FIFA ve UEFA’nın iki yüzlülüğüne yıllardır şahit oluyoruz ve maalesef futbolun paydaşları bu durum karşısında gerekli refleksi hiçbir zaman tam olarak ortaya koyamadı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle FIFA da UEFA da hızlı bir refleks gösterdi. Rusya Milli Takımı ve Rus kulüpleri uluslararası müsabakalardan men edildi. Bir hafta içinde alındı bu karar ve doğrusu da buydu.
7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısını bahane eden İsrail, Filistin halkına karşı onlarca yıldır sürdürdüğü insanlık suçunda dozu öyle bir artırdı ki aradan geçen 69 haftada Gazze’de yaklaşık 18 bini çocuk, 13 bini kadın, toplam 50 bine yakın sivili katletti.
İsrail, içinde hasta olan hastaneleri vurdu, okulları bombaladı, cami kilise ayırt etmeden ibadet yerlerini havaya uçurdu.
Sadece alt yapıyı değil, Filistin’in kültürel mirasını doğrudan hedef alarak onlarca tarihi yapıyı da yok etti.
İnsani yardımları engelledi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) çalışanları dahil binden fazla sağlık çalışanını, 200’den fazla gazeteciyi öldürdü.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) 21 Kasım 2024’te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında insanlık suçu işledikleri gerekçesi ile tutuklama kararı verdi. Futbolun patronları kulaklarının üstüne yatmaya devam etti.
Bitmedi…
İSRAİL KULÜPLERİNE ÖZEL MUAMELE
Gazze’deki katliamı yok sayan UEFA, icraatlarıyla da alenen çifte standart uygulamaktadır.
Nasıl mı? Birkaç örnek vereyim.
Beşiktaş’ın UEFA Avrupa Ligi’nde Maccabi Tel Aviv ile evinde oynayacağı maç, güvenlik nedeniyle Macaristan’ın Debrecen kentine alındı. Maç seyircisiz oynandı ve temsilcimiz 3-1 mağlup oldu.
Beşiktaş hem ciddi bir hasılattan mahrum oldu hem de seyirci avantajından yararlanamadı. İşin ilginç tarafı ne Beşiktaş kulübü ne de Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) bu skandal karara gerekli tepkiyi göstermedi.
Beşiktaş Basketbol Takımı da İsrail ekibi Hapoel Shlomo maçını İstanbul'da değil güvenlik gerekçesiyle tarafsız saha olarak Sırbistan'da oynamıştı.
YAVUZ HIRSIZ MİSALİ
Amsterdam'da 7 Kasım'da oynanan Ajax-Maccabi Tel Aviv maçı öncesi ve sonrasında İsrailli taraftarlar, Filistin destekçilerine saldırdı.
İsrail’deki en ırkçı ikinci taraftar grubu olarak kabul edilen Maccabi Tel Aviv taraftarlarının maça gelmelerine izin verilmesi bile başlı başına bir skandaldır.
Maçın ardından, gösteri yasağı getirilen Hollanda’da Dam Meydanı'nda toplanan Filistin destekçileri; Netenyahu’yu protesto edenlere bile saldıran ırkçı Maccabi Tel Aviv taraftarlarının başlattığı olayların Filistinlilere mal edilmesini ve medyanın bu olayları ‘antisemitizm’ ( Yahudi milletine karşı duyulan düşmanlık, nefret, önyargı veya ayrımcılık) olarak yansıtmasını protesto etti.
UEFA protestoları umursamadı!
BOZKURT SELAMINA CEZA VAR IRKÇI SÖYLEMLERE YOK
Gittikleri her maçta soykırım yanlısı slogan atan bu holiganlardan ötürü Ajax maçında yaşananlar görmezden gelindi ve Maccabi kulübüne herhangi bir yaptırım uygulanmadı.
Hatırlayın EURO 2024’ün son 16 turunda Türkiye-Avusturya karşılaşmasında galibiyet sevinci sırasında yaptığı 'bozkurt selamı' nedeniyle Merih Demiral 2 maç ceza almıştı.
UEFA, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde asker selamı veren milli oyuncularımız hakkında hareketin siyasi olabileceği gerekçesiyle soruşturma açmış gelen tepkiler üzerine geri adım atmıştı.
Beşiktaş ile Maccabi Tel Aviv maçında karşılaşmanın ilk golünü atan İsrailli futbolcu Gavriel Kanichowsky gol sevincini İsrail bayrağına asker selamı vererek yaşasa da soruşturma açmaya gerek duymamıştı UEFA.
KULÜPLER DE FEDERASYONLAR DA SİNDİRİLDİ
Filistin halkına destek olmak FIFA ve UEFA nezdinde affedilmez bir kabahat olarak görülüyor.
Ağır yaptırımlarla kulüplere ve Milli takımlara gözdağı veren futbolun patronları, bunun meyvelerini de almışa benziyor.
14 Ekim 2009 tarihinde Bursa’da yapılan Türkiye - Ermenistan maçında Azerbaycan bayrakları toplatılmış, hatta kardeş Azerbaycanla diplomatik kriz yaşamıştık.
Yakın tarihten bir örnekle konuyu kapatayım. Celtic, Filistin bayrağı açan taraftarların kombinelerini iptal etti. Nedeni ise çok basit. UEFA'ya şirin gözüküp olası yaptırımlara maruz kalmamak.
Masumları katleden, orantısız güç kullanan, insanlık suçu işleyen hangi ülke olursa olsun mutlaka karşısında olmak zorundayız. FIFA ve UEFA, uygulayacağı yaptırımlarla Netanyahu hükümetinin elini bir nebze olsun zayıflatabilirdi. Özellikle savaşa karşı olan İsrailliler nazarında. Yapmadı, yapacak gibi de durmuyor.
Alman ilahiyatçı Martin Niemöller’in sözleriyle bitireyim:
“Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.
Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim.
Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
UEFA VE FIFA İSRAİL’İ HEP KOLLADI
İsrail Ortadoğu ülkesi olmasına rağmen uluslararası turnuvalarda Avrupa’da yer alıyor. Sizce de tuhaf değil mi? 1948 yılında kurulan İsrail, 1954’te Asya Futbol Konfederasyonu’na (AFC) üye oldu. Ancak bu durum bölge ülkelerinin direnişiyle karşılandı.
1958’de ülkenin dünya kupası elemelerine katılma hakkı olmasına rağmen tek bir maç dahi oynayamadı. Çünkü diğer ülkeler İsrail’le oynamayı reddetti. Böylelikle İsrail 1958 Dünya Kupası eleme aşamasını tek bir maç oynamadan kazanmasıyla sonuçlandı.
1974’te Kuveyt’in girişimiyle İsrail AFC’den çıkarıldı. 1994’te UEFA tam üyeliğini alan İsrail o tarihten bu yana Avrupa’da mücadele ediyor.
İŞİN İÇİNDE PARA VARSA ETİK KURALLAR YOK SAYILIYOR
FIFA’nın 211 üyesi bulunuyor. FIFA bu yapısıyla 193 üyeli Birleşmiş Milletler’in önünde yer alıyor. Dünyanın en büyük örgütü unvanına sahip.
Başta yayın gelirleri olmak üzere gerek FIFA’nın gerekse UEFA’nın muazzam gelirleri mevcut.
Hal böyle olunca yolsuzluklar da kaçınılmaz oluyor.
UEFA eski Başkanı Platini, Katar'da düzenlenen 2022 Dünya Kupası'nın ihale sürecinde yapıldığı iddia edilen birtakım usulsüzlükler nedeniyle gözaltına alınmıştı. FIFA Etik Kurulu’nun, yolsuzluk ve rüşvet skandalı sonrası FIFA eski Başkanı Sepp Blatter ile Michel Platini'nin kurumun etik kurallarını ihlal ettiğine hükmetmesi ve seçimlerdeki şaibeler ise başka bir yazının konusu…
Katar’a 2022 Dünya Kupası’nı veren bu yapı, 2034 Dünya Kupası için Suudi Arabistan’ı seçerse hiç şaşırmak gerek. FIFA’nın etik kuralları, paranın olduğu yerde sadece yazılı metinlerden ibaret kalıyor.
FIFA ve UEFA icraatlarıyla ABD’den sonra İsrail’in en büyük destekçisi konumunda. ‘Futbolun patronları, zalimin ortakları’ desem abartmış olurum muyum?
Taktir, siz değerli okurların…