine alınacak 135 işçinin müjdesini verecekti ki atılan ‘iş istiyoruz’ sloganları sinirlerini zıplattı. “Oradan provoke etme” dedi Erdoğan...
Aynı Erdoğan geçen yıl imam hatipler ve Türkiye’de din eğitimi sempozyumunda konuşuyordu. “Ben imam hatip mezunuyum, cenazede namaz kıldıracak, ölüleri yıkayacak imam yoktu. Rabbime, bize milletin okullarını tekrar milletle buluşturduğu için hamdediyorum” dedi. Salondakiler, “Dik dur eğilme bu millet seninle” sloganları attı.
Promterda yazanların dışına çıkıp sinirle kimseyi azarlamadı, sloganik gençlik istemiyorum falan demedi. Çünkü, slogandan slogana fark vardı...
2019’dan itibaren ise yeni bir moda başladı!
Anıtkabir’deki 30 Ağustos Zafer Bayramı töreninde kalabalığın en ön saflarına yerleştirilen AKP’li gençler ‘reis’ ve ‘dik dur eğilme’, 29 Ekim töreninde, ‘Reee cep Recep Tayyip Erdoğan’, 10 Kasım törenlerinde ‘dik dur eğilme’ sloganı attılar.
Çıt çıkmadı kimseden!
2020 oldu Anıtkabir’deki her törende ve 10 Kasım’da yine sloganlar atıldı. Savunma Bakanı Hulusi Akar’a soruldu, “Atamızın kabrine, kabir adabı bilmeyen holiganları kim dolduruyor? Bu artık kaçıncı ayıp” diye.
Yanıt şöyleydi: Yönergeye uygun!
Yönergeye uygun olunca 2021’de de atıldı, 2022’de de... 10 Kasım’da ne alakası varsa şöyleydi aynı küçük grubun sloganı: Her yer Tayyip her yer Erdoğan!
Deresini, zeytin ağacını, tarlasını savunan 80 yaşındaki köylü kadınların, “ağacıma dokunma” diye bağırmasının bile ağızları kapatılarak engellendiği memleketimizde Anıtkabir, slogan atan AKP’li gençler için kurtarılmış bölge haline geldi!
***
Peki, Ara Güler’in cenazesini alkışlayanları, “Burası kilise, burada alkış olmaz” diye haklı olarak azarlayan Papaz Efendiyi örnek gösterip; cenaze törenlerinde rahmetliyi alkışlayanlara ‘yozlaşmış batı aşığı’ diyen, edep, adap bilmemekle suçlayanlar, 20 yıldır adap bilen(!) ‘dindar nesil yetiştirmek’ için gecelerini gündüzlerine katanlar ne diyor Anıtkabir’deki yönergeli modaya?
Bu milletin çok sevdiği, ölümünden 84 yıl sonra bile sanki dünmüş gibi gözyaşı döktüğü insanın kabrinde, Anıtkabir’de atılan sloganları provokasyondan saymıyorlar mı?