22 Temmuz 2007’de erken seçim kararı alınmıştı. Bugün olduğu gibi memlekette seçim havası yaşanıyordu. Necmettin Erbakan çok hasta olmasına rağmen (2011’de yaşamını yitirdi) sahaya çıktı, seçimden önce dört konferans verdi. Deneyimlerine, öngörülerine dayanarak Türkiye’nin nereye gitmekte olduğunu anlatıp, ‘ciğerlerini bilirim’ dediği eski talebeleri için 28 Haziran 2007’de şunları dedi...
* Bu seçim var mı olacağız yok mu olacağız karar verme seçimidir.
* Ellerindeki medya gücüyle milleti narkozluyorlar. Bak kardeşim, bu televizyonların gazetelerin palavralarına aldanma!
* AKP dediğin at yarışının spikeridir. Atın üzerindeki jokey değildir. Bir dafa ata binmek istedi düştü zaten.
* AKP’nin yöneticilerinin hepsi benim evlatlarım! Onlar da uyansın diye açıklıyorum ama neye alet olduklarını anlamayacaklar diye korkuyorum.
* AKP, emperyalizm tarafından 3 Kasım 2002’de işbaşına getirilmiştir. Bütün medya imkanlarını kullanmak suretiyle, üflemek suretiyle bunları başa getirdiler.
* Aç bırakmak, işsiz bırakmak, borçlu bırakmak politikasıya beraber bize üç şey yaşatıldı. Ekonomik yıkım, manevi tahribat, dış politika faciası! Şimdi sokakları donatmışlar AKP bayraklarıyla. İflas etmiş tüccar, iflasını kutlamak için kokteyl veriyor kokteyl!
* AKP kim biliyor musun? Muslukçu başı... Tesisat kurulmuş aç musluğu deniyor AKP musluğu açıyor. Neyimiz varsa yabancılara akıyor.
* Sembolik yardım aldatmacası yapıyor. Kömür dağıtıyor, bilmem ne dağıtıyor. Soygunu üç torba ile örtbas edecek sözde!
* Eyy eski talebelerimiz yeni derse kulak verin. Haberiniz yok herkes işsiz kalacak. Çalışanların ücretleri arttırılmayacak, herkes aç kalacak. Çiftçi ekerse zarar edecek, böylece tarım yapılmasının önüne geçilecek. Dışarıya faizlerin ödenmesi için harcamalar kısılacak. Sadece devlet değil özel sektör, vatandaşlar da dışarıya borçlanacak. Faizler yükseltilecek. Yabancı sermaye adı altında bankalar, gayrimenkuller, telekomünikasyon şirketleri yabancılara satılacak. Ülkenin bütün yer altı kaynakları yabancılara verilecek. Ne söylüyorum duyuyor musunuz?
* Milli geliri artırdım diyorsun. Faizleri kime ödüyorsun, rantiyeye.
* Bizim havuz sistemimiz var ya, AKP’nin de var! Bana bak mübarek, bizim havuzumuz fakir fukaranın havuzuydu. Senin havuzun emperyalizmin havuzu. Köy kahvesinde oturan kasketli kardeşim, sen nasıl AKP’ye oy verirsin? Deli misin? Soyulmak senin hoşuna mı gidiyor?
* Ben o zaman (2002 seçimlerini kastediyor) sana söyledim. Bak eğer sözümü dinlemezsen yarın dizlerini döversin!
* AKP’nin rantiye havuzu nasıl çalışıyor. Alfabede harf kalmamış, bütün vergiler konulmuş. ÖTV, ATV, MTV, KDV, ÖİV... Bir de gelir vergisi koymuş. Bunlarla senin kanını emiyor. Sonra faizle, ihaleyle, düşük faizle götürüp rantiyeciye veriyor. Sen oy verdiğin için bunları sana yapıyor. Bana bak, harakiri yapma, aklını başına al.
* Bunlar 75 milyondan alıyor (2007’de Türkiye’nin nüfusu) 7 bin kişiye veriyor.
* AKP’ye büyük bir hayır işlemek istiyorsanız onu iktidardan düşürün! Çünkü iş başında kalırsa bu borçları çevirmesi mümkün değil. Satacak bir şey kalmadı. Ne yapacak? Apışıp kalacak.
* Borç AKP’nin en büyük felaketidir. Bunun sonu yok. Merkez Bankası kısır bir döngünün içine girmiştir! Yüzde 20 faizle yaşanır mı? (O gün 20 olan faiz bugün yüzde 50)
* İşsizlik yüzde 9.9 diyorlar (2024’ün Ocak ayı için yüzde 9.1 olduğu söyleniyor) değildir! Gerçek işsizlik yüzde 21.8’dir. Milleti aldatıyorlar.
* Üst gelir grubunun AKP zamanındaki geliri 37 milyar dolardan 120 milyar dolara, halkın geliri ise 22 milyar dolardan 26 milyar dolara çıkmış. AKP zamanında rantiyecinin geliri yüzde 300 artmış.
* Sıcak parayı milli gelir olarak yutturmak istiyorlar.
* Hala gelmiş işçiden, köylüden oy istiyor. Hangi yüzle geliyor, ne yüzle oy istiyorsun? Siciline, aynadaki görüntüne bak. Hadi oradan...
* Açık söylüyorum, sen 3 Kasım’da bu hortumları kendi sırtına bağladın. Senin bütün kanını emdi rantiyeye verdi. Şimdi aklını başına al kendine oy ver, kendine!
* AKP yöneticileri (Erdoğan’ın sözlerini kastediyor) ne diyor? “Dua ediyorum Irak’taki genç ABD askerleri evlerine sağ salim dönebilsinler” diyor. Görün gerçekleri artık tanıyın. AKP sandalye hırsından başka bir şey görmez...
*
Meşhur atasözümüzdür, ulu sözü dinlemeyen uluyakalır!
Büyüklerin verdiği öğüt yaşadıkları, tanık oldukları deneyimlere, olaylar karşısında hissettiklerine dayanır. Bir büyüğün kulak ardı edilen sözünün önemi başımız derde girip, işin içinden çıkamadığımız, sızlanıp kıvranmaya başladığımız zaman anlaşılır manasına söylenir...
Bu yüzden bugün köşeyi Türk siyasetinin önemli bir ismine, Erdoğan’ı sahneye çıkaran, AKP’yi kurup kazık atan talebeleri için “Bunlara bakkal dükkanı bile emanet edilmez” diyen, siyasi mirası paylaşılamayan, dünya liderimizin bile ‘büyüğümüz’ dediği Necmettin Erbakan’ın 17 yıl önceki ‘uyarılarına’ bıraktım.
Üç gün sonra sandığa gidecek ahalimiz belki bu defa büyük sözü dinler, rahmetlinin uyarısındaki gibi aklını başına alır dedim.