Düşünüyorum da, milletçe hayatımızın heyecan, endişe ve acı dolu bir roman ya da bir korku filmi gibi olduğunu görüyorum.

Binbir sorunumuz var. Yıkıcı sorunlar sarmalı içindeyiz, fakat... Çözümlenmesi gereken ilk sorun, toplumda giderek derinleşen yoksulluk!

Enflasyon, hayat pahalılığı ve zamlardan kurtulmadıkça gün yüzü görmeyeceğimiz kesin!

Siyasilerin “Türkiye Yüzyılı”, “Emekliler Yılı”, “Ekonomimiz büyüdü, büyüyor” gibi propagandaya yönelik sözleri bir anlam ifade etmiyor.

★★★

Yoksulluk yalnız Türkiye’nin sorunu değil...

Bugün, dünya genelinde aşırı yoksulluğun ve gelir eşitsizliğinin giderek derinleştiği görülüyor.

Dünyada nüfusun yüzde 8.5’ini oluşturan 892 milyon insan, aşırı yoksulluk içinde yaşarken Türkiye’de de 50 milyon insanımız bundan nasibini alıyor!

TÜRK-İŞ’in 2024 Eylül verilerine göre ülkemizde dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcamaları için yapması gereken aylık asgari tutar 19 bin 830 lira.

Diğer temel ihtiyaçlar (eğitim, sağlık, ulaşım, kira, vs.)  için gereken toplam gelir tutarı ayda 64 bin 595 lirayı buluyor.

Asgari ücrettin 17 bin 2 lira olduğu Türkiye’de kaç aile ayda 64 bin 595 lira kazanıyor?

Ülke nüfusumuzun yüzde 60’ından fazlası yoksul maalesef!

★★★

Toplumun, çözümlenmesi gereken ilk sorunun derin yoksulluk olduğunu düşünüyorum.

Enflasyon, zamlar, dolaylı ve dolaysız vergiler âdil bir şekilde dengelenmeli, devlet harcamalarında tasarrufa gitmeli...

Oysa siyasiler ne yapıyor? “İtibardan tasarruf olmaz” diye, savurganlığa devam ediyor.

Bu toplumun, alnının teriyle elde ettiği gelirlerinden ödediği vergiler iktidarın harcamalarına yetmiyor, bütçe sürekli açık veriyor, iç ve dış borçlarımız hızla büyüyor.

Artan yoksulluk, varlıklı, zengin kesimin de keyfini kaçırdığı toplumsal huzursuzluklara yol açıyor.

İçinde bulunduğumuz yönetim anlayışıyla Türkiye’nin düzlüğe çıkması mümkün görünmüyor!

Çare, aklın yolundan şaşmamak ama siyasette herkes kendini çok akıllı görüp “Benim yolum doğru” dediği için sağlıklı çıkış yolunu bulmakta zorlanıyoruz!

“Toplumsal cinnet” riski!

Küresel yoksulluk, gelir eşitsizliği ve iklim değişikliği arasındaki ilişkinin ele alındığı Dünya Bankası’nın 2024 “Yoksulluk, Refah ve Gezegen Raporu” çarpıcı veriler ortaya koydu.

Rapor, dünya genelinde aşırı yoksulluğun ve gelir dengesizliğinin giderek derinleştiğini gösteriyor.

Refahın dar bir zümrede yoğunlaştığını belirten raporu Türkiye açısından değerlendiren Toplum Çalışmaları Enstitüsü Genel Sekreteri Çiğdem Gizem Okkaoğlu’na göre “Toplumun daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi için, kapsayıcı politikalarla yoksulluğu ve gelir eşitsizliğini azaltmak zorunlu. Aksi takdirde, sosyal ve ekonomik dengeler bozulmaya devam edecek, toplumsal huzursuzluklar giderek derinleşecek ve ‘Toplumsal cinnet’ kaçınılmaz olacak!”

TEBESSÜM

Tembele akıl öğretilmez!

Dedesi, sık sık işten kaçıp çoğu zaman çalışmayan delikanlıya sormuş:

“Evlâdım, ben bu yaşta çalışıyorum, sen neden çalışmıyorsun?”

“Çalışınca ne olacak?”

“Çok çalışıp çok para kazanacaksın!”

“Para kazanıp ne yapacağım?”

“Biriktireceksin...”

“Peki, biriktirip de ne olacak?”

“O paralarla ileride hiç çalışmadan yaşayacaksın be evladım...”

Tembel delikanlı gülmüş:

“Ben zaten şimdi de çalışmadan yaşıyorum dedeciğim!”

GÜNÜN SÖZÜ:

Gerçek dostluk fosfor gibidir, çevreyi karanlık sarınca iyice parlar!