Yolcu garantili hava limanları, araç garantili köprüler, hasta garantili hastaneler, avanta garantili ihalelerden sonra “Pusu kokulu komisyon”umuz da oldu.

Özgür Özel!

“Cumhuriyetin taşıyıcı kolonlarına tek bir çivi bile çaktıran şerefsizdir” diyerek CHP’nin komisyona muhtemel pusuları önlemek için gireceğini açıkladı.

★★★

Bizim ülkemizde 36 ayrı etnik gruptan insan yaşıyor. Bu yüzden Cumhuriyet’in bölünmez bütünlük kolonuyla; Kürtlere; “Sen de herkes kadar Türk’sün” Lazlara; “Sen de herkes kadar Türk’sün”, Gürcülere; “Sen de herkes kadar Türk’sün” Araplara; “Sen de herkes kadar Türk’sün” diye “Eşit özgür vatandaşlık bilinciyle yaşama” ortamı (Ulus Devlet) yaratıldı. Bu kolon, Türkler öbürlerinden üstündür diye değil “Bölünmeyelim” diye dikildi.

★★★

Cumhuriyet’in bölünmez bütünlük kolonunu yıkmak için Abdullah Öcalan, 47 yıl önce PKK’yı kurdu. Öcalan’ın ve PKK’nın var oluşu ABD’nin Ortadoğu’da haritalar çizme büyüklenmesine piyon olmaktı.

40 bin can kaybı!

10 bin şehit.

Başaramadılar.

★★★

Bugüne geldik.

ABD’nin Ankara’ya yeni tayin ettiği Büyükelçi’yi memnun etmek için “Cumhuriyetin taşıyıcı kolonları olan bölünmez bütünlük, tam bağımsızlık, laiklik taşıyıcılarının” yıkılması gerekiyordu. Türk-Kürt-Arap diye sayıp sıralamalar ve Öcalan’dan demokrat yaratmalar başladı.

Komisyon kuruldu.

★★★

Resmi adı henüz konulmadı fakat “Terörsüz Türkiye Komisyonu” diye yazılıp söylenen Kurul, sadece danışma niteliğinde mi olacak, yalnızca rapor yazıp onunla mı yetinecek, yoksa yasama (Meclis) ve yürütmeyi (Hükümet) etkileyecek bir güce mi sahip olacak?

Henüz bilmiyoruz.

★★★

Bu komisyon!

Narkoz verme mi?

Gerçekçi mi?

Yapıcı mı?

Seçim malzemesi mi?

Katılımcı mı?

Yetkileri sembolik mi?

Yaptırım gücü var mı?

Pusu mu?

Bu komisyon 2028 seçimlerine doğru Tayyip Erdoğan için yeniden adaylık zemini oluşturmak ya da “Bakın barış da nasıl halaya durup horon oynayarak geliyor” algısı yaratmak mı?

★★★

“Terörü bitirmek bir komisyon ile mümkün olabilseydi” 2009 yılındaki “Demokratik Açılım Süreci” aniden çökmezdi. 2013 yılında tekrar akil adamlar pompalanarak başlatılan “Çözüm Süreci” de bilinen başarısız sonuçla bitmezdi.

★★★

Köyü pireler ile bitler basmış, köylüler Nasrettin Hoca’ya koşmuşlar.

Aman Hocam!

Bir çare, çözüm!

Hoca; bu gece uyuyun yarın sabah köy kahvesine gelin size çareyi söyleyeceğim demiş.

★★★

Ertesi gün köy kahvesinde toplanmışlar. Hoca; “Dün gece siz uyurken ben göle gittim. Kayıkla gölün tam ortasına ‘Bitler ile pirelerin buraya gelmesi yasaktır’ tablasını çaktım” diye müjdeyi vermiş.

Aman Hocam!

Gölde bit ne arar?

Hoca gülmüş.

Tabelalar neye çare olmuyorsa oraya dikiliyor.

★★★

Son belediye seçimlerinde Türk vatandaşlar ile Kürt vatandaşlar seçim sandığında tek partide birleşti ve CHP’li adaylara oy verdiler. İktidarı ikinciliğe indirip CHP’yi birinci parti yaptılar. Bugün meydanları da her etnik kökten tüm vatandaşlar birlikte dolduruyorlar.

★★★

Böylece Türkler, “Biz Tayyip Erdoğan’ın kulu değiliz, biz özgür vatandaşlarız” diyorlar. Kürtler de; “Biz Abdullah Öcalan’ın ve DEM Parti’nin kulları değiliz, biz özgür vatandaşlarız” demiş oldular. Gerçekten “Terörsüz Türkiye isteniyorsa bu bilincin ve birlikteliğin teşvik edilmesi, korunması” gerekiyordu.

★★★

Türkiye açısından bu değerli birlikteliği çatlatma ihtiyacı doğduğu için ABD’nin yeni Ankara büyük elçisi; “Ortadoğu’da ulus devlet İsrail için tehlike” dedi ve hemen ardından “Pusu Kokan Komisyon” kuruldu. CHP lideri, “Pusu varsa. Biz yokuz. Girdiğimiz gibi çıkarız” diye uyarma ihtiyacı duydu.

Silivri’nin gelinleri!

Ekrem İmamoğlu’nun cezaevine konulduğu günden bu yana “İkinci Silivri Gelini”nin de nikahı kıyıldı. Birincisi İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe’nin Filiz Kahveci ile kıyılan nikahıydı. İkincisi İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün’ün önceki gün Sinem Keleş ile evlenmesiydi. Eşleri hapishanede; yolsuzluk, rüşvet ile suçlanırken Silivri gelinlerinin sayısı artıyor. Bizim ülkemizin geleneğinde ve Anadolu kültüründe evlilik, yalnızca iki insanın birleşmesi değil iki ailenin de birbirine bağlanmasıdır. Bu nedenle doğruluk, dürüstlük, yüksek ahlak ve yüksek karakter önce gelir. Silivri gelini sayısı arttığına göre, orada hapse konulan başkan ve belediye üst yöneticilerinin doğruluğuna dürüstlüğüne ahlakına toplum toz kondurmuyor.