Acı çekerek adam olunmaz ama acılar insana hayatı öğretir!

Eğer ülkemizin güzel insanları, çektikleri acılardan ders almamışlarsa, benzeri acılara daha uzun yıllar katlanmaya devam edecekler demektir.

Bugün Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri evde kaynamayan tenceredir.

Bu millet, eti, sütü, patatesi, soğanı lüks haline getirenlerden hesap sormayacak mı? Bu kadar saf olunabilir mi?

★★★

Diyelim ki, seçimi yine AKP kazandı. Ne olacak?

Olacakları söyleyeyim:

Türkiye sadece önümüzdeki 5 yılı değil, tüm zamanları kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak!

Belki de göreceğimiz son seçim olacak bu!

Ülkemizde zaten topallayarak yürüyen hukuk ve demokrasi tamamen rafa kaldırılacak, bugünleri bile arar hale geleceğiz!

Saray’a yakın çevreler zenginleşmeye, ucuz ekmek kuyruklarında çile çekenler ise fakirleşmeye devam edecek.

Vatandaşın alım gücü düştükçe, yoksulluk ciğerlerimizi yakacak.

★★★

85 milyonluk Türkiye’de, insanların yüzde 20’si, yani 17 milyon kişi, varlıklı ve mutlu.

17 milyon küçümsenecek bir miktar değildir. Bu, orta boy bir Avrupa ülkesinin nüfusudur. Evleri, arabaları, yatları alanlar, lüks lokantaları dolduranlar, seyahatlere gidenler bunlardır.

O varlıklı kesim hariç, Türkiye’nin yüzde 80’i (68 milyon kişi) yoksulluğun pençesinde kıvranmaya devam edecek.

21 yılda ülkemizi perişanlığın zirvesine taşıyanların bir seçim daha kazanmaları halinde Türkiye bir korku tüneline girecek... Ulusça o karanlık tünelden ne zaman çıkacağımızı Allah bilir!

★★★

Okurlarımdan mektuplar alıyorum...

“Tanrı bize neden yardım etmiyor? İnancımız tam ama Tanrı niçin bizden yana değil?” diye soruyorlar.

Allah bize akıl vermiş. Sanırım artık aklımızı kullanmamızı istiyor.

Her toplum kendi kaderini kendi tayin eder.

Eğer ulusça aklımızı başımıza toplarsak “Küfre, tehdide, baskıya dayanan ilkel yönetim anlayışını” tarihin çöplüğüne atabiliriz.

Ünlü şairin vatan çığlığı!


Edebiyat dünyamızda önemli bir yeri olan şair-Yazar Ataol Behramoğlu geçtiğimiz günlerde Muharrem İnce, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan’a “Açık mektup” yazdı.

Behramoğlu, bu siyasetçilerin yurtseverliklerine hitap ederek:

“Tek oyun bile yaşamsal öneme sahip olduğu cumhurbaşkanlığı seçiminde, Millet İttifakı adayı çevresinde kenetlenerek, onun lehine adaylıktan çekilerek, seçimin ilk turda bütün yurtseverlerin, çağdaşlığın,  cumhuriyetimizin değerlerinin zaferiyle sonuçlanmasına katkıda mı bulunacaksınız? Yoksa sevgili ülkemizi kötü bir kader olasılığıyla baş başa mı bırakacaksınız?” diye sordu ve ekledi:

“Bu çığlığa sessiz ve duyarsız kalamazsınız. Kalmamalısınız!”

Aradan bir hafta geçti, maalesef hiçbir cevap gelmedi.

Kazanma şansları sıfır olan iki aday Muharrem İnce ve Sinan Oğan, şairin çığlığına sessiz ve duyarsız kaldı! Yurt sevgileri hikâye!

TEBESSÜM

Ünlü yazarın korkusu!


Eski dönemin ünlü yazarı Refi Cevad Ulunay, hiç tatil yapmadan her gün yazar, gazetedeki sütununu hiç boş bırakmazmış... Bir gün sormuşlar:

“Üstat, sen hiç tatil yapmaz mısın?”

Yazar hafifçe gülümseyerek:

“Tatile çıkarsam gazetenin tirajı düşer diye korkuyorum” demiş.

Dostları “Bir dene üstat... Sen tatildeyken belki gazetenin tirajı düşmez!” diye ısrar etmişler.

Yazar “İşte tam üstüne bastınız” demiş “İkinci korkum da bu!”

GÜNÜN SÖZÜ

Dünyanın kuralı: At teper, katır teper arada eşek gider!