Bölgemiz Ortadoğu’da vuruşma, çatışma, gerilimin azalması bekleniyordu. Aynı dinden fakat birbirine iki ezeli düşman İran ile Suudi Arabistan el sıkışmış, görüşmeler başlamıştı. Suudi Arabistan, İsrail ile de “dost ilişkiler” kurmuştu. Libya’da, Yemen’de, Suriye’de, Sudan’da iç çatışmalar bitişe dönmüştü.

2023 barış biriktirecekti.

2024’e umutlu girecektik.

Bir gizli el dokundu.

HAMAS, İsrail’e saldırdı.

Soykırım başladı.

Bölgemiz yanıyor.

Ortadoğu 2024 yılına şehirlerde sivil halkın evlerinde, hastanelerde, çocukların okulda bombalandığı ölüm, vuruşma, şiddet çatışmaları ile girdi.

★★★

HAMAS bahaneydi.

Karar verilmişti.

Ortadoğu’da çok zor ve çetrefil geçen uzun çatışmalı yıllardan sonra filizlenen umutların başı vurulacak ve “barış dirilmeden öldürülüp mezara” konulacaktı. Rusya neredeyse 100 yıldır Ortadoğu’da “hem sert ve hem de yumuşak güç” biriktiriyordu. Bu birikime son 30 yıldır Çin de el verip yoldaşlık yapmaya başlamıştı. Kendini tek kutuplu dünya lideri yapmaya soyunmuş ABD, HAMAS saldırısı sonrası bölgeye iki savaş filosu, bir dizi füze bataryaları, uçaklar ve gemiler dolusu asker gönderdi. ABD, Ortadoğu bölgesinin tek hakim gücü olarak kalma durumunu pekiştirme fırsatı bulmuştu. Gazze savaşı, Kızıldeniz’e taştı; ABD ve İngiltere savaş uçakları Yemen’de Husileri vurdu.

Şüphelenin.

HAMAS’a ABD’nin bölgesel gücünü pekiştirme fırsatı yaratma görevi mi verilmişti?

★★★

Biz de işte bu ölüm ve ateş ortamında bölgesinde dostu, müttefiki olmayan ülke durumunda yakalandık. Yeryüzünde nerdeyse yalınızız.  Şehitlerimiz de gelmeye başladı. Irak’ın kuzeyinde Pençe Kilit Harekatı Bölgesi’nde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne 23 Aralık günü ağır silahlar ve füzelerle baskın yapılmıştı. Tepelerden sızma yoluyla 12 askerimizi şehit eden terör örgütü, önceki gece yine aynı tepeden saldırdı. Piyade Üsteğmen Gökhan Delen, Piyade Sözleşmeli Er Müslüm Özdemir, Piyade Sözleşmeli Er Emrullah Gülmez, Uzman Çavuşlar Serkan Sayın, Hakan Gün, Ahmet KöroğluKemal Batur, Murat Atar, Muhammed Tunahan Evcin adlı erlerimiz şehit oldular.

Vatan sağ olsun.

Allah rahmet eylesin.

★★★

Türkiye,  Birleşmiş Milletler Anlaşmasının 51’inci maddesinden doğan “öz savunma hakkını” kullanıyor. Irak ve Suriye sınırlarında kendi toprak bütünlüğünü tehdit eden “bir terör devleti kurulmasına” izin vermeyeceğini açıkladı. Ortadoğu’ya kalıcı bir barışın gelmesi ancak kendini dünya lideri ve Ortadoğu’nun da hamisi olarak gören ABD’nin gerçekten istemesi ile mümkün olacakken NATO üyesi müttefikimiz; PKK, PYD, YPG’yi arkalıyor, koruyup, eğitip, donatıyor. ABD Başkanı Biden’ın imzaladığı bir kararnamede; “Türkiye Cumhuriyeti, ABD dış politikası için olağanüstü ve olağandışı bir tehdittir” ifadesi bile geçti.

Özetle:

Bölgemiz yanıyor.

Barış mezara kondu.

Biz yalnız yakalandık.

Şehitlerimiz geliyor.

★★★

12 şehit verdiğimiz 23 Aralık baskını sonrası şehit cenazelerinin kaldırıldığı gün; namaz kılmaya gelmiş muhalefet partisi liderini yuhalayıp ıslıklamaya koşanlar olmuştu. Bazıları da şehit çelengine saldırıp parçalamışlardı. Sayıları fazla olmayan bu tip insanları siyaset adamları ve örgütlerinin yönlendirdiği ortaya çıkmıştı.

9 yeni şehit verdik.

Yine aynı hasta zihin.

Yine harekete geçti.

Şehit üzerinden ayrım, şehit üzerinden bölünme, şehit üzerinden siyaset, şehit üzerinden maganda milliyetçilik boy gösterdi.

Şehit üzerinden ayrım.

Şehit üzerinden saldırı.

Şehit üzerinden bölünme.

Bu akılsızlık, izansızlık.

Hukuk yerine gemi!

Güney Afrika Cumhuriyeti, Uluslararası Adalet Divanı’na başvurup “İsrail Gazze’de soykırım yaptı” suçlamasıyla dava açtı. Yargılama başladı. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Hukuk Heyeti’nde ülkenin adalet bakanı da bulunuyor. Güney Afrika Cumhuriyeti hukuk heyeti, “İsrail’in soykırım yaptığının kanıtı olarak” mahkemede Türkiye Cumhuriyeti Anadolu Ajansı’nın çektiği fotoğrafları gösterdiler. Bu fotoğraflarda İsrail askerlerinin  Gazze’de Beyt Lahya kentinde enkaz altından çıkartılan cansız anne, baba, kardeş, çocuk bedenlerini, bir hastanenin yakınında hazırlanan “toplu mezarlara gömülüşünün” görüntüleri yer alıyor. Güney Afrika Cumhuriyeti, adalet götürerek Filistinliye sahip çıktı. Bizim iktidar ise içeriye propaganda mitingleri düzenliyor fakat  İsrail’e ticaret gemisi sayısını da arttırıyor. Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’na Meclis’te “Savaşın başladığı günden beri Türkiye’den İsrail’e ticaret var mı? Kaç gemi gidiyor?” diye soruldu. Bakan, İsrail saldırısının başladığı günden bugüne İsrail’e Türkiye limanlarından 701 geminin sefer yaptığını” açıkladı.