Asgari ücrete yapılan  zammın âdil ve yerinde olduğunu iddia eden iktidar diyor ki:

“Bu rakam 2024 yılına göre net yüzde 30 artışa tekabül ediyor. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözünüze bir kez daha sadık kaldık”

İyi ki sadık kalmışlar!

Ya kalmasalardı?

Bu iktidarın halktan iyice koptuğu, çile çeken insanlardan uzaklaştığı anlaşılıyor.

Çalışanlarımıza karın tokluğuna bile yetmeyen maaşı reva görenler, yoksullukla boğuşan talihsizleri hayali vaatlerle teselli etmeye çalışıyorlar.

Bunun son örneği Cübbeli Ahmet Hoca’nın lâfları...

Fukaralığı öven Cübbeli Ahmet:

“Fakirler, zenginlerden 500 sene evvel cennete girecek!” demiş. Böyle bir hadis varmış! Fakir hayat meğerse kutsal bir hayatmış!

Öyleyse yaşasın fakirlik! Cennet onların ayaklarının altında demek ki... Saf insanları böyle aldatıyorlar işte!

Gerçek ise başka... O tür hadisler, uydurma hadislerdir!

★★★

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan hafta içinde, sadakaya benzeyen asgari ücret zammını açıklarken konuşmasına Hz. Muhammed’in sözleriyle başladı:

“Peygamber efendimiz ‘İşçinin alın teri kurumadan hakkını verin’ öğüdü, medeniyetimizin de özünü yansıtan güçlü bir erdem çağrısıdır” dedi.

Peki, Peygamber efendimizin bu tavsiyesi yerine getirildi mi? Çalışanlara alın terlerinin hakkı verildi mi?

Çalışma Bakanı Işıkhan “Verildi” diyorsa, kendi kendini aldatıyor demektir.

Akıl sağlığı yerinde olan hiç kimse buna inanmaz!

★★★

22 bin 104 liralık asgari ücret, daha açıklandığı gün, açlık sınırının altında kaldı.

Birleşik Kamu-İş Federasyonu’na göre, 2024’ün son ayında açlık sınırı 23 bin 256, yoksulluk sınırı 71 bin 48 lira oldu.

Tez-Koop İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu:

“Açlıktan ölmek istemiyoruz!” diye haykırarak tüm sendikalara büyük bir miting çağrısında bulundu.

İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt “Muhalefet olarak Türkiye’nin her vilayetine, her ilçesinde, yarından tezi tok ‘Hükümet istifa!’ diye mitinglere başlamalıyız” dedi.

İşçinin sesini duyurmak, gücünü göstermek gerekiyor.

Bugün Ankara Tandoğan Meydanı’nda, 70’e yakın kuruluşun bir araya gelerek düzenlediği büyük bir protesto mitingi var.

CHP’nin de desteklediği bu büyük miting, haksızlıklara karşı yüreklerde dalga dalga büyüyen tepkisel duyguların dışavurumu olacak, insanlar “Hakkımızı istiyoruz!” diye haykıracaklar!

Tüm ülkede tek ses, tek yürek olmalı. Mitingler yalnız Ankara’da değil, Türkiye’nin her kentinde devam etmeli...

Ta ki, “Erken seçim” kararı alınıncaya kadar!

Bakan Bey masal anlatıyor!

Ülkemizde gerçekten üzücü, umut kırıcı bir hava var.

Çağdaşlıktan uzak bir eğitim sistemiyle gerisin geriye gidiyor, şeriatçı ülkelere doğru sürükleniyoruz.

Konya’da Tahir Büyükkörükçü Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde, “Arapça Günü Etkinlikleri” kapsamında, öğrencilerin İŞİD militanı gibi giydirilip ellerine oyuncak tabancalar verilerek gösteri yapılması Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e soruldu.

Bakan Bey, okulları tarikatlara ve cemaatlere bizzat kendisinin açtığını unutarak “Bize bağlı 65 bin tane okul var. Bu 65 bin okulun her birisinde her gün bizi rahatsız eden olaylarla karşı karşıya kalabiliriz. Bir tane okuldaki olayın, 65 bin okula mal edilmesi doğru değil. Bu tür haberler bize ulaştığı vakit gerekli il müdürlüklerimiz üzerinden incelemeyi başlatıyoruz. Teftişe dönüşmesi gerekirse bakanlık müfettişleri gidiyor, gereğini yapıyor!” dedi.

Peki, gereği yapılıyor da ne oluyor? Bugüne kadar okullarda gerici faaliyetlerde bulunan hiçbir kişiye ceza verildiğini duyduk mu? Cemaat ve tarikatları okullara sokan Bakan Tekin, aksini iddia ediyorsa kamuoyuna açıklama yapmak zorundadır!

GÜNÜN SÖZÜ

Yoksul toplumlar acıkınca kurt masalı dinlemeyi severler!