Fenerbahçe Kadıköy’de 2 isabetsiz şut ve 0 net gol pozisyonu ile devreyi kapattı. Göztepe bu ligin en zorlu takımlarından biri. Fenerbahçeli oyuncular ya bunun farkında değillerdi ya da ‘atarız eninde sonunda’ düşüncesine kapılmışlardı. Göztepe ceza sahası içinde sadece 4 kez topla buluşmak çok garip. Psikolojik olarak ve analiz anlamında bu durum nasıl açıklanır çok merak ediyorum. 3’lü defans anlayışında kanatların uçak gibi olması lazım.

Romulo’yu topla buluşturursan tehlikeli olur. Djiku, Çağlar ve Yusuf hava toplarını çok fazla yere düşürdüler. Göztepe’nin attığı golde en büyük hatayı Amrabat yaptı. Juan bu hatayı çok iyi değerlendirdi. Tadic bu maçta kayboldu.

Göztepe savunması ilk hatasında gol yedi. En-Nesyri, net hatayı affetmemişti. Bu gol, maçta yepyeni bir senaryoya yol açmıştı. Maximin ve Kostic’in oyuna girmesi ile takımın oyun iştahının yükselmesi, Göztepe’yi çok şaşırtmıştı. En-Nesyri’nin mükemmel kafa golü ve Oğuz’un kaleci Lis’i yanıltan şutu ile maç bir anda 3-1’e geldi. İlk yarı ile ikinci devre arasında dağlar kadar fark vardı. Bu durumda akıllara şu soru gelebilir. Zirveye yaklaşmak için hep kazanmak zorundasın ama oyun anlayışı ile bu kadar oynarsan işin zora girmez mi?

Devre 0-2 bitse ne olacaktı? İkinci devre oyun içindeki yüksek tempo, rakipten topu çabuk geri almak ve temaslı oyun ilk yarıda denenen sistemden vazgeçilmesi üzerine ortaya çıktı. Bitime 8 dakika kala Miroshi’nin attığı gol yine kriz ortamı doğurabilirdi.