Suriye Devleti, 1963 yılında Hafız Esat tarafından gerçekleştirilen darbe sonunda Arap milliyetçisi olan BAAS Partisi tarafından 2024 yılına kadar yönetildi. 2000 yılında baba Hafız Esat ölünce, yerine oğlu Beşar Esat geçti. Onun dönemi de 2024 yılında kapandı.  

Suriye halkının çoğunluğu Sünni olmasına rağmen, Esat ailesi ise  Şii Müslümandı. Bundan dolayı Suriye yönetimi, Şiilerin merkezi sayılan İran tarafından destekleniyordu. Bu çelişkili yapılanma nedeniyle Suriye’de sürekli huzursuzluklar yaşandı. BAAS rejimi iktidarda kalabilmek için baskı ve şiddete başvurdu.

PKK’NIN AÇIK DESTEKÇİSİ

Suriye ile Türkiye’nin 913 kilometre sınırı var. Esat ailesi PKK’ya 1999 yılına kadar açık destek verdi. Kamp yerleri, lojistik merkezleri hep Suriye’nin denetimi altında olan yerlerdeydi. Resmi görüşmelerde, ülkelerinde PKK diye bir örgüt bulunmadığını,  ülkelerinde Abdullah Öcalan isimli kişinin olmadığını söylüyorlardı. Hemen ardından da, “Türkiye’de bulunan Müslüman Kardeşler Örgütü mensuplarının faaliyetlerine izin verilmemesini” söylüyorlardı.

“Var-yok” tartışmaları yıllarca sürdü. Türkiye, artık Suriye ile ilgili önemli bir karar aşamasındaydı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ülkemizi ziyaret eden Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’a kararlılığımızı söyledi. Sedat, programını değiştirip Suriye’ye gitti. Hafız Esat’a Türkiye’nin kararlı tutumunu anlattı. İşte başlayan yeni süreçte Suriye’de hava değişti. Öcalan sınır dışı edildi, PKK’lıların faaliyetleri yasaklandı, tutuklananlar oldu.

TERÖR ÖRGÜTLERİNİN MERKEZİ

Terör örgütüne taviz veren, destekleyen ve bulaşan eninde sonunda ağır bedel öder. Bu kapsamda, Esat Rejiminin 2024’te HTŞ (Heyeti Takriri Şam) Terör Örgütü tarafından yıkılışı yaşandı. Bu evrensel şaşmaz bir kuraldır. Başlangıçta yardım ettiği PKK’nın uzantısı PYD-YPG terör örgütü Kobani’de karşılarına çıktı.

ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında 2011 yılında Baas Rejimine karşı Arap Baharı adı altında başlatılan protestoların bastırılması için şiddete varan tedbirlere başvuruldu ama başarı sağlanamadı. Protestoculara bazı askerler katıldı ve Özgür Suriye Ordusu kuruldu. Çatışmalar şiddetlenince Suriye İç Savaşı başladı, ülke çok sayıda terör örgütünün merkezi haline geldi.

ASKERİMİZİN SURİYE OPERASYONLARI

Suriye sınır komşumuz, ayrıca, 3,5 milyon Türkmen soydaşımızın yaşadığı bir ülke. Suriye’de meydana gelen olaylara ve iç savaşa Türkiye, ulusal güvenliğimizi de dikkate alıp seyirci kalmadı.

Değişik tarihlerde çoğunluğu Türkmenlerden oluşturulan Suriye Milli Ordusunu destekledi, bu kapsamda, 2014’de Fırat Kalkanı, 2018’de Zeytin Dalı, 2019’da Barış Pınarı operasyonları gerçekleştirildi. Böylece, Afrin, Elbaab, Cerabulus, Tel Abyad, Resulyan şehirlerinin bulunduğu ve Türkmenlerin yoğunlukla yaşadığı 8835 km karelik, Hatay ilimiz ile bağlantılı bölgeyi kontrol altına aldı.

Ayrıca, PYD-YPG yani PKK’nın Fırat’ın doğusunda sözde bir devlet kuracağı ve sınırımızın güneyinden Akdeniz’e ulaşacağı hayalini engellenmiş oldu. Kontrolümüzde bulunan bölgenin muhtemel gelişmelere karşı mutlaka korunması için gereken duyarlılık da gösteriliyor, buna göre takviyeler de yapılıyor.

ÜÇ-DÖRT PARÇA OLUR

Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı, daha sonra Asayiş Kolordu Komutanlığı döneminde sınır ötesi harekatları yöneten ve TSK’dan Korgeneral rütbesiyle emekliye ayrılan Altay Tokat, Suriye’deki gelişmelerle ilgili olarak bize şunları anlattı:

“2024 başında HTŞ güçleri tarafından Şam’ın ele geçirilmesi, Esat’ın Rusya’ya kaçması sonrasında Suriye’de yeni bir devlet ve rejim kurma arayışları sürüyor. Bu safhada, ABD ve İsrail’in rolü önemli. Mevcut koşullarda Suriye’nin üç ya da dört devletten oluşan eski Yugoslavya benzeri federal bir devlet yapılanmasının gerçekleşeceği kanısındayım. Bu yapılanma da bir süre sonra dağılıp parçalanabilir.

Bu sırada, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleri için özendirici ve inandırıcı yaklaşımlarda bulunulmalı. Çünkü, terör örgütlerinin kurduğu devletler uzun süre yaşamıyor. Suriye’nin mevcut karmaşık sürece girmesinde Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya’nın,  Suriye’den çekilmesi ve İran’ın kendine yakın olan Esat yönetimini yalnız bırakması da etkili oldu.

KÖKÜ KAZINMADIKÇA

Terör örgütlerinin kökünü kazımayan devletler, ağır bedeller ödüyor, günah ve vebal altında kalıyor, gelişemedikleri, sorunlarını çözemediklerine ilişkin çok sayıda örnek var.

‘Terörsüz Türkiye’ projesi tartışılırken, bazı siyasetçiler ‘PKK sorununun demokrasi ile çözülmesini’ savunuyor, İspanya’nın  ETA’yı demokrasi yöntemiyle çözdüğünü söylüyor. Kusura bakmasınlar ama kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorlar.

SİLAHI BIRAKTI

İspanya’da ETA Bölücü Terör Örgütünün siyasi kanadını Batasuna Partisi oluşturuyordu. İspanya Anayasa Mahkemesi bu partiyi, terör örgütüyle ilişkili olduğu için kapatmıştı. Daha sonra, ETA silahlarını teslim etti ve faaliyetini silahsız yürüteceğini duyurdu. Tabii ki parti kapatılmasın ama terör örgütüyle de arasına mesafe koyamıyor. Terör örgütünün silah bırakma gibi bir niyetinin olmadığı anlaşılıyor.”

Gerçekten Türkiye’ye yazık ediliyor. Ülkeyi kutuplaştırmak isteyenlerin oyunlarına dikkat!