Temmuz 2002... ABD eski başkanı Bill Clinton Türk Amerikan İşadamları Derneği’nin konuğu olarak İstanbul’a gelmişti. Toplantıların ardından Sultanahmet civarında alışveriş yaptı.

Bir dükkandan özel yapım çok şık gümüş yüzük, oradan çıktı kuyumcuya girdi eşi Hillary için kehribardan güzel bir bilezik ve kendisine de kol düğmeleri aldı. Bir başka kuyumcudan 24 ayar kalın bir altın zincir, İznik çinileri satan mağazadan koca bir çini vazo, bir dükkandan kemik üzerine işlemeli mücevher kutusu aldı. Esnafın ısrarlı daveti üzerine girdiği bir dükkandan üzerinde nazar boncuklarının bulunduğu tespih ve son olarak girdiği mağazadan tek bir örnek olarak üretilen üzeri işlemeli çok değerli tabak aldı.

Gazeteciler adım adım izlediği için Clinton’un yaptığı alışverişin çetelesini tuttu, toplam harcama 1000 dolara yakındı. Hatta Clinton kendisiyle gezen işadamlarına, krizdeki ülkemizi kastederek ‘Ekonominize katkı yaptık’ demişti!

*

1 doların 1 lira 30 kuruş falan olduğu o tarihlerde memleketin en yüksek memur maaşı yani Cumhurbaşkanı maaşı ne kadardı?

Bugünkü rakamla brüt 5 bin 279 lira. Net 4 bin lira falan!

*

Yıl 2024 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maaşı ne kadar peki?

Enflasyonun üzerinde, yüzde 81.6’lık artışla Ocak ayından bu yana 183 bin lira oldu.

* 

2002 yılında Clinton’un yaptığı alışverişten bugünün cumhurbaşkanı maaşına nasıl geldim?

Dünya liderimizin ‘Emeklilerin yaşadığı sıkıntının farkındayız. En düşük emekli maaşını 66 liradan 10 bin liraya çıkarmış, her anlamda milletimizin refah seviyesini katlayarak yükseltmiş bir hükümet olarak sıkıntılara gözlerimizi kapamamız mümkün mü’ dediği ve dua istediği açıklamasından...

Allah ıslah etsin yine yanlış bilgi yansıtmışlar Erdoğan’ın promterlerine... En düşük emekli maaşı 66 lira dedikleri en az prim ödemiş Bağ-Kur emeklisinin maaşı. AKP iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı 216, asgari ücret ise 163 liraydı!

Muhalefet Erdoğan’ın son açıklaması üzerine ayağa kalktı. Muhalif gazeteler, yazarlar emeklilerin 2002’den bu yana yaşadığı kayıpları, eriyen maaşları, alım gücünü tek tek hesaplayıp durumu ortaya çıkardı.

Ben ise araştırmacı, soruşturmacı ve de pek hakkaniyetli olduğum için yahu kardeşim bu kadar da tek taraflı olunmaz ki diyerek Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek istedim.

Her seçim öncesi kuralmış gibi hep en düşük maaş alan emekli, hep asgari ücretli yazılıyor. Ama kimse bizler için saçlarını ağartan, 23 yıl kesintisiz hizmet için türlü badireler atlatan, millete hizmette kusur eden onlarca bakanı, bürokratı gözünün yaşına bakmadan kapı önüne koyan, refah bolluk içinde yaşamamızı sağlayan, İsviçre’nin, Almanya’nın ve bilumum zengin ülkenin kıskandığı memleket haline gelmemizin baş mimarı, baş ekonomist, dünya liderimizin haliyle ilgilenmiyor.

O kadar ki konuşmalarını kaleme alan elemanlar bile onu görmezden geliyor. Erdoğan bu yüzden kendi durumundan bir kere bile söz etmezken emeklim diyor, asgari ücretlim diyor da başka bir şey demiyor!

Son konuşmasında da aynen böyle oldu... Milletimizin refah seviyesini katlayarak yükselttik dedirttiler ama onu yine gözardı ettiler.

Metin yazarlarının, candaş medyanın yapmadığını ben yapayım bari...

AKP’nin iktidara geldiği yıl Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer istese 4 bin liralık net maaşı ile her ay tanesi 32 lira 20 kuruştan 124 çeyrek altın alabilirdi.

Milletinin refahı için kendisini feda eden Erdoğan bugün güya artıp 183 bin lira olan maaşı ile kaç çeyrek alabilir peki?

Tanesi 3 bin 560 liradan 51 çeyrek!

Bırakın kardeşim temcit pilavı gibi ‘bu iktidar en düşük maaş alan emeklinin 6 çeyrek altınını yedi’ deyip durmayı. Koskoca cumhurbaşkanımızın maaşından gidene bakın, 73 çeyrek altın buharlaşmış!

Şu son 23 yılda bir kere, bir Allah’ın günü çıkıp ‘maaşımın alım gücü eridi’ dedi mi, ‘çocuklara, torunlara bayramda harçlığı zor veriyorum’ diye dertlendi mi, ‘Clinton’un tee 2002’de bir saatte harcadığı 1000 dolar için 2024’te 10 gün çalışmak zorundayım’ dedi mi uzatılan mikrofonlara?

Demez... Seni, beni, Fırat’ın kıyısında kaybolan koyunu düşünür de yutkunur yine!