Cumhuriyetle yüzlerce fabrika, tesis kuruldu. AKP geldi ne kadar fabrika, üretim yapan değer varsa hepsini sattı savdı. Bugün yerlerinde yeller esiyor, anılarımızdan bile silindi.

“Okullar için yer istedi, verdik. Olimpiyat dediler, her türlü desteği verdik. Ne istediniz de vermedik” deniliyordu. Darbe yapmaya kalktılar, yurttaşları tankla ezdiler, uçaklarla bombaladılar, taradılar. Siyasi ayak arandı ama silindi gitti.

Hızlısı yavaşı kaç tren kazası yaşandı, kaç insan yitirdik sayıları unuttuk. Sorumlu devlet görevlisi peki? Makinistler dışında bulunamadı, yetki vardı sorumluluk silinmişti.

Türkiye Cumhuriyeti ibaresi tabelalardan silindi.

Dönemin başbakanı Davutoğlu AKP seçim bildirgesini açıkladı “Yeni anayasada herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacağız” dedi. Anayasa’daki Türk kelimesini silmek istediler.

Meclis Başkanı İsmail Kahraman davetiyelerin üzerindeki TBMM yaldızlı logodan Atatürk’ün ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ sözünü sildirdi.

Türküm, doğruyum diye başlayan Andımızı sildiler.

Hazine’deki milyar dolarlar? Araştır bulamazsın. Soru sorsan ‘ne hazinesi, ne milyarı’ denir. O denli sildiler yani!

Kadın hakları için İstanbul Sözleşmesi imzalamıştık. Bir sabah kalktık sözleşme mözleşme yok. Tek kalemde silindi.

11 kentimiz yıkıldı binlerce can yitirildi. Sorumlu tek bir devlet görevlisi yok.

Milyonlarca emekli üç kuruş maaşa mahkum edildi. Çalıştıkları yıllardaki birikimleri ve insanca yaşam hakları silindi.

Pazar günü Sisi mi diyeceğiz yoksa Binali Yıldırım mı diye soruluyordu. Yattık kalktık kardeşim Sisi oldu, Katil Sisi silindi.

İstanbul’da seçim sonucu umdukları gibi çıkmayınca itiraz ettiler ‘oylar çalındı, aktarıldı, eksik, mühürsüz’ dediler. Seçim iptal edildi. Sonra dedikleri ne varsa silindi gitti.

Milyonlarca insan iş umuduyla KPSS ve ne kadar sınav varsa girip kazandı. Hatta bazıları 100 üzerinden 100 aldı, ilk yüze girdi, birinci oldu ama iktidara yakın olmadıkları için birer dakikalık mülakatlarda emekleri silindi.

Diyanet Atatürk adını anmayı defterden sildi.

Koskoca Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar yok sayıldı.

AKP iktidarının 21 yılında sadece 90 bin işçi grev yapabildi. Yasaklar ve iktidara yakın sendikalar sayesinde grev hakkı silindi.

Eskiden çalışanlar kıdem tazminatları ile ev, araba alıyordu. Artık bir araba tekeri alınamıyor. Kıdem tazminatı silindi.

Tarım alanları azaldı, Türkiye kendi kendine yeten ülke dedirten milyonlarca çiftçi tarlayı, traktörü bıraktı. Henüz silemediler ama bu gidişle yakındır.

Tek adam sistemi ile milletvekillerinin kıymetiharbiyesi kalmadı, TBMM’nin gücü silindi.

2008-2023 arasındaki 15 yılda 400 bine yakın maden ruhsatı verildi! TEMA’ya göre sadece 24 ildeki madenler yüzünden 3 binden fazla endemik canlı türü bu dünyadan silinme tehlikesi altında.

Fıtrattandı madenlerin kimi göçüyor, kimini su basıyor, kimi patlıyor, kimi işçilerin üzerine yığılıyordu. Maden felaketi deyince dünyada ilk üçe giriyorduk ama iktidarın atadığı üst düzey idarecilerden biri bile hesap vermiyordu. Hesap vermek kitaptan silinmişti.

Dokuz işçimize hala ulaşılmayan, tonlarca siyanür kullanarak altın aranan, sözde defalarca denetlenip tertemiz çıkan altın madenini işleten şirketin milyonlarca dolarlık vergi borcu silindi.

Sil sil pardon, yaz yaz bitmiyor!

Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir sözünü, bu sözü söyleyen Atatürk’ün adını, kanla emekle kurulan Türkiye Cumhuriyeti ibaresini silen, doğa mirasını, fabrikaları, tesisleri, birikimleri, milletin kefen parasını bile silenler öyle bir şeyi silmiş ki bu kadarına da pes diyor insan!

Şirketin vergi borcunu silmek çocuk oyuncağı kalır. Erzincan İliç’teki Anagold maden sahasının tam altından geçen Ovacık fay hattı-Munzur segmentini resmi fay haritasından silmişler iyi mi! Vay arkadaş Çöpler madenini çöpsüz üzüm yapmışlar...