Hukuku, liyakati, şeffaflığı hiçe sayan iktidarın önce şunu kabul etmesi gerekiyor:

“Türkiye yüzyılı”, “Emekliler yılı”, “Kutlu ve mutlu yürüyüş”, “Avrupa bizi kıskanıyor” gibi hamasi lâflarla işler yürümüyor, yürümesi de mümkün değil!

Hukuk var mı hukuk? Sen önce bunu söyle...

Anayasaya saygı duyuyor musunuz? Adaleti sağlıyor musunuz? Ülkede her şey güvenlik içinde mi?

Fazla söze gerek yok!

Ülkede hukuk yoksa ekonomi guguk olur!

★★★

Şu gerçeği kabul etmek zorundayız: Hukuku zedelenmiş bir ülke uluslararası alanda “ekonomik güven” yaratmakta çok zorlanır!

Halen Türkiye’de, yabancılara göre ülkedeki tek güven unsuru Mehmet Şimşek’in varlığı.

Şimşek, dünyada kredisi olan biri...

Gerçi ülkemizde şu ana kadar yaptığı işlerde pek başarılı değil... Katı IMF yöntemlerini uyguluyor ve millete kemerleri sıktırdıkça sıktırıyor!

Sonuçta, fakir daha fakir oluyor, şirketler batıyor, kepenkler iniyor, sancılar artıyor. Fakat...

Her şeye rağmen ekonomik istikrara kavuşmak yine de Mehmet Şimşek’e bağlı!

“Nas var Nas! Size bize ne oluyor ki?”, “Faiz sebep, enflasyon sonuç” gibi bilimsel geçerliliği olmayan görüşlerin tatbikiyle bozulan ekonomik dengeler kolay kolay düzelmiyor.

★★★

Saray, bütün bakanlarını feda edebilir ama Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i feda edemez!

Bu bakımdan birkaç gün önce, “Mehmet Şimşek istifa etti” diye haberler yayılınca güldüm, “Böyle bir şey mümkün değil” dedim.

Ülkemizde uygulanan ‘Tek Adam Sistemi’nde her şey Saray’a bağlı... Bakanların “istifa” diye bir hakkı yok!

Hükümetten “istifa” ederek ayrılmak söz konusu olamaz! Bakanlara “istifa yolu” kapalı!

Peki, bir insan yapmak istemediği göreve zorla devam ettirilir mi? Ettirilmez tabii ama ayrılmanın tek yolu var:

“Görevden affedilmek!”

Bakan affını isteyecek, Cumhurbaşkanı da lütfedip onu görevinden affedecek!

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde “istifa işlemi” böyle yürüyor.

★★★

Gelelim ekonomiye...

Mehmet Şimşek’in uyguladığı “para politikaları” ve “zam yağmuru” sistemiyle enflasyonun düşmesi mümkün değil.

Üretimde umut verici bir artış yokken enflasyon nasıl düşer ki?

TÜİK, hiç de inandırıcı olmayan rakamlarla enflasyonu düşer gibi gösteriyor ama çarşı-pazardaki fiyatlar bu iddiayı yalanlıyor!

Önümüzde çok sıkıntılı uzun bir süreç var... “Erken seçim” olmadan Türkiye düzlüğe çıkamaz!

Tarımdaki kriz, Tarım Bakanı’nın umurunda değil!

Tarımda da kriz var! Çiftçi kan ağlıyor!

Türkiye’nin hemen her yanında, traktörleriyle yolları kapatan üreticiler dertlerini duyurma çabası içindeler.

Maliyetlerin yüzde 100 arttığını, ürünün ise tarlada kaldığını haykıran üreticiler “Ekim yapamaz hale gelirsek, ülkede açlık başlar” diye iktidarı uyarıyor.

Çiftçi, bir traktör deposu mazot almak için 400 kilo buğday satmak zorunda olduğunu söylüyor.

Bu arada orman yangınları da can yakmaya devam ediyor.

Tüm bunlar olurken, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın gündeminde çiftçiler de, orman yangınları da yok!

Bakan Bey’in derdi “Başörtüsü.”

Bakan Yumaklı “Başörtü güzellemesi” yaparak “Eski Türkiye’de çocuğunuzun okuduğu okulun bahçesine başörtülü anneler giremiyorlardı...” diye gündem değiştirmeye çalışıyor.

Tarımda maliyetlerin yüzde 100 artması, çiftçilerin acı haykırışları, yanan ormanların hazin akıbeti Bakan Bey’in umurunda değil sanki!

Bu zihniyetle yönetilen Türkiye’nin, krizleri yenip düzlüğe çıkması mümkün mü?

GÜNÜN SÖZÜ

Ha yazın, ha kışın, geceyle gündüzün, kim bilir kaç günü kaldı ömrümüzün? (Z.O.Saba)