Dün sabah, değerli meslektaşım Özlem Gürses”in SÖZCÜ Televizyonu”nda çok izlenen PARA POLİTİKA programının  konuğuydum.

Biliyorsunuz Özlem, geçirdiği soruşturma nedeniyle adli kontrol koşuluyla (elektronik kelepçe ile ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı) serbest kaldığı için, bir süredir yayınlarını evinden yapıyor.

Böylece kendisine hem geçmiş olsun ziyareti yapmış oldum, hem de bir bölümünü televizyon stüdyosuna dönüştürdüğü evinden, güncel konulardaki görüşlerimi açıklama fırsatını buldum.

★★★

Yayının bir bölümünde başarılı Diyarbakır Muhabirimiz Özgür Cebe”ye bağlanarak, Narin Güran Cinayetine bakan 8. Ağır Ceza Mahkemesi”nin gerekçeli kararıyla ilgili haberini dinledik.

Yayın sırasında Cebe, bu cinayetin soruşturulduğu süreçte yaşanan yalan haberlere, yani dezenformasyonlara değindi.

Benzeri yalan-yanlış haberlere Bolu Kartalkaya’daki yangın felaketi sonrasında da tanıklık ettik.

Kanımca bu türden gerçek dışı haberlerin dolaşıma sokulmasını önlemenin yolu, resmi makamların doğru bilgileri, zamanında ve soruşturmanın selametini etkilemeyecek biçimde kamuoyu ile paylaşmalarından geçiyor.

★★★

Bir örnek vermek gerekirse...

Diyelim ki benzer yangın felaketi bırakın Londra, Paris, Berlin gibi  Avrupa’nın ünlü başkentlerini, herhangi bir ülkenin, adı pek duyulmamış bir şehrinde yaşanmış olsa, olayın ardından o kentin belediye başkanı, soruşturma savcısı ve itfaiye teşkilatının yöneticisi basının karşısına çıkar ve soruşturmayı tehlikeye düşürmeyecek açıklamalarla sorulara cevap verirlerdi.

Aynı uygulama toplumda infial yaratacak bir çocuk cinayetinden sonra da geçerli olurdu.

Bu kez de soruşturmayı yürüten yetkili savcı ve emniyet yöneticisi basın toplantısına birlikte çıkarlar ve dezenformasyonu önleyecek kadarıyla bilgi paylaşımında bulunurlardı.

★★★

Günümüzde sosyal medya ne yazık ki böylesine durumlarda adeta bir yalan üretim merkezi gibi çalışıyor ve bazı kötü niyetliler tarafından toplumda endişe, hatta infial yaratmak için rahatça kullanılabiliyor.

Ancak sosyal medyanın dezenformasyon gibi bir zehri saçma gücü varsa, resmi makamların da buna panzehir olarak kullanabilecekleri doğru bilgiyi zamanında ve yerli yerince topluma duyurma imkanları var.

Bunun için de savcılarımızı sadece muhalif siyasetçiler ve gazetecilerle ilgili soruşturma süreçlerinde değil, son yangın felaketi ve Narin Güran Cinayeti gibi insanları derin acılarla baş başa bırakan olaylardan sonra da kamuoyunu  bilgilendirirken görmemiz gerekiyor.