Pazar gecesi takipçisi Fenerbahçe ile arasında puan farkı üçe düşmüştü Galatasaray’ın. Puan farkının azaldığı maça golle başlamak büyük moral demektir.

Ahmed Kutucu Eyüpspor’da kariyerinde yeni bir sayfa açmıştı. Gol ve asistleri ile dikkatleri üzerinde topluyordu. Ahmed her takıma gerekli bir oyuncu tipi. Orta alan ve hücumun değişik bölgelerinde ondan faydalanabilirsiniz. Attığı gol güzeldi. Golden sonra kontrol tamamen Galatasaray’a geçmişti.

Kaptırılan topların hemen geri alınması, Jelert ve Sallai’nin oyun iştahları kanat üstünlüğünün konuk takıma geçmesine neden oldu. Mertens yine oyun aklıydı. Savunmadaki üçlü, orta alandan biraz uzakta kaldı. Gaziantep ilk yarının son 10 dakikasında hücumu düşünüp tempoyu arttırmak istedi ama plan tutmamıştı.

Oyun ikinci devre orta alanda sıkışmadı. İki takım da orta sahada oyalanmadan rakip saha önüne gelmeye başlamışlardı. Gaziantep’in kadrosu Galatasaray takımından normal olarak geride. Gaziantep’in gelişleri ise şöyle açıklanabilirdi:

Galatasaray yorgunluk yaşıyordu. Osimhen kendisine gerekli konfor sağlanamayınca ‘Kendi işimi kendim göreyim’ tarzına döndü mecburen. Çabuk gelişen ataklarda ceza sahası içinde çoğu zaman fazla oyuncu yoktu konuk takımda. Son 20 dakikaya girilirken Morata ve Barış oyuna girince hücum bölgesinde üstünlük Galatasaray’a tekrar geçti. Rakibin çabuk çıkışları azalmıştı.

Morata golcülüğünün yanı sıra pas trafiğinde de etkin bir forvet. Osimhen’in epey işine gelecek pasları önümüzdeki maçlarda görebiliriz. Sara her zaman olduğu gibi koordinatör görevini çok iyi yaptı. Zirve yolunda hem içeride hem de deplasmanda her maçın önemi çok arttı. Bu yüzden alınan galibiyetler artık altın değerinde. Zirvede kalmak kolay değil ama buna alışmış bir Galatasaray izledik yine.