Güçlü oyunu tarif etmek ister sek, Kadıköy’de Fenerbahçe’nin ilk 15 dakikadaki tarzı iyi bir örnek olur. Hani derler ya rakip nefes alamıyor, bunaldı. Gol gelmeliydi artık...
Baskılı dakikalar esnasında gerçeğe dönüşmeliydi bu düşünceler ama olmadı. Lyon önce tempoyu düşürdü. Maçın ritmini sıfırladı sanki. Yavaş oyun ve Fenerbahçe savunmasında boşluk arayışları başladı Fransızların. Mourinho bu kadar eksik varken savunmada yine 3’lü oynamayı tercih etti.
Bence haklıydı. Lyon’un deneyimli, üretken orta sahası ve çabuk forvetleri çabuk gol pozisyonu bulabilirdi.
Her şeye rağmen En-Nesyri ilk yarıda İrfan Can Kahveci ile birlikte taraftara gol sevincini yaşatacak pozisyonlara girdiler. Tadic yine oyun zekasını iyi kullandı. Yusuf çok genç bir oyuncu. Böyle maçlarda oynamak ve riske girmek onun için çok önemli. Sakin kaldı, aldığı topları iyi dağıttı. Defansif anlamda ilk yarı içinde kendisini çok beğendim. Çağlar aşırı stresli oynuyor. Her an hata yapabilirim düşüncesi oyununa yansıyor. Lyon, önce beraberlik garantisini almak için uzun süre tempoyu hiç yükseltmedi. İkili mücadelelerde yerde kalıp oyunu iyi soğuttular. Bir baktık bitime 30 dakika kalmış.
Maximin’de değişen bir şey yok. Topla oynamayı çok seviyor. Maçın içinde ona ayrı bir top verseniz ‘neden olmasın?’ diyebilir. Bu sezon önceki maçlarına göre Fred, Lyon’a karşı maksimum performans gösterdi. Geriden oyun kurma konusunda Fenerbahçe Avrupa maçlarında çok iyi olamıyor. Yeni gelen stoperler bu problemi çözebilecek mi göreceğiz. Dzeko dün oyuna girdikten sonra istediği konforu fazla bulamadı. Cengiz Ünder’e çok üzülüyorum. Son 8 dakikada oyuna giriyor... Bir an önce geleceğini planlaması gerekli.
Böyle maçlarda yenemiyorsan, yenilmeyeceksin. Gerçek şu, Lyon 1 puan almaya gelmişti ve aldı.