UEFA, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde geçtiğimiz sezon format değişikliğine gitti.
‘İsviçre Sistemi’ adı verilen bu formatla klasik grup sistemini değiştiren UEFA, turnuvayı daha rekabetçi, adil ve kazançlı hale getirmeyi hedefliyor.
İlk sezonda bile bu hedeflere büyük ölçüde ulaşıldı.
DAHA FAZLA MAÇ DAHA ÇOK REKABET
Önceki sistemde grup aşamasında 4 takım toplam 6 maç yapıyordu. Yeni sistemde ise 36 takım tek bir lig tablosunda, her takım 8 farklı takımla maç yaptı. (4 iç saha + 4 deplasman)
Böylece daha çeşitli rakipler ve yüksek profilli eşleşmeler ortaya çıktı.
Sonuç olarak bütün maçların önemi arttı; ayrıca her takımın puan tablosundaki yeri, Avrupa’daki diğer tüm rakiplerine göre belirlenmiş oldu.
PUAN TABLOSU GERÇEK BİR LİG GİBİ
Bu sistemde takımlar tek bir puan tablosunda sıralanırken, ilk 8 doğrudan son 16 turuna, 9–24 aralığındaki takımlar ise son 16’ya kalmak için play-off oynadı. 25. sıra ve altındakiler elendi.
Bu sistem hem seviye dengesini sağladı hem de 8 maçlık puan ortalamasıyla başarıyı daha doğru yansıttı
SON HAFTAYA KADAR HEYECAN
24 takıma kadar üst tur şansının devam ettiğine geçen sezon şahit olduk.
Son maçında Ajax’a 1-0 yenilen Galatasaray, rakibini yenmiş olsa grubu 6. sırada tamamlayıp direkt üst tura çıkacakken grubu 13 puanla 13. sırada tamamlayıp play-off’a kalmıştı.
Avrupa Ligi’nde 10 puan toplayan Fenerbahçe ise artı bir gol averaj sayesinde 24. olmuş play-off oynama şansını elde etmişti.
Bir diğer temsilcimiz Beşiktaş son maçında Twente’yi yenmiş olsa adını play-off’a yazdıracaktı. Bu durumda Fenerbahçe 25. sırada kalacağı için elenecekti.
Bu format sayesinde heyecan son haftaya kadar sürdüğü gibi, atılan bir golün bile ne kadar kıymetli olduğunu gördük.
Eski sistemde ise grup sonuncusu son 2 maçına kimi zaman formalite icabı çıkıyordu.
YAYIN VE GELİR ARTIŞI
Daha fazla maç daha fazla yayın demek bu da daha fazla gelir anlamına geliyor.
Tribün gişe gelirleri de cabası.
Ayrıca UEFA’nın toplam dağıtacağı gelir de arttığı için kulüplerin mali yapısına ekstra katkı sağlanmış oldu.
ORTA DÜZEY TAKIMLAR İÇİN ŞANS ARTTI
Eskiden bazı gruplar 'ölüm grubu' olarak anılırdı; bu gruplarda zayıf takımların elenmesi neredeyse kaçınılmazdı.
Yeni sistemde orta düzey takımlar daha dengeli rakiplerle 8 maç yaparak üst tur için daha gerçekçi fırsatlar bulabilmiş oldu.
Turnuva, elit birkaç kulübün domine ettiği yapıdan biraz daha dengeli hale geldi.
Neden bu konuya değindiğimi de kısaca izah edip bitireyim.
Süper Lig’de şampiyon da küme düşen takımlar da belli oldu. Hafta sonu oynanacak maçlar formaliteye dönüştü doğal olarak.
Pandemi nedeniyle küme düşmenin kaldırıldığı Süper Lig’de takım sayısı 21 olmuş, yoğun maç trafiği nedeniyle karşılaşmalar hafta içi de oynanmıştı.
Önümüzdeki sezondan itibaren yeniden 18 takımla mücadele edilecek Süper Lig’de.
Bu sayı bile fazla aslında.
16 takımdan oluşan Süper Lig'in, rekabetin son maça kadar devam ettiği bir sistemle daha keyifli olacağı düşüncesindeyim.
Dünyada örnekleri var.
- Belçika Jupiler Pro League – Şampiyonluk ve Düşme Play-Off’ları.
- İskoçya Premiership – Bölünmüş Lig.
- MLS (ABD) – Playoff Sistemi.
Bunlar ilk aklıma gelenler.
İki - üç takımın tekelinde olan ligler zamanla cazibesini yitiriyor.
Ayrıca TFF, profesyonel liglerde takım sayısını kademeli olarak düşürme kararını bir daha gözden geçirmelidir.
Düşürecekseniz Süper Lig'deki takım sayısını düşürüp, daha rekabetçi bir sistem geliştirin.