Türkiye A Milli Erkek Futbol Takımı, Macaristan'ı evinde 3-1, deplasmanda 3-0 yenerek, aslında gruplardan yükselmesi gereken UEFA Uluslar A Ligi'ne gecikmeli de olsa adını yazdırdı. 

Ancak Macaristan karşısında alınan toplamda 6-1'lik ezici sonuç aldatmasın. Milli Takım, iki maçta da rakipten daha az gol beklentisi ile altı gol buldu. İlk maçta Türkiye'nin gol beklentisi 0.79, Macaristan'ın 1.79... İkinci maçta ise Türkiye'nin gol beklentisi penaltı ile birlikte 1.62, Macaristan'ın ise 1.38...

Yeteneği kısıtlı, kontra atak dışında planı olmayan, Dominik Szoboszlai ve Milos Kerkez dışında vasatın altında futbolculardan oluşan, bütün bunların üstüne eksiği fazla bir Macaristan karşısında alınan galibiyetler elbette önemli ancak Dünya Kupası elemeleri öncesi çözülmesi gereken sıkıntılar da yok değil.

İspanya ya da Hollanda, Gürcistan ve Bulgaristan'dan oluşan grupta kağıt üzerinde ikincilik garanti gibi görünse de santraforsuz sistem Gürcistan ve Bulgaristan maçlarında yeterli olmayabilir. İspanya ya da Hollanda gibi topa sahip olan takımlar karşısında hızlı ataklarda sistem işleyebilir ancak kapanan savunmaları açmakta zorlanabiliriz.

Bu nedenle Vincenzo Montella, belli ki santraforsuz sisteminden vazgeçmeyecek ancak en azından yedek kulübesinde tutmak için net bir forvet bulmak zorunda... Bu dönemde Enes Ünal'ın uzun süreli sakatlığı ve Bertuğ Yıldırım'ın fazla forma şansı bulamaması da Montella'nın şanssızlığıydı. 

Genç ve yetenekli oyunculardan kurulu Milli Takım'ın, Hakan Çalhanoğlu gibi bir maestronun önderliğinde Dünya Kupası elemelerinde başarılı olması için iki sıkıntının çözülmesi gerekiyor. Birincisi kadroda net bir forvet oyuncusunun yer alması. İkincisi de Arda Güler, İrfan Can Kahveci, İsmail Yüksek gibi takımda önemli rol oynayabilecek oyuncuların maç temposu kazanması...

Bu sıkıntılar da çözülürse Milli Takım'ın Dünya Kupası'na giderek, üst turlara yükselebileceğini söylemek abartı olmaz.